Değerli Basın Mensuplarımız, Halkımız ve Velilerimiz
10 Aralık 2015 tarihinde Dr. Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi’nde Eğitim Bakanlığı’nın, hükümetlerin eğitim anlayışının doğurduğu kötü bir sonucu daha yaşıyoruz.
Kamusal nitelikli eğitim, devlet okullarının güçlendirilmesi, gözbebeğimiz olan öğrencilerimizin desteklenmesi, kamusal nitelikli eğitimin vazgeçilmezi olan öğretmenlerimize değer verilmesi için sürekli çalışıyoruz. Her geçen gün siyasetin devlet okulları, kamusal hizmet veren öğretmenler üzerinde oynadığı oyun hem çocuklarımızı, hem öğretmenlerimizi harcamakta, velilerimizi ise bilmedikleri yanlışlıklara, beklentilere itmektedir.
Her yıl eğitim yılının kaosla başlaması raslantı değil, eğitim bakanı ve hükümetinin tercihidir. Siyasi rant uğruna atılan adımlar bu gün öğretmenlik mesleğini yok etme noktasına gelmiştir.
- Bu durum, kamusal eğitimi metalaştırmak isteyen hükümetlerin sermayedarlara sağladığı bir avantajdır.
- Yıl sonuna kadar eksik kadroları tamamlamayan velilere kayıt ücreti ödemeyin çağrısı yapan fakat devlet okullarına tek kuruşluk bütçe ayırmayarak okul idarelerini, öğretmenleri velilere hedef gösteren,
- Eksik öğretmenlere kalabalık sınıflara, bölümlere rağmen 1500 öğrenciyi bakanlar kurulu kararı ile sınıf geçiren, dolayısıyla sınıfları ders yapılamayacak şekilde kalabalıklaştıran, aynı seviyede olmayan öğrencileri aynı sınıfa koyarak hiç ilgisi olmayan öğrenciyi zorla uyumsuz olduğu, motivasyonunun ve ilgisinin hiç olmadığı, başarılı olamayacağı bir sınıfa hapsederek öğretmene de bakıcı rölü biçen,
- Öğretmenlerin değerlendirmesini hiçe sayarak öğretmeni itibarsızlaştıran, hiçleştiren, öğrenciye hiçbir şey yapmasa, ders dışında kalsa da sınıfını geçebileceğini, yani torpili öğreten, veliye siyasiler isterse olur mesajı vererek öğretmeni veli karşısında değersizleştiren,
- Meslek liselerinin kadrolarını, atelyelerin içini boşaltıp hedefsiz bırakan,
- Modüler sistem gibi bir sistemle kaynağı, kitabı olmayan, müfredat programı meslek liselerine uymayan, ders fazlalığı ile öğrenciyi boğan, dolayısıyla amaçsız, hedefsiz,ilgisiz bırakan,
- Tüm bu ve benzer sorunları okul idareleri ve öğretmenlerinin omuzlarına yükleyerek, sürekli medyada işini yapmayan, beleş para kazanan, bütün gün oturan öğretmen profili çizen,
- Öğretmen haklarını budayan, torpile, adamcılığa göre tüzük, yasa yapan ancak köhnemiş disiplin,sınıf geçme gibi tüzük ve yasaları değiştirmeyen,
- Okul etkinliklerini yapacak para, alan, sınıf, salon v.s bulamayan ve çocuklara deşarj olma şansı bırakmayan; oysa ilahiyat gibi idelojik ve misyoner okullarına milyonlarca lira harcayan,
- Okul güvenliği için hiçbir tedbir almayan…
Bunun gibi yüzlerce sorunun, yaşanan sıkıntıların sorumlusu olarak öğretmeni gösteren, her fırsatta öğretmenleri aşağılayan, okul güvenlikleri için hiçbir tedbir almayan, eğitim bakanı ve hükümeti bugün öğretmene yapılan darp ve saldırının sahibidir. Öğretmenin ve öğrencinin mahrumiyet alanı olması gereken devlet okulunda yapılan bu saldırı asla kabul edilemezdir ve ibretlik ceza ile cezalandırılmalıdır.
Sınıf geçme sınav tüzüğü, disiplin tüzüğü, tüzük ve yasalar gibi derhal ele alınıp değiştirilmeli, CTP-UBP hükümetinin devlet okullarına bakışı, yaklaşımı değişmeli, kamusal eğitimi veren öğretmenin itibarı yükseltilmelidir. Öğretmen ve öğrenciyi eşit tehdit altına alan ve okullarımıza tecavüz eden bu anlayış ortadan kadırılmalı, çocuklarımızın, öğretmenlerimizin mahrumiyet alanına tecavüz eden şahıs ve şahıslar en ağır cezaya çarptırılmalıdır.
Tahir Gökçebel
Başkan
Yönetim Kurulu (a)