Sn. Büyükelçi Daha Fazla Bölücülük Yapmayın

0
261

Kıbrıs Türk Toplumunun siyasi eşit ortak olmaktan çıkarılıp, sömürge koşullarına mahkûm edildiği bir dönemde sürekli hakarete de uğraması kabul edilemezdir. 

      Adamızın kuzeyinde oluşturulan rantçı rejimin bekçileri konumundakiler sürekli Kıbrıs Türk Toplumuna ne yapması gerektiğini, nasıl yaşaması gerektiğini anlatma çabasına girmeleri kadar absürd bir durum olamaz. 

     1974’ten sonra oluşturulan kukla yönetimlerle Kıbrıs’ın kuzeyinde Kıbrıs Türk Toplumundan daha fazla hak iddia edecek duruma gelen patavatsız, bozuk bir anlayış olamaz.

      Şu anda Kıbrıs Türk Toplumu uluslar arası alanda maç yapamaz, ürettiğini satamaz, anası istemeden konuşamaz, politika bildiremez hale getirilmiştir. 

     Asimilasyoncu ve entegrasyoncu politikalarla Kıbrıs Türkü göç yollarına gönderilirken onun adına konuşanın yaratılan durumdan habersizce Kıbrıs Türk Toplumunu aşağılamaya devam etmesi kadar iki yüzlü bir politika olamaz.

     Adanın kuzeyinde oluşan takiyeci AKP politikalarının esas mimarı konumundakilerin, “Bölücü değil üretici politikalar yapın” demesi kargaları güldürecek cinstendir.

      Sn. Akçaya hatırlatmak isteriz; bu ülkedeki insanları Rumcu, Kürt-Türk, Türkiyeli-Kıbrıslı, Dindar-laik, Sünni-Alevi gibi bölmeye çalışan merkez esas TC elçiliğidir. Bu ülke insanına dayatılan ekonomik, siyasi, kültürel, dinsel politikaların merkezi TC elçiliğidir. Eğer sn. Akça unutmuşsa elçilik arşivlerine bir baksın bu dediğimiz belgelerin mürekkepleri daha kurumamıştır.

    Kendi vatandaşlarının da yoğunluklu gittiği devlet okullarına öğretmen verilmemesine kadar her işe karışan ve kendini Vali sanan sn. Akça bu anlayışın karlar eriyene kadar devam edeceğini bilmesinde ve mağrur olmamasında yarar görmekteyiz. 

    Kendisini bir kez daha uyarırken bu ülkedeki her taşın altında parmağı olduğunu hatırlatırız. Ülke insanına işine geldiğinde dışarıdan biri gibi tavsiyede bulunmasının da absürtlüğünü ve komikliğini hatırlatırız. 

     Bugün Kıbrıs sorunu ve diğer sorunların çözümsüzlüğünün ekonomik, siyasi tüm olumsuzluklarının esas sorumlu taraflardan biri olduğunu hatırlatırız.

     Kıbrıs Türk Toplumunun 1930’larda çözüme kavuşturduğu toplumsal, dini, kültürel sorunları toplumu bölecek şekilde dayatanın müsebbibi olduğunu hatırlatırız.

     Toplumun başına ayrıcalıklı, din istismarlığı yapan bir dini ruhban sınıfı da yaratan politikaların sahibi olduğunu hatırlatırız. 3-4 yerden maaş alan bir bürokratın camilerin elektrik borcunu bile politik malzeme yapabilecek düzeye geldiğini hatırlatırız.

      Okul yerine gazino, cami, külliye, kumarhane, bet ofis, gece kulübü açan politikaların sahibi olduğunu hatırlatırız. 

       TC Meclisine seçilmiş bir milletvekilinin Türkiye’den gelecek suyun Kıbrıs’ın kuzeyini temizlemeyeceğini söylediğini ve sn. Akça’nın buna cevap vermediğini hatırlatırız.

           

 

                                                                                                                    

 

                           

                                                                                                                 Tahir GÖKÇEBEL

                                                                                                                        Başkan

                                                                                                                 Yönetim Kurulu (a.)