SADAKA İSTEMİYORUZ!

0
197

Öğretmenlik mesleği bir toplumu geleceğe taşıyan en önemli, en evrensel meslektir. Son yıllarda sermayenin haklarını korumaya çalışan kukla hükümetler, öğretmenlik mesleğini, haklarını, çalışma koşullarını değiştirmek, öğretmenlerin örgütlülüğünü bozmak ve onurlu duruşunu baltalamak, onları itibarsızlaştırmak, köleleştirmek, dik duruşlarını bitirmek için büyük bir kampanya yürütmektedir.

 

Öğretmenler yıllarca eğitimden geçerek, milyonlarca lira harcayarak eğitimini tamamlamaktadır. Birçoğu işsiz olan öğretmenlerimizin, birçok elemeden, sınavdan sonra mesleğe girmesi sonrası da kölelik koşullarıyla karşı karşıya bırakılmaktadır. Yeni öğretmenlik mesleğine atanan bir öğretmen, 3 gün Karpaz’a, 2 gün Lefke’ye sefalet ücretiyle atanmakta, yolluk, konut, tahsisat, eğitim vs. tüm haklarını kaybetmiş, anne babasından alacağı harçlığa mahkûm edilmiş, açlık sınırı altına itilmiştir.

 

Çalışma koşulları günden güne kötüleştirilen, öğrencileri değerlendirme hakkı bile elinden alınan, çalışma hayatı boyunca gerçek anlamda hiç desteklenmeyen, siyasilerin eğitimde yarattığı KAOSUN sorumluluğunu omuzlarına yüklenen öğretmen, sınıfa hapsedilerek, silikleştirilerek, prangalanmak istenmektedir.

 

Bugün öğretmenin aydın duruşu, örgütlü mücadelesi, barıştan, sevgiden, kardeşlikten yana tavrı, muhalif, onurlu, dik duruşu, egemenleri, sermayeyi ve onun kukla hükümetlerini oldukça rahatsız etmiştir. Yeni politikalar gereği, yok edilmek istenen öğretmenin bu dik duruşudur. Bunun için sermaye, onun hükümetleri ve yanlı medyası, büyük bir kampanya ve itibarsızlaştırma faaliyetlerini sürdürmektedir.

 

Öğretmenin tüm dünyada var olan, Türkiye’de yılda iki kez ödenen ve öğretmenler yasasında tüm öğretmenlere ders yılı başında tümünün ödeneceği, yasa tarafından emredilen ders yılı hazırlık ödeneği, günlerce tartışılarak ve yasaya uymayacak şekilde ¼ oranında ödeneceği söylenmektedir. 2011 sonrası öğretmenlerine ahlaka, adalete, yasaya uymayan şekilde ve savcılık görüşü olumlu olmasına rağmen ödeme yapılmayacağı belirtilmektedir. Öğretmenlerle dalga geçmek anlamına gelen bu anlayış yasal değildir ve kabul edilemezdir.

 

Hükümete Çağrımız;

Biz öğretmenler sabırlıyız, ancak sabrın da bir sınırı vardır. Yasal hakkımızın gasp edilmesine seyirci kalmayacağız. Bu sorunun bir an önce çözülmesinin elzem olduğunu ve hızlı bir şekilde mazeret üretilmeden kaosa oynanmadan sorunu çözmenizi beklemekteyiz. HP dondurulmuş, döviz şahlanmış, tüm çalışanlar ½ oranında fakirleşmiştir.

 

Mazeretiniz ne olursa olsun, yaratacağı kaosu örtmeyecektir.

 

Hükümet etmek sorumlu olmaktır. Yasaları uygulamaktır. Sözünün eri olmaktır.

 

CTP-UBP Hükümetine hatırlatırız.

 

  Tahir GÖKÇEBEL

Başkan

Yönetim Kurulu a.