Kıbrıs Türk toplumu uzun yıllardan beri varoluş ve siyasi eşitlik mücadelesi vermekte olup, temel dayanak noktası uluslararası hukukun ona kazandırdığı toplumsal haklar ve siyasi iradesidir.
Geçmişten beri siyasi irademize yönelik sistematik müdahaleler yapılmaktadır. Bizlere “besleme” deyip aşağılayan ve seçimlerimizi fırsat bilen AKP’li TC Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti siyasi irademize müdahaleyi bir alışkanlık haline getirmişlerdir.
Siyasi iradeyi özgürce kullanmak bir toplumun bağımsızlık ve demokrasi düzeyinin en önemli göstergesidir. Dıştan kararlarla yapılan dayatmaları Kıbrıs Türk toplumu asla kabul etmedi ve etmeyecektir.
Savaşı, acıları, göçleri yaşamış, bunu kanı canı ile ödeyen Kıbrıs Türk toplumunun temel talebi, Kıbrıs’ta siyasi iradesini özgürce kullanabilmek ve uluslararası hukukun içine girebilmek için uluslararası antlaşmaların ona kazandırdığı siyasi eşitliğini çözümle birlikte, barış içinde “Birleşik Kıbrıs’ta” kalıcı hale getirmektir.
AKP’li TC Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP Hükümeti’nin koltuk için herşeyi yapmaya hazır kukla yöneticileri kullanarak bizim adımıza söz söyleyip karar üretmeleri, siyasi irademize doğrudan müdahaledir. Özellikle görüşme süreci ve Maraş konusunda alınan kararlar, Kıbrıs Türk toplumunun siyasi iradesini yansıtmadığı gibi, seçimlerimize karışmak anlamı taşımaktadır.
Kıbrıs Türk toplumunu yok sayan, bizleri uluslararası hukukun dışına iten, çözümsüzlüğün devamı ile birlikte Kıbrıs Türk toplumunu yok oluşa sürükleyen, AKP’li TC Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin müdahalelerini reddettiğimizi vurgular, irademizin satılık olmadığını haykırırız.
Saygılarımızla,
Sendikal Platform