Sendikal Platform: “Seçimlere Doğrudan Müdahale Edilmiştir”

0
501

Adamızın kuzeyinde iki turlu olarak yapılan cumhurbaşkanlığı/toplum liderliği seçiminde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti seçimlere doğrudan müdahale etmişlerdir.

Bu müdahaleler şu şekilde yapılmıştır.

  • AKP seçim için adamıza uzmanlarını göndermiş, çok büyük miktarda paralar harcamıştır. Harcanan paralar dört okul yapacak boyuta ulaşmıştır.
  • TC Elçiliği AKP’nin seçim bürosu gibi çalışmış, elçilik görevindeki şahıs TC devletinin itibarını hiçe sayarak AKP’nin parti militanı gibi köy köy gezerek oy toplamıştır.
  • TC Elçiliği’nden yardım adı altında spor kulüplerine seçim öncesi spor malzemesi desteği dağıtılmıştır.
  • AKP ve MHP milletvekilleri köy köy gezerek insanlarımıza telkin ve baskı yaparak istedikleri adaya oy verdirmeye çalışmışlardır. MHP Milletvekili Ahmet Erbaş Türkiye basınına bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi vermiştir.
  • AKP’li TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin yer aldığı yardım paketleri seçim rüşveti olarak dağıtılmaktadır.
  • Elçiliğin görevlendirdiği dini misyonerler köylerde oy avcılığı yapmışlardır.
  • Türkiye’den su sağlayan boru tamir edilmesine rağmen, günlerce kötü hava koşulları yalanı ile bekletilerek insanlarımız susuz bırakılmış ve seçimden birkaç gün önce törenle açılış yapılarak seçim malzemesi yapılmıştır.
  • Maraş’ta BM kararlarına aykırı olarak bir cadde açılışı yapılarak, Maraş, konusu her zaman olduğu gibi “Maraş namustur verilemez” diyenler tarafından seçim malzemesi yapılmıştır.
  • Maraş konusu ile birlikte Rum faşistler tahrik edilmiş, seçim için ELAM’dan bile destek alınarak örnek bir faşist dayanışması yaratılmıştır.
  • Başta AKP’li TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’li yetkililer, Kıbrıslı Türkleri Sn. Akıncı üzerinden aşağılayan ve Sn. Ersin Tatar’ı öven medya yayınları ile açık destek vermişlerdir.
  • UBP-HP Hükümeti işe aldığı binlerce geçici işçi ve öğretmene ekmeği silah yaparak Ersin Tatar’ı desteklemek için baskı yapmıştır.
  • TC Elçiliği yerel yönetim projelerine verdiği desteği şantaj olarak kullanıp belediye başkanlarımızı tehdit ve baskı altına almıştır.
  • Öğretmen Akademisi sınavında başarılı olup, yedek listesinde olan öğrenci aileleri okula kabul için Ersin Tatar’a oy verme şartı ile tehdit edilmişlerdir.
  • Bazı yerleşim yerlerinde kişi başı 3,000 TL karşılığı oy satın alma piyasası açılmış, oy satın alınarak iradeye müdahale edilmiştir.
  • Aylardır ödenmeyen savunma bütçesi AKP tarafından ödenmiş, böylece askere bizim bütçemizden bugüne kadar ödenen miktar geri alındığından dolayı, ek mesailer, sosyal yardım alanlara pandemi yardımı, öğretmen hazırlık ödeneklerinin ödenmesi, seçimlere birkaç gün kala seçim rüşveti olarak ödenmiştir.
  • TC Elçiliği tarafından kurdurulan YDP Partisi insanlarımızı aynen AKP yaptığı gibi ırkçılık üzerinden bölerek seçime malzeme yapmış, “AKP’yi sevenler ve sevmeyenler” yerine “Türkiye’yi sevenler ve sevmeyenler” olarak propaganda yapmaya devam etmektedir.
  • Çalışanlarının sosyal sigortasını, kullandığı elektriği, suyu bile ödemeyen üniversite baronu Suat Günsel, teşviklerden beslenen ganimet zenginleri yanlarında çalıştırdıkları personele yazılı ve sözlü mobbing ve baskı yaparak AKP’nin adayı Ersin Tatar’a oy toplamaya çalışmışlardır.
  • Son iki hafta içerisinde Türkiye’den binlerce kişi seçim maksatlı Kıbrıs’a getirilmiş, bir kısmı karantina merkezlerinden göz yumularak oy vermeye taşınmıştır.

Seçimlere yapılan müdahale demokrasiyi ve Kıbrıs Türk toplumunun siyasi iradesini ortadan kaldırdığı için seçimlerin meşruiyeti yoktur.

Bu çerçevede seçilen Sn. Ersin Tatar Kıbrıs Türk toplumunun siyasi iradesini değil Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin siyasi iradesini temsil etmektedir.  

Sn. Ersin Tatar seçim gecesi yaptığı açıklamada TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yardımcısı Fuat Oktay’a seçimlerde verdikleri destek için özellikle teşekkür ederek, seçimlere müdahaleyi onayladığını itiraf etmiştir. Bu kadar müdahalenin ve dış karışmacılığın yapıldığı bir seçimden çıkan sonucu kabul etmediğimiz tespitini yaparken, İkinci Dünya Savaşı’nda Alman işgalinde olan Fransa’da kurdurulan “Vichy Hükümeti” benzeri bir liderliğin Kıbrıslı Türklerin iradesini temsil etmediğini vurgularız.

Uluslararası mahkemelerde alınan kararlarla Türkiye’nin bir alt yönetimi olarak kabul edilen kuzey Kıbrıs’taki siyasi rejimin, Sn. Ersin Tatar’ın AKP’den aldığı talimatlarla Türkiye’ye ilhak edilmesi sürecinin başladığını görmekle birlikte Kıbrıslı Türklerin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarının korunması ve adamızın birleştirilmesi mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğimizi vurgularız.       

Saygılarımızla.

                                                                                                      

Sendikal Platform