Öğretmenlik Mesleğinin Statüsünü Yükseltmek ve Mesleği Cazip Hale Getirmek için 10 Temel Talep

0
255

Avrupa’da eğitimin tüm düzeylerinde ve alanlarında öğretmenlik mesleğinin statüsünü ve mesleğe olan ilgiyi artırmak için sendikamızın uluslararası alanda üyesi olduğu Avrupa Sendikaları Eğitim Komitesi –  ETUCE ve 51 ülkeden 11 milyondan fazla öğretmeni temsil eden 127 üye kuruluşu, eğitim politika geliştiricilerine meydan okumak için 10 temel talep belirledi; devletler tarafından finanse edilen eğitim sistemleriyle herkese nitelikli kamusal eğitimi sağlamak için öğretmenlere yatırım yapılması çağrısında bulunuluyor.

ETUCE’nin tüm üye kuruluşları 2 – 6 Ekim 2023 tarihleri arasında Avrupa Öğretmenler Haftası boyunca koordineli bir eylem haftası düzenliyor. Bu, 10 Temel Talebimizi duyurmak, öğretmenlik mesleğinin değeri konusunda farkındalık yaratmak ve eğitim politikasına meydan okumak için bir fırsat olacaktır. Öğretmenlik mesleğini cazip hale getirmek ve devletler tarafından finanse edilen eğitim sistemlerinin herkese nitelikli kamusal eğitimi sağlamak için motivesi yüksek, desteklenen bir eğitim kadrosuna sahip olunması için taleplerimiz;

  1. Mesleki özerkliği teşvik edin!

Bir eğitim sisteminin en değerli varlığı, öğrencilerin geleceğinin şekillenmesinde kritik rol oynayan öğretmenlerdir. Öğretmenlerin, eğitmenlerin, akademisyenlerin ve diğer eğitim personelinin, her birinin koşullarını ve bireysel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, öğrencilerinin çıkar ve ihtiyaçlarına en uygun kararları verme konusunda mesleki özerkliğe ve akademik özgürlüğe sahip olmaları ve her öğrencinin gerekli nitelikli ve kapsayıcı eğitimden yararlanmasını sağlaması esastır. Mesleki özerklik öğretmenlere, eğitmenlere, akademisyenlere ve diğer eğitim personeline işleri üzerinde kontrol sağlar, motive edicidir, daha fazla iş tatminine ve daha yüksek düzeyde mesleki bağlılığa yol açar.

Sürdürülebilir ve etkili bir kamu finansman modeli, kamu sorumluluğu ilkesinin korunması ve eğitim sektörünün özelleştirilmesine ve ticarileştirilmesine direnme açısından hayati öneme sahiptir.

 

  1. Makul, saygın maaşlar sağlayın!

Hükümetlerden öğretmenlere, eğitmenlere, akademisyenlere ve diğer eğitim personeline makul maaşlar sağlamasını talep ediyoruz. Maaşlar asgari olarak üçüncü düzey niteliklere sahip diğer profesyonellerin maaş seviyesine eşit olmalıdır. Eşit işe eşit ücret ve eşit değerde iş ilkesinin uygulanması gerektiğine inanıyoruz.

Ayrıca hükümetleri öğretmenlerin, eğitmenlerin, akademisyenlerin ve diğer eğitim personelinin maaşlarını belirlerken Avrupa’da artan yaşam maliyetini dikkate almaya çağırıyoruz. Genç öğretmenlerin işe alınmasını ve işte kalmalarını artırmak için tüm eğitim profesyonelleri için cazip başlangıç maaşı seviyelerinin sağlanması gerekmektedir. Eğitim sektörü içerisinde ve farklı eğitim sektörlerindeki öğretmenler,  eğitim personeli, okul liderleri arasındaki cinsiyete dayalı ücret farkının ele alınması bağlamında maaşlarda iyileştirmeler de yapılmalıdır. Eğitim profesyonellerinin başlangıç maaşlarının artırılması gerekirken, onların işte kalmalarına yardımcı olacak ilerici terfi yollarına ve maaş ölçeklerine hâlâ ihtiyaç olduğunu belirtmek önemlidir.

  1. Meslekte kalıcılığı sağlamak için etkili kariyer başlangıcını destekleyin!

Destekleyici ve işbirliğine dayalı bir ortam, öğretmenlerin ilk atama yıllarında işlerinde kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olmak için çok önemlidir. Eğitim kurumları, yeni öğretmenlere, eğitmenlere, akademisyenlere ve diğer eğitim personeline, kariyerlerinin ilk yıllarında rehberlik edecek ve destek verebilecek bir mentor veya koç sağlamalıdır. Eğitime yeterli zaman ayırmak ve ders hazırlama ve uygulama aşamalarında deneme yanılmalara izin vermek başarılı bir kariyer yolu için özellikle önemlidir.

Aslında öğretmenlerin ve diğer eğitim personelinin katkılarına değer veren ve onları tanıyan olumlu ve destekleyici bir okul kültürünün yaratılması, onların meslekte kalmalarına katkıda bulunacaktır.

Öğretmenlik mesleğinin çekiciliğinin artırılması için eğitim sektöründeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi, idari yükün ve bürokrasinin azaltılması gerekmektedir. Bu, iş güvenliği, uygun maaşlar ve iyi sağlık ve tatil sigortası, adil emeklilik planları ve sosyal yardımlar da dahil olmak üzere cazip çalışma koşulları gibi çalışan haklarına saygıyı içerir.

Genel olarak hükümetler, tüm öğretmenlerin, eğitmenlerin, akademisyenlerin ve diğer eğitim personelinin cazip kariyer yollarına ve mesleki gelişim fırsatlarına erişmesini sağlamalı; annelik, babalık, ebeveynlik ve bakım izinleri için gerekli düzenlemeleri yapmaya özen göstermelidir.

  1. Nitelikli mesleki gelişimi sağlayın!

Nitelikli kamusal eğitim ve sürekli mesleki gelişim, öğretmenliği cazip bir meslek haline getirmek için gereklidir. Ücretsiz olmalı ve mesai saatleri içerisinde sunulmalıdır. Eğitim personelinin, çeşitli öğrenme ortamlarında öğrencilere etkili bir şekilde ders vermek ve öğrencilerle etkileşimde bulunmak için gerekli bilgi ve becerilerle donatılması ve bunun için yüksek lisans düzeyinde eğitim alması gerekmektedir. Öğretmenler nitelikli eğitime ve sürekli mesleki gelişime yatırım yaparak pedagojik becerilerini geliştirebilir, yenilikçi öğretim uygulamaları geliştirebilir ve konu bilgilerini aktarabilir. Bu sadece öğretmenlere değil aynı zamanda öğrencilere de fayda sağlar, çünkü öğrenciler daha nitelikli bir eğitim alırlar ve akademik performansları ve genel başarıları artar.

Sürekli mesleki gelişim aynı zamanda öğretim profesyonellerinin yeni teknolojiler, müfredat değişiklikleri ve ortaya çıkan öğretim metodolojileri de dahil olmak üzere sürekli gelişen eğitim ortamına ayak uydurmalarına yardımcı olur. Bu, öğretmenlerin, eğitmenlerin, akademisyenlerin ve diğer eğitim profesyonellerinin her zaman güncel olmalarını ve öğrencilerine nitelikli eğitim verebilmelerini sağlar. Ek olarak, nitelikli eğitim ve sürekli mesleki gelişim fırsatları, onlara mesleki gelişim sağlayarak iş tatmininin artmasına ve mesleklerinden gurur duymalarına yol açar.

  1. Eşitliği ve çeşitliliği benimseyin!

Fırsat eşitliği, çeşitlilik ve katılımcılık ilerici bir eğitim sisteminin ayırt edici özellikleridir. Bunu başarmak için cinsiyet, cinsel yönelim, yetenekler ve özel eğitim ihtiyaçları, ekonomik durum, etnik köken, dil, din ve göçmenlik de dahil olmak üzere çeşitlilik açısından toplumun tüm kesimlerine eğitim vermeyi amaçlayan bir işe alım politikası uygulanmalıdır. Göçmen kökenli ve farklı anadillere sahip öğretmen, eğitmen, akademisyen ve diğer eğitim personelinin istihdamına özel önem verilmelidir. Ayrımcılığı önlemek ve mücadele etmek, eğitim kurumlarında çeşitliliğin faydalarını kabul eden ve hoşgörüyü teşvik eden bir iklim yaratmak önemlidir.

Ayrıca kadın ve erkeğin meslekte eşit temsilini hedefleyen işe alım stratejilerine de önem verilmesini talep ediyoruz. Eğitim sektöründe konu ve eğitim düzeyine bağlı olarak ciddi bir cinsiyet dengesizliği bulunmaktadır. Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretimde önemli bir cinsiyet dengesizliği hakimdir ve kadın işgücü ağırlıklıdır; mesleki eğitim ve öğretim ile yüksek öğretim ve araştırma ise ağırlıklı olarak erkek odaklıdır. Bu dengesizliği gidermek için, daha fazla erkek ve kadının mesleğin daha az belirgin alan ve düzeylerine girmesini teşvik eden işe alım stratejileri geliştirilmelidir.

  1. Güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarını sağlayın!

Öğretmenler, eğitmenler, akademisyenler ve diğer eğitim personeli toplumumuzun geleceğini şekillendirmede çok önemli bir rol oynamaktadır ancak onların refahı çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Araştırmalar, çalışma koşulları ile yüksek stres düzeyleri arasında güçlü bir bağlantı olduğunu ve bunun da iş tatminini ve işte kalma oranlarını etkilediğini gösteriyor. COVID-19 salgını, açık ve kapalı eğitim kurumları arasındaki sürekli geçişlerin öğretme ve öğrenme sürecinde aksamalara yol açmasıyla durumu daha da kötüleştirdi. Hibrit ve çevrimiçi öğretim aynı zamanda öğretmenler, eğitmenler, akademisyenler ve diğer eğitim personeli için işle ilgili önemli strese yol açarak onların refahını olumsuz yönde etkilemiştir.

Bu hem zihinsel hem de fiziksel refahı ilgilendirmektedir. Hükümetlerin ve politika geliştiricilerin, sürdürülebilir çalışma koşulları sağlayarak, olumlu çalışma ortamlarını teşvik etmeleri, okul liderlerinden öğretmenlere kadar geniş anlamda destek sağlayarak öğretmenlerin, eğitmenlerin, akademisyenlerin ve diğer eğitim personelinin güvenliğini ve refahını artırmak için etkili önlemler alınması gerekmektedir. Tüm eğitim personeline iş sağlığı ve güvenliğini ve iş-yaşam dengesini geliştiren kapsayıcı ve sürdürülebilir işyerleri sağlanmalıdır. Eğitim personelinin sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi, eğitimde risk değerlendirmesinin yanı sıra sağlık ve güvenlik önlemlerinin önemi konusunda farkındalığın artırılması için de gereklidir.

Öğretimin çekiciliğini artırmak için, öngörülemeyen ve çoğu zaman düzenlenmeyen çalışma saatleri sorununu çözmek amacıyla sabit süreli sözleşmelerin yerini kalıcı sözleşmeler almalıdır.

  1. İş yükü kontrolünü ve iş-yaşam dengesini sağlayın!

Aşırı iş yükü öğretmenler, eğitmenler, akademisyenler ve diğer eğitim personeli için derhal ele alınması gereken evrensel bir sorundur. Yalnızca “öğretim saatleri” yerine “çalışma saatleri” terimi, özellikle güvencesiz istihdamda olmak üzere ödenmeyen fazla mesai miktarını azaltmak için kullanılmalıdır.

Öğretmenlerin, eğitmenlerin, akademisyenlerin ve diğer eğitim personelinin toplumda oynadığı hayati rolün tanınmasını ve somut destek ve iyileştirilmiş çalışma koşullarının hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Eğitim alanındaki hükümet yetkililerinin ve işverenlerin, yeterli destek ve hazırlık süresi eksikliğinin yanı sıra normal çalışma saatleri dışında öğretim dışı görevleri yerine getirme ihtiyacından kaynaklanan eğitim profesyonellerinin üzerindeki baskıyı kaldırmaları gerekmektedir. COVID19 salgını sırasında acil uzaktan eğitime ani geçiş, eğitim profesyonellerinin çalışma koşullarında önemli değişikliklere neden olmuş ve bu da iş yükünün ve işle ilgili stresin artmasına neden olmuştur. Araştırmalar, pek çok öğretmenin dijital öğretime hazırlıklı olmadığını ve dijital yeterlik eğitiminin ancak pandemi başladıktan sonra verildiğini göstermektedir.

Artan iş yüküne rağmen birçok ülke, eğitim sektöründe maaşları artırmamış ve çok azı öğretmenlerin iş yükünü azaltmak için yeni eğitim personeli iştiham etmiştir. Bununla birlikte pandemi, öğrencilere yüksek nitelikte eğitim sağlayacak olan öğretmenler, eğitmenler, akademisyenler ve diğer eğitim personeli için çalışma koşullarının iyileştirilmesi için eşsiz bir fırsat sağlamıştır. Günlük ön saflarda çalışan eğitim profesyonellerinin değerli katkılarının kabul edilmesi için somut desteğe ve iyileştirilmiş çalışma koşullarına ihtiyaç vardır.

  1. Demokratik okul kültürleri yaratın!

Olumlu ve demokratik bir okul kültürü yaratmak için eğitim kurumları ve sistemlerinde işbirliği, katılımcılık ve ortak liderliği benimsemek önemlidir. Bu, öğretmenlerin ve tüm pedagojik topluluğun karar alma süreçlerine dahil edilmesi, ortak hedeflerin belirlenmesi ve bunların gerçekleştirilmesi için çalışılması anlamına gelmektedir. Öğretmenler, eğitmenler, akademisyenler ve diğer eğitim personeli mesleklerinde lider olarak görülmeli ve eğitim politikaları ve programlarının geliştirilmesinde ve yeniden düzenlenmesinde onların katkılarına ve uzmanlıklarına değer verilmelidir. Eğitim profesyonelleri ve sendika temsilcileri, barış, hoşgörü, eşitlik, kapsayıcılık ve işbirliği kültürünün oluşturulması için demokratik ve işbirlikçi liderliğe aktif olarak katılmalıdır. Etkili öğretme ve öğrenme, okul liderlerine, öğretmenlere ve öğrencilere gerekli kaynakların, desteğin ve motivasyonun sağlanmasıyla sağlanabilir.

Okul liderleri, okullarda temel değerlerin geliştirilmesinde çok önemli bir role sahiptir ve onların çalışmalarının tanınması ve değer verilmesi esastır. Onlar sadece yöneticiler değildir, aynı zamanda öğretmenler arasında ve öğretmenlerle öğrenciler arasında işbirliğini teşvik eden pedagojik liderler de olmalıdırlar. Sosyal diyalog ve kolektif yönetişim, liderliğin etkililiğini ve verimliliğini arttırmada çok önemlidir. Okul liderleri, okullarda eşitliğin, ifade özgürlüğünün ve insan haklarının sağlanmasında kritik bir role sahiptir ve demokratik bir okul kültürü ancak işbirlikçi ve kolektif liderlik yoluyla elde edilebilir.

  1. Sosyal diyaloğu sağlayın!

Sürdürülebilir nitelikli istihdam, insana yakışır çalışma koşulları, umut verici kariyer fırsatları ve meslekte adil ücret gibi ödüllendirici teşviklerin sağlanması için sosyal diyalog, toplu pazarlık ve anlaşmalar ile çalışanlara dayalı yönetim esastır.

Sosyal diyalog, Avrupa Sosyal Haklar ile çevrelenen Avrupa sosyal modelinin merkezinde yer alır ve Avrupa Birliği’nin temel değerlerini yansıtır. Ekonomik ve sosyal istikrarı teşvik etmek için önemli bir araçtır ve çalışanların istihdam konularında söz sahibi olmasını sağlamaya yardımcı olur.

Çalışanlar olarak öğretmenlerin sendikaları tarafından desteklenmesi esastır. Eğitim sendikalarının sosyal diyalogda hem çalışma koşullarının hem de mesleki konuların ele alınmasında yerine getirmesi gereken ikili bir rolü vardır.

Sürdürülebilir nitelikli istihdam ve eğitim personeli için insana yakışır çalışma koşullarının sağlanması için sosyal diyalog, toplu pazarlık ve sözleşmeler gereklidir. Eğitim sendikaları, sosyal diyaloğun ve toplu söyleşmenin geliştirilmesinde, bilgi paylaşımında, iletişimde, danışmada ve en önemlisi üyelerinin haklarının güvence altına alınmasında önemli bir role sahiptir. Sosyal diyaloğu güçlendirerek öğretmenlerin, eğitmenlerin, akademisyenlerin ve diğer eğitim personelinin statüsü ve öğretmenlik mesleğinin toplumdaki imajı iyileştirebilirdir.

Pek çok eğitim sorunu ulusal düzeyde ele alınsa da, Avrupa Birliği’nin nitelikli eğitimi teşvik etmek için çeşitli program ve politikaları da bulunmaktadır. AB düzeyinde, Avrupa eğitim sendikası komitesi ETUCE ve Avrupa Eğitim İşverenleri Federasyonu EFEE, eğitim sektöründe sosyal diyaloğu teşvik eden tanınmış sosyal ortaklar ve eğitim ortak yasa koyucularıdır. Her düzeyde (Avrupa, ulusal, bölgesel ve yerel) güçlü ve anlamlı sosyal diyalog esastır.

 

10.Öğretmenlik mesleğine değer verin, saygı gösterin ve güçlendirin!

 

Öğretmenlik mesleğini güçlendirmek, eğitim kurumlarının gelişmesini sağlamak, en yüksek nitelikte eğitim sağlamak ve toplumda ortaya çıkan eşitsizliklerle mücadelede daha geniş, kitlesel olarak rol oynamak için bütçe açısından gerekli kaynakların sağlanması gerekmektedir.

Hükümetler, öğretimin önemini ve öğretmenlerin, eğitmenlerin, akademisyenlerin ve diğer eğitim personelinin geleceği şekillendirmede oynadıkları rolü kabul eden eğitim politikaları geliştirmelidir. Bu, öğretmenlerin maaş ve sosyal haklarının artırılmasının yanı sıra, onların başarılarının ve topluma katkılarının tanınmasını da gerektirir. Öğretmenlere, eğitmenlere, akademisyenlere ve diğer eğitim personeline mesleki özerklik ve akademik özgürlük konusunda güvenilmeli ve demokratik mesleki liderlik uygulamalarına katkıda bulunmaya davet edilmelidir. Eğitim kurumları, mesleğe en nitelikli kişileri yetiştirmek için yeterli personele sahip olmalı ve bu yönde finanse edilmelidir.

Öğretmenler, eğitmenler, akademisyenler ve diğer eğitim personeli, öğrencileri ve toplumları desteklemede kritik bir rol oynamaktadır ve bu yönde politika geliştiriciler nitelikli eğitim sağlama konusunda onlara güvenmeli ve onları güçlendirmelidir. Bu güven ebeveynler, öğrenciler ve daha geniş anlamda toplum tarafından yansıtılmalıdır. Eğitim profesyonelleri meslekleriyle gurur duyarak görevlerini yerine getirebilir ve öğrencilerine onları geleceğe hazırlayacak mükemmel bir eğitim sunabilirler. Öğretmenleri, eğitmenleri, akademisyenleri ve diğer eğitim personelini güçlendirerek ve öğretmenliği değerli bir meslek haline getirerek, eğitim ve öğretime öncelik verilen ve öğrencilere tüm potansiyellerine ulaşma fırsatı verilen bir toplum yaratabiliriz.


 

10 key demands to make Teaching Attractive

To raise the status and attractiveness of the teaching profession at all levels and sectors of education in Europe, ETUCE and its 127 member organisation from 51 countries representing over 11 million teachers have set out 10 key demands to challenge education policy makers ensure publicly funded education systems are well staffed to provide quality public education for all.

 

  1. Promote professional autonomy!

The most valuable asset of any education system is its teachers, who play a critical role in shaping the future of students. It is essential that teachers, trainers, academics, and other education personnel have the professional autonomy and academic freedom to make decisions in the best interest of their students, taking into account the circumstances and individual needs of each one of them, ensuring every student receives quality and inclusive education. Professional autonomy gives teachers, trainers, academics, and other education personnel control over their work, is motivating, leads to greater job satisfaction and a higher level of professional engagement.

A sustainable and effective public funding model is crucial to safeguarding the principle of public responsibility and resisting the privatisation and commercialisation of the education sector.

 

  1. Deliver decent competitive salaries!

We demand that governments ensure decent salaries for teachers, trainers, academics, and other education personnel. Salaries should be at least equal to the salary level of other professionals who have tertiary level qualifications. We believe that the principle of equal pay for equal work and work of equal value should apply.

In addition, we urge governments to consider the rising cost of living in Europe when determining salaries of teachers, trainers, academics, and other education personnel. Attractive starting salary levels need to be ensured for all education professionals to increase the recruitment and retention of young teachers. Improvements in salaries should also be made in the context of addressing the gender pay gap within the education sector and between education staff in different education sectors and between the teachers and school leaders. It is important to note that while initial salaries of education professionals should be increased, there is still a need for progressive promotion paths and salary scales to aid in their retention.

 

  1. Support effective career start to ensure retention!

A supportive and collaborative environment is crucial to help novice teachers feel confident on their first job. Education institutions should provide novice teachers, trainers, academics, and other education personnel with a mentor or coach who can guide and support them through the first years of their career. Allocating sufficient time dedicated to training and allowing for trial and error in lesson preparation and implementation is particularly important for a successful career pathway.

Indeed, creating a positive and supportive school culture that values and recognises the contributions of teachers and other education personnel will contribute to retaining them in the profession.

Working conditions in the education sector must be improved, the administrative burden and red tape needs to be reduced to enhance the attractiveness of the teaching profession. This includes the respect for employee rights such as job security, decent salaries and enticing working conditions, including good health and holiday coverage, fair pension schemes, and social benefits.

Overall, governments must ensure that all teachers, trainers, academics and other education personnel have access to attractive career pathways and opportunities for professional development, taking care to make provisions for maternity, paternity, parental, and care leave.

 

  1. Ensure quality professional development!

Quality training and continuous professional development (CPD) are essential to making teaching an attractive profession. They should be free of charge and offered during working hours. Education staff need to be equipped with the skills and knowledge to effectively teach and engage with students in diverse learning environments, and for this, need to be educated to masters’ level. By investing in quality training and continuous professional development, teachers can enhance their pedagogical skills, develop innovative teaching practices, and improve their subject knowledge. This not only benefits teachers but also students, as they receive a higher quality of education, leading to improved academic performance and overall success.

Continuous professional development also helps teaching professionals keep pace with the ever-evolving education landscape, including new technologies, curriculum changes, and emerging teaching methodologies. This ensures that teachers, trainers, academics and other education professionals are always up-to-date and able to provide high-quality education to their students. Additionally, quality training and continuous professional development opportunities provide them with a sense of professional growth and fulfilment, leading to increased job satisfaction and a sense of pride in their profession.

  1. Embed equality and diversity!

Equality of opportunity, diversity, and inclusion are the hallmarks of a progressive education system. To achieve this, a recruitment policy must be implemented that seeks to attract to teaching the full spectrum of society in terms of diversity, including gender, sexual orientation, abilities and special educational needs, economic status, ethnic origin, language, religion, and migratory and citizenship status. Special attention should be given to recruiting teachers, trainers, academics, and other education personnel with migrant backgrounds and with different mother tongues. It is important to prevent and combat discrimination and to create a climate in educational institutions that recognizes the benefits of diversity and fosters tolerance.

We also demand that attention be given to recruitment strategies that aim to achieve equal representation of men and women in the profession. There is a significant gender imbalance within the education sector depending on the subject and level of education. Early childhood education, primary and secondary education are dominated by a significant gender imbalance with a predominant female workforce, while vocational education and training and higher education and research are predominantly male-oriented. To address this imbalance, recruitment strategies must be developed that encourage more men and women to enter also the less obvious fields and levels of the profession.

  1. Sustain safe and secure working conditions!

Teachers, trainers, academics, and other education personnel play a crucial role in shaping the future of our society, but their well-being is often overlooked. Research shows that there is a strong connection between their working conditions and their high stress levels, which in turn affects their job satisfaction and retention rates. The COVID-19 pandemic has made things worse, with constant switches between open and closed education institutions causing disruption in the teaching and learning process. Hybrid and online teaching have also led to significant work-related stress for teachers, trainers, academics, and other education personnel, negatively impacting their well-being.

This concerns both mental and physical well-being. Governments and policymakers need to take effective measures to improve the safety and well-being of teachers, trainers, academics, and other education personnel by ensuring sustainable working conditions, promoting positive working environments, and providing support from peers, school leaders, and the wider community. Inclusive and sustainable workplaces that enhance occupational health and safety, and work-life balance, should be provided to all education staff. Improving the health literacy of education staff is also essential to raise awareness of the importance of health and safety measures, as well as for risk assessment in education.

To increase the attractiveness of teaching, permanent contracts must replace fixed-term contracts to address the issue of unpredictable and often unregulated working hours.

 

  1. Ensure workload control and a work-life balance!

Excessive workload is a universal challenge for teachers, trainers, academics, and other education personnel that must be addressed immediately. Instead of referring only to “teaching hours,” the term “working hours” should be used to reduce the amount of unpaid overtime, particularly those in precarious employment.

We demand to recognise the vital role that teachers, trainers, academics, and other education personnel play in society and to put in place tangible support and improved working conditions. Governments and employers in education need to lift the pressure from education professionals that is caused by the lack of adequate support and preparation time, coupled with the need to perform non-teaching tasks outside normal working hours. The sudden shift to emergency remote teaching in the COVID19 pandemic caused significant changes in the working conditions of education professionals, resulting in increased workload and work-related stress. Research indicates that many teachers were not prepared for digital teaching, and that training on digital competences was only provided once the pandemic had set in.

Despite the increased workload many countries did not increase salaries in the education sector, and few recruited new education personnel to reduce teachers’ workload. Nonetheless, the pandemic has provided a unique opportunity to reform and improve working conditions for teachers, trainers, academics, and other education personnel, which will ensure high-quality education for students. Concrete support and improved working conditions are needed to acknowledge the valuable contribution of education professionals, who are daily frontline workers.

 

  1. Create democratic school cultures!

To create a positive and democratic school culture, it is essential to embrace collaborative and collegial leadership in education institutions and systems. This means involving teachers and the entire pedagogical community in decision-making processes, setting shared goals and working towards their fulfilment. Teachers, trainers, academics, and other education personnel should be considered leaders in their profession, and their input and expertise should be valued in developing and reforming educational policies and programmes. Education professionals and union representatives should be actively involved in democratic and collaborative leadership to establish a culture of peace, tolerance, equity, inclusiveness, and cooperation. Effective teaching and learning can be achieved by providing necessary resources, support, and motivation for school leaders, teachers, and students.

School leaders have a crucial role in developing fundamental values in schools, and it is essential to recognise and value their work. They should not only be administrators but also pedagogical leaders who foster collaboration among teachers and between teachers and students. Social dialogue and collegial governance are crucial in enhancing the effectiveness and efficiency of leadership. School leaders have a critical role in ensuring equality, freedom of speech, and human rights in schools, and a democratic school culture can only be achieved through collaborative and collegial leadership.

 

  1. Ensure social dialogue!

Social dialogue, collective bargaining and agreements and collegial governance are essential in order to ensure sustainable quality employment, decent working conditions, promising career prospects and rewarding incentives such as fair pay for the staff.

Social dialogue is at the core of the European social model, flanked by the European Pillar of Social Rights and reflects the fundamental values of the European Union. It is an important tool for promoting economic and social stability and helps ensure that workers have a voice in employment issues.

As employees, it is essential that teachers are supported by their trade union. Education trade unions have a dual role to fulfil in addressing both working conditions and professional issues in social dialogue.

Social dialogue, collective bargaining, and agreements are necessary for ensuring sustainable quality employment and decent working conditions for education staff. Education trade unions have a crucial role in improving social dialogue and collective bargaining, information sharing, communication, consultation, and most importantly, ensuring the rights of their members. By strengthening social dialogue, we can improve the status of teachers, trainers, academics, and other education personnel and the image of the teaching profession in society.

While many education issues are addressed at the national level, the European Union also has a variety of programmes and policies in place to foster quality education. At EU level, ETUCE, the European trade union committee for education, and EFEE, the European Federation of Education Employers, are recognised social partners and as such co-legislators for education, that promote social dialogue in the education sector. Strong and meaningful social dialogue at all levels – European, national, regional and local – is essential.

 

  1. Value, respect and empower the teaching profession!

Empowering the teaching profession means providing the necessary resources in terms of staffing and budgets to allow education institutions to flourish, to provide the highest quality of education, and to play their role in broader communities to tackle the inequities exposed in society. Governments must introduce education policies that recognise the importance of teaching and the role teachers, trainers, academics, and other education personnel play in shaping the future. This entails increased pay and benefits for teachers, as well as recognition of their accomplishments and contributions to society. Teachers, trainers, academics, and other education personnel should be trusted with professional autonomy and academic freedom and invited to contribute to democratic collegial leadership practices. Education institutions should be sufficiently staffed and funded to attract those best qualified to the profession.

Teachers, trainers, academics, and other education personnel play a critical role in supporting students and communities, and policy makers should trust and empower them to provide quality education. This trust should be mirrored by parents, students, and the broader society. By taking pride in their profession, education professionals can fulfil their mission and provide their students with an excellent education that prepares them for the future. By empowering teachers, trainers, academics, and other education personnel and making teaching a valued profession, we can create a society where education and training are prioritised, and students are given the opportunity to reach their full potential.