Eğitim üzerinde en çok konuşulan, en çok tartışılan, toplumları bulundukları düzeyden daha ileriye götüren bir süreçtir. Her ülkede eğitim gündemin birinci maddesini oluşturmakla beraber, siyasetçilerin en çok istismar ettiği konudur.
Eğitimin ruhu öğretmendir. Öğretmensiz eğitimin olamayacağı gerçeğinin yanında, öğretmen tüm meslekleri yetiştiren olduğu için, öğretmenliği diğer mesleklerden ayıran en önemli unsur evrenselliğidir.
Dünyamızda yaklaşık 80 milyon eğitimci ve öğretmen vardır. Bu öğretmenlerin 36 milyonu Eğitim Enternasyoneli adı altında örgütlenmiş durumdadır. Birleşmiş Milletler ve UNESCO 5 Ekim 1966 yılında öğretmenliğin statüsü belgesini kabul ettiğinden dolayı 1992 yılından beri tüm dünyada 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü olarak eğitimin ve öğretmenlerin önemini vurgulamak için etkinlikler düzenlemektedir.
Dünyadaki ekonomik kriz bahane gösterilerek toplumların geleceğini çok yakından ilgilendiren eğitim konusunda olumsuz birçok adım atılmaktadır. Ekonomik tedbir adı altında eğitime ayrılan bütcelerin azaltılması, öğretmen maaşlarının düşürülmesi, okulların kapatılarak birleştirilmesi, çalışma saatlerinin ve mesailerin artırılması, esnek ve güvencesiz çalıştırma, öğretmenlerin işten durdurulması son dönemde en çok görülen uygulamalar olmakla beraber, özel okulların teşvik edilerek eğitimin paralı hale getirilmesi de en büyük tehlikelerden bir tanesidir.
“Nitelikli ve Parasız” eğitim temel bir insan hakkıdır. Eğitim toplumların geleceğini şekillendiren olduğundan dolayı ülkemizdeki kukla yönetim anlayışı Kıbrıs Türk toplumunun geleceğini tehlikeye atan arayışlar içine girmiştir. Eğitim bütcesinin %75’i özel okullara ve özel üniversitelere gitmektedir. Öğretmen ihtiyacı “para yok” gerekcesi ile karşılanmazken, okullarımızın öğretmensiz olarak açılması gündemde olan bir konudur. Öğretmenlerin güvencesiz geçici statüde çalıştırılması, toplu sözleşme yapılması gereken üniversitelerimizde sendikalaşmaya ve toplu sözleşme hakkını saygı gösterilmemesi, yeni göreve başlayan öğretmenlerimizin maaaşlarının %40 oranında düşürülmesi, okullara ve altyapıya önem verilememesi ortada dururken milliyetçi ve şöven eğitim yanısıra artık gericiliğin ve yobazlığın eğitime girmesi için özel uğraş verilmektedir. Bu yıl 63 okulun tamiratı ve yeni bina ilavelerine 11 milyon TL ayrıllırken, bir cami için 22 milyon TL verilmesi bunun en güzel örneğidir. Yobazlık ve gericilik demokratikleşme adı altında topluma devlet eli ile dayatılmakta ve Kıbrıs Türk toplumuna yeni bir şekil verilmeye çalışılmaktadır.
Öğretmenler toplumun aydınlık yüzüdür. Bu gerçekten hareketle evrensel değerlerin, barışın, kardeşliğin, insan hakları ve demokrasiye saygının yerleşmesi için uğraş ve mücadele hertürlü gericilik ve yobazlığa karşı da dik durmaya devam edeceğimizi tekrardan vurgularız.
Saygılarımızla,
Şener ELCİL Tahir GÖKÇEBEL Ulaş GÖKÇE
KTÖS Genel Sekreteri KTOEÖS Başkanı DAÜ-SEN Başkanı