“REFORM” adın altında yapılan
KAMU GÖREVLİLERİ YASA TASARISI
kazanılmış hakları budarken, verimlilik, şeffaflık, objektiflik,
hesap verebilirlilik temel ilkelerden yoksun hazırlanmıştır.
İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi gündeminde bulunan ve yasallaşması planlanan Kamu Görevlileri Yasa Tasarısı ile ilgili sendikamızın değerlendirmesi aşağıdaki gibidir:
Geçiciliğin kaldırıldığını söylemesine rağmen sözleşmeli personel uygulaması devam etmektedir.
Kamu ve diğer alanlarda Popülizm, Partizanlıkla var olan yasalar çalışmamakta, buna karşın yeni yasa yapılarak Kamunun reform edileceği söylenmektedir. Var olan yasaları çalıştırmayanlar, yeni yasa ile de istenilen sonuca ulaşmayacaktır. Bu yasayı hazırlayanlar işbirliği, ortak çalışmayı sağlamak yerine hiyerarşik ve siyasi anlayışları öne çıkarmıştır. Kısacası kamu tam anlamıyla siyasi denetime sokulmakta, kurallar, kriterler kişilere bağlanmaktadır. Zaten bu güne kadar partizanlık ve adam kayırmacılık olarak yürütülen sistem, yeni bir şeymiş gibi tekrardan üretilmektedir. (2 .iş yasağı, denizlerin halkın malı olması, laik eğitim sistemi gibi kurallar var ama çalışmamaktadır. Yeni kural konulması bir anlam ifade etmeyecektir.)
Kamu Reformundan en büyük beklenti, üçlü kararname sisteminin kaldırılması, müşavirliğin sona erdirilmesi ve kamuda siyasilerin denetiminin önüne geçilmesi amaçlanırken; bir miktar üçlü kararname daraltılmasına olanak veren yeni yasa, şube müdürlerini dahi siyasi hiyerarşinin bir parçasına döndürmekte; liyakatti siyasiler belirlemekte, kamu tecrübesi olmayanların dışarıdan atanması teşvik edilerek kamuyu daha da verimsizleştirecek, partizanlaştıracak bir yapıya dönüştürülmektedir.
Yasa içerisinde yer alan olumsuz sicil alanların görevine geri döndürülecek olması, sicil amirlerine hiyerarşik siyasi bağımlılığı artıracak, görev niteliğini artırmayacak ve kamuyu daha çok siyasileştirecek, kulluk sistemini getirecek anlayışlardan sadece bir tanesidir.
Kendi kendini yönetemeyen, ekonomik, siyasi, eğitim, nüfus gibi politikalarını hükmedemeyen, dayatma paketlerin gereklerini reform diye sunan siyasi erk Reform yapamaz. Siyasi erk önce kendi kendini yönetecek siyasi adımları atmalı, dayatma paketler reddedilerek, sonrasında ise reform gündeme gelmelidir. Kamuda reformun inandırıcı olması için Göç Yasası ivedilikle kaldırılmalıdır. (Demokratikleşme, Anayasa, Kurumlarını Yönetme, Nüfus, Bağımsız Eğitim v.s. gibi konularda katılımcı politikalar oluşturulmadan reform olmayacağı bilinmelidir)
Özel ve Kamu alanları ayrılmalı, kamusal hizmeti özelleştirme kapsamına ve şartlarına uydurmaya çalışan ve kamuyu verimsiz, bu hizmeti verenleri ise işe yaramaz ilan eden anlayışla Reform olamaz. Reform, iyi örnekleri yaygınlaştırmaktan geçer, oysa bizde kamuda iyi olan örnekler de bozularak Kamusal Hizmetleri piyasa malına döndürme, çalışanların ise hakları budama anlayışı “Reform” diye önümüze sunulmaktadır. Örneğin, sendikalaşmanın yaygınlaştırılması yerine, kamu sendikalarının kapatılması amaçlanmaktadır.
Kamuda objektiflik, verimlilik, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine göre; sosyal adaleti gözeten, demokratikleşen, yasaları çalıştıran bir yapıya kavuşturulacak önlemler alınmalı, fakat yeni yasa tasarısının böyle bir öngörüsü bulunmamaktadır. Eski anlayışlarla yeni yasalar yapılması bir anlam taşımayacaktır.
Atama, yükselme, ödül ve ceza gibi kriterler yasalarla objektif hale getirilmeli, bunların uygulayıcısı durumundaki Kamu Hizmeti Komisyonu sil baştan yeni, çağdaş ve demokratik bir yapıya dönüştürülmelidir. Kamuda adaletin ve liyakatin talep edilmeden en alta ulaşacağı demokratikleşme, hesap verme mekanizmaları kurulmalıdır.
Nüfusa bağlı kamu personeli oranı, Kamusal Alan ve Kamu Hizmetleri sosyal devletin gerektiği biçimde netleşmeli, kamu alanlarını kar alanları olmaktan çıkartarak, nitelikli, ucuz, herkese eşit hizmet verecek bir yapılanma düşüncesi ile yenilenmelidir.
Reform bir terbiye etme ve kazanılmış hakları budama anlayışı haline gelmiştir. Yeni Kamu Yasasında da reform adı altında çalışanların birçok hakkı budanmaktadır. (Örneğin ücretsiz tedavi hakkı kaldırılmaktadır, ek mesai izinle ödenecektir.)
Performans uygulaması ile ulaşılmak istenen bir kamu görevlisinin siyasi iradesinin sicil amirine teslim edilmesidir. İş, maaş garantisinin ortadan kaldıran, sendikalaşma, örgütlülüğün yok edilmesinin sonuçlarını doğuran anlayışı içermektedir.
Yeni düşünülen ve adına REFORM denilen şey, büyük çoğunluğu fakirleştiren anlayış olmamalıdır. Kamuda 4-5 yasaya bağlı kamu görevlisi yaratılmışken, “insanca bir yaşamda” tümüne adalet ve eşitlik dağıtılması için yasa yapılmalıdır. 2008 Sosyal Güvenlik Yasası ve 2010 Göç Yasası kaldırılarak tüm kamu görevlileri adalette birleştirilmeli, oysa yeni yasa tasarısı ile tüm çalışanları fakirleştirerek, hakların budanması amaçlanmaktadır.
Kamu hizmetleri nitelikli hale getirilmeli, bu hizmeti veren çalışanların sorunları ortadan kaldırılmalı, en önemlisi Kamu Personeli arasındaki büyük adaletsizlik ve eşitsizlik yaratan Göç Yasası kaldırılmalı, Sosyal Güvenlik Yasası iyileştirilmelidir.
Kamunun özelleştirilmesinden kaçınılmalıdır. Ödül ve ceza yaklaşımı verimlilik, hakkaniyet kuralları netleşmelidir. Siyasetin çiftliği haline gelecek kamu alanlarının özerkleştirilerek, demokratikleştirilerek, siyasetten kurtarılması sağlanmalı; denetim kriterlere bağlı olarak sürekli yapılmalıdır.
Kamuda verimliliği arttırmak, çalışanların memnuniyetini arttıracak düzenlemelerle ele alınarak planlanmalıdır. Adına Reform denilebilmesi için tam bir katılımcı anlayışla hareket edilmelidir. Yasa tek taraflı kuşkulara göre hazırlanmıştır.
Reform yapılırken seçimlerde en çok oy almış olmak ölçü sayılmamaktadır. Reform için halk desteğinin alınması gerekmektedir.
KTOEÖS olarak tam demokratik, katılımcılık ve birlikte hazırlanacak iyileştirmelere destek vereceğimizi; gizli niyetlerle hak budanmasına müsaade etmeyeceğimizi belirtir, saygılar sunarız.
Tahir GÖKÇEBEL
Başkan
Yönetim Kurulu (a.)