Sendikamızın Uluslararası alanda örgütlü olduğu ETUCE’nin“Eğitim ve Göç | Birlikte Öğrenme” temalı seminerine katıldık

0
214

ETUCE Konferansı 18-19 Haziran 2019 / Larnaka – Kıbrıs

“Eğitim ve Göç | Birlikte Öğrenme”

Eğitim alanındaki Avrupa Sektörel Sosyal Partnerlerin, Göçmenlerin ve Mültecilerin Eğitime Etkili Entegrasyonunun Desteklemesi 

Sendikamızın uluslar arası alanda örgütlü olduğu Avrupa Sendikalarının Eğitim Komitesi – ETUCE’nin 18-19 Haziran 2019 tarihlerinde Larnaka’da Eğitim alanındaki Avrupa Sektörel Sosyal Partnerlerin, Göçmenlerin ve Mültecilerin Eğitime Etkili Entegrasyonunu Desteklemesi temasıyla gerçekleştirdiği  “Eğitim ve Göç | Birlikte Öğrenme” temalı iki günlük semineri gerçekleşti.

Seminere sendikamız Başkanı Selma Eylem ve Genel Sekreter Aziz Selengin, ayrıca İsveç, Belçika, Almanya, İspanya, Romanya, Arnavutluk, Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs, Yunanistan, İtalya, Kosova, Karadağ, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovenya ülkelerinden öğretmen sendikaları delegeleri katıldı.

ETUCE üyesi Kıbrıslı Türk Öğretmen Sendikaları adına Başkanımız Selma Eylem Seminerin açılış oturumunda konuşma gerçekleştirdi.

Başkanımız Selma Eylem’in konuşma metni:

 

Değerli konuklar, değerli meslektaşlarım,

 

Ortak sosyal diyalog projesi çerçevesinde düzenlenen Kıbrıs’ta eğitim ve göç konulu bu eğitim seminerinde hepinizi saygı ile selamlarım.

 

Mülteci veya sığınmacı, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği endişesi taşıyan, bu nedenle ülkesinden ayrılan ya da ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişidir. Mülteci olmak zorunda kalmak insanlık suçudur ve bugün orta doğuda ve dünyanın birçok yerinde sürdürülen kanlı savaşlara seyirci kalıyorsak mültecilerle ilgili konuşmamız komiktir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Öğretmen sendikaları, ezenle ezileni,  sömürenle sömürüleni, sınıfsal çelişkileri, uluslararası sermayenin eğitim politikalarında olduğu gibi uluslararası alanda da yaptıklarını deşifre eden, karşı çıkan taraftır. Öğretmen sendikalarını çatısı altında toplayan hem ETUCE’den hem de EI’dan bu kanlı sömürü politikalarına karşı duruş beklenmesi gerekir. Çünkü konu mülteci meselesi veya mültecilerin eğitimi meselesinden çok bir katliam, emperyalist sömürü, kıyıya vuran çocuk ölülerinin durdurulması meselesidir. Kral çıplak denmesinin ve doğru tavır ve mücadeleye ihtiyacın en fazla gerekli olduğu gerçeğinin ortaya konması gerekliliği meselesidir.

 

1950’lerden beri göçmen olmanın sıkıntılarını yaşayan biz Kıbrıslıların ülkesinde böyle bir çalışmanın yapılması oldukça anlamlıdır. Ancak ne yazık ki göçmen ya da mülteci sorunu sadece Kıbrıs’ın güneyinde  yaşanmamaktadır. Kıbrıslı Türklerin yaşadığı kuzeyde de yaşanmakta ancak yok sayılmaktadır. Uzun yıllardır Türkiye kuzeyde asimilasyon ve entegrasyon politikaları sürdürmektedir. Ada yarısına taşıdığı nüfusla nüfus yapısının  değiştirilerek Kıbrıslı Türklerin azınlığa düşürülmesini hedeflemektedir.

 

Siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim, din, çevre alanlarındaki dayatmaları ile de toplumsal yapıyı dönüştürmeye çalışmaktadır. Kıbrıs cumhuriyetinin siyasi eşit ortağı olan Kıbrıslı Türkler Kıbrıs’ın kuzeyinde insan hak ve özgürlükleri, Kıbrıs Cumhuriyetindeki, Avrupa Birliğindeki hakları ihlal edilirken ve var olma mücadelesi verirken uluslararası camia bu duruma da seyirci kalmaktadır.

 

Örneğin, Avrupa Komisyonunun göçmenlerin uyumu için öngördüğü projelerden biri olan Erasmus projesinden Kıbrıslı Türkler yararlanamamaktadır. Ya da eğitim için Avrupa sosyal diyalog komitesinin Kıbrıs temsilcisinin kuzeyden olması mümkün değildir. Çünkü kuzeydeki işverenler resmi olarak tanınmamaktadır.

 

Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü, adanın bölünmüşlüğü Kıbrıslı Türklerin içinde bulunduğu haksız durumu ve mağduriyeti yaratmaktadır. Bu durumun ortadan kalkması bu sorunun çözümündedir. Çözüm ve barış, Akdenizde doğalgaz nedeniyle yaşanmakta olan savaş tehlikesini de ortadan kaldıracaktır.

 

Bildiğiniz gibi, savaşlar, siyasi istikrarsızlıklar, baskıcı rejimler, insan hakları ihlalleri, ekonomik ve sosyal sıkıntılar, iç savaşlar, etnik savaşlar gibi nedenlerle insanlar ülkelerini terk edip, daha iyi yaşam koşullarının olduğu ülkelere göç etmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kuzeyde bu nedenlerle beyin göçü artarak devam etmekte Kıbrıslı Türkler ne yazık ki yok oluşa sürüklenmektedir.

 

Ve evet ülkemizde işgal sorunu vardır. Birçok ülkeden gelmiş askerler vardır. Dikenli teller vardır. Kuyularda bulunan kayıplarımız vardır. Ancak çözüm için barış için mücadelemiz de vardır.

 

Başkanı olduğum KTOEÖS ve KTÖS yani öğretmenler Annan planı döneminde referandumda çözüm ve barış için Evet’i örgütlemede başı çekmiş öncülük yapmış birleşik federal Kıbrıs için mücadele vermiştir.

 

Bugün hala iki toplumdan platformlarda Kıbrıslılar bu yönde ortak irade için mücadele vermektedir.20 Haziran mülteciler günü öncesinde bu seminerin düzenlenmesinin oldukça anlamlı olduğunun altını çizer, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi dilleri arasında olan Türkçe çeviri konusunda hassasiyet gösterdiği için ETUCE’ye  teşekkür eder,  hepinize saygılar sunarım.