Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Sn. Emine Dizdarlı’nın son usulsüzlük, yolsuzlık raporu Kıbrıs’ın kuzeyinde yaratılan soygun rejiminin durumunu gözler önüne bir kez daha sermiştir. Dayatma paketlerin ve uygulanan politikaların Kıbrıs’ın kuzeyinin refahına yönelik değil de aslında bu rant rejiminin devamına katkı yaptığının bir kez daha ortaya koymuştur. Sn. Ombudsmanın yetki alanı içerisinde kendi görevini yapması hem CTP-UBP hükümetini, hem de AKP ve TC Elçiliğini rahatsız etmesinin nedeni yaratılan rant rejiminin, uygulanan sözde ekonomik, refah politikalarının!!! Bir kez daha su yüzüne çıkmasındandır. Sn. Ombudsmana toplumumuza bazı değerlerin bitmediğini hatırlatması açısından, umut açısından teşekkür ederiz ve bundan rahatsız olanların konuşmak yerine görevlerini yapması gerektiğini hatırlatırız. Sn. Başbakan’ın, savcılığın derhal harekete geçerek bu yolsuzluğun da diğerleri gibi sonuçsuz kalmaması için gerekeni yapması konusunda uyarıyoruz. Bakanlar kurulunun bu konudaki varsa kararı iptal edilerek hesap sorulmalıdır.
Sn. AKP Elçisinin su sorununda, paketlerde istediğimiz beğendiğimiz kararı alana kadar baskıya devam edeceğiz yaklaşımının haddini aşan bir yaklaşım olduğunu ve yaratılan rant rejiminin, yolsuzlukların bu politikalara bağlı olduğunu ve sonuçlarınında Kıbrıs Türk Halkına yüklendiğin bir başka ispatıdır.
Uzun süredir AKP politikaları ile uyumlu çalışan hükümetlerin ekonomik sonuçları ortadadır ve halkımıza diyet ödetilmektedir. CTP-UBP hükümeti de diğer hükümetler gibi davranmakta ve sus-pus olmuş durumdadır veya ne söylediği anlaşılmamaktadır.
AKP’nin Kuzey Kıbrıs’a yönelik paketlerle ekonomik ve kültürel dayatmaları karşısında Kıbrıslı Türk toplumu adına hükümette olan CTP-UBP hükümetini iki yüzlü politikalardan vazgeçmeli ve cevap vermelidir.
- Nüfus politikalarını yaratan kimlerdir?
- Gazinolar, gece külüpleri, betting ofisler, off-shore bankalar kimindir?
- Merkez bankası müdürü, GKK komutanı, sivil savunma teşkilat başkanı v.s neden TC vatandaşı olmak zorundadır?
- TC yardım heyeti, koordinasyon kurulu, elçiliğin bakanlık müşavirleri, yasadışı ideolojik misyoner faaliyeti gösteren vakıf, dernek, bu kadar cami, din görevlisi ve masrafın amacı nedir?
- Peşkeş çekilen havaalanı, DAÜ okulu, üniversitelerin ve tüm araziler, Turkcell, Telsim anlaşmaları ve sıradakiler kime rant sağlamaktadır?
- Başarısız TC eğitim sistemi neden takip edilmekte? Laik, bilimsel, demokratik, parasız, nitelikli kamusal bir eğitim niçin yapılmak istenmemektedir? TED, doğa, ilahiyat gibi okullar kimindir?
- Dinselleştiren misyoner müfredatlar , TC’den görevli öğretmenler bakanlık müşavirleri, memurlar amacı nedir?
- Üretimi koruma için TC’den gelen mallar neden gümrük, KDV, vergi uygulanmamaktadır?
- % 65 kayıt dışı olan, vergi borcu silinen, her yıl zarar gösteren şirketler kimindir?
- Müşavirlik sistemi, ötürü ödenekler, gizli bütçeler, avantajlı bakanlar kurulu kararları, her şehire bir ateşe alınması, vergi adaletsizliği neden bitirilmemektedir?
- TC’den gelen ve yerli sermayeye sağlanan bunca avantaja rağmen neden işçilere, emekçilere de toplu sözleşme ve sendika hakkı verilmemektedir?
Su sorunu, dayatılan paketler bu rant rejiminin devamının sağlanması içindir. Sn. Ombudsmanın ortaya çıkardığı yolsuzluk bugüne kadar oluşturulan ıce-berg’in çok küçük yönüdür.
Kıbrıs Türk Toplumunun kendi kendini yönetme talebini algılamayanlar su sorunu, 13. maaş sorununu, paketleri bahane ederek, tartışıyor görüntüsü çizerek RANT REJİMİNE devam etmektedir.
AKP dayatmaları, CTP-UBP hükümetlerinin siyasi, ekonomik, kültürel politikaları ölümü gösterip sıtmaya razı olmaya halkı ikna etmeye çalışmaktadırlar. Kıbrıs Türk Toplumunun gerçek talebini ortaya koyamayan anlayış vesayetten bahsetmektedir.
AKP ve Elçisi ile UBP-CTP iki yüzlü politikadan vaz geçmelidir. Doğru politikalarla ancak doğru yere varılır. Çaresizce kabulleniş, hükümetçilik oynayarak yaratılan rejimi saklamak, diyetini halka ödeterek koltuklarda oturmaya devam etmek KAVANOZ DEMOKRASİSİNİ devam ettirmek demektir. AKP, CTP-UBP ve sırada hükümet olmayı bekleyenler, iki yüzlü politikalarla halkımızla dalga geçmemelidirler. Tek dertleri yaratılan rant rejimini yaşatmak olan bu iki yüzlü politikalar, dayatmalar halka yarar getirmeyecektir. Kıbrıs’ın kuzeyini yağmalayan TC hükümetleri ve işbirlikçi hükümetler bunun diyetini ödemelidir. Kıbrıs’ın kuzeyi yağmalanırken, burada yaşayan halkı da daha fazla aşağılamaya, rencide etmeye kimsenin hakkı yoktur.
Sn. Ombudsmanın hükümete sorduğu soruların tümünün net şekilde cevaplanmasının takipçisi olacağız.
Tahir GÖKÇEBEL
KTOEÖS Başkanı
Sendikal Platform a.