Lefkoşa Belediyesinde yaşanan kokuşmuşluk, pislik ve hırsızlık bütün ülkeyi sarmışken faturanın sadece çalışanlara çıkarılması aynı yöntemle elektrik ve telefon çalışanlarının da tehdit altında bırakılması kabul edilemez bir vicdansızlık ve haksızlıktır. Bunu şiddetle kınar bu trajikomik durumu Nasrettin Hoca’nın köpeklerinin çözük bırakılıp taşlarının bağlandığı şehir hikâyesi kadar ahmakça bir davranış olarak görür ve şiddetle kınarız.
Elektrik, Telefon, Belediye, KTHY ve binlerce kamu kurumunda yaşanan hortumlama, soygun, partizanlık yüzünden hiçbir yetkiliye hesap sorulmamıştır. Ortada bu kurumları kötü yöneten, soyan, çiftlik gibi kullanan ve hesap veren tek bir yetkili yoktur. Buna karşın her taşlar oynatılınca hesap çalışana, garibana çıkarılmaktadır. İşten çıkarılan, maaşı ödenmeyen, işsiz kalan, içeri tıkılan hep garibanlar olmaktadır. Bu davranış kabul edilemezdir.
Eğitim, Sağlık temel ve elektrik, telefon, belediye gibi çok önemli kamusal hizmetler bu gün piyasa malı yapılmaya çalışılmaktadır. Kıbrıs Türk Toplumunu adadan silme görevi üstlenmiş AKP’nin misyoner ve sömürge idarecileri ve işbirlikçi UBP üç-beş yabancı, yeşil sermayeye Kıbrıs Türk Toplumuna ait tüm kaynakları peşkeş çekmek için ant içmiş gibi davranmaktadırlar. Yeşil sermaye ise sömürge idaresinde yaratılan yeni kaynaklarla ucuz, güvencesiz, geleceksiz emek kölelerini de kullanarak sermayelerini ve karlarını maksimuma çıkarmak istemektedirler. Kamu görevinde, KİT’lerde çalışanları, örgütlerini dağıtıp özel sektör ve kamu sektöründe hiçbir yasal hakkı olmayan, her şeye katlanan köleler yaratmak için düğmeye basmışlardır. Devlet, Toplumuna ihanet eden kuklalar tarafından yönetilmektedir. TAK ve BRT Kuklaların propaganda aracı durumuna gelmiştir. Sömürge yönetimine karşı hiçbir haberi vermemekte, bütün ülkeyi güllük gülistanlık göstermek için haberleri hiçleştirmekte veya örtbas etmektedir.
Halkın vergilerini Kamusal hizmetleri kaliteli ve nitelikli olarak yerine getirmek için toplayan kukla yöneticiler kendi torbalarını doldurmakla meşguldürler. Hiçbir sorunu çözme başarısı göstermeseler de çok iyi itaat ettikleri için İşgal Rejimi tarafından korunmaktadırlar. İşleyen demokrasi örtüsü yarattıkları için de dokunulmazlıkları vardır. Ancak ihanet etmeye devam ederlerse, işgal rejimine hizmet etmeye devam ederlerse hırsızlık yapmalarına bile müsaade edilebilmektedir. Kıbrıs Cumhuriyetinin Rumların Malı durumuna dönüşmesinden bile rahatsız değildirler. Durum, bu olmamış olsa idi; neden devleti yönetenler kendi gelirlerini düşüren ve halkın olan zenginliklerini üç-beş yeşil, yabancı sermayedara devretsin. Neden kendi insanına nitelikli, sağlıklı, kaliteli kamusal hizmet yerine kar amacı güdecek olan, kalitesizleşecek ve niteliksizleşecek olan kamusal hizmetleri peşkeş çeksin. Neden kendi gençlerini, kadınlarını, çalışanlarını, işsiz, aç bıraksın? Neden kendi insanını göç yollarına yollayıp yeni vatandaşlıklar yapsın?