Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın Kamu-Sen ile hazırladığı “Denetleme Kurulu Yasası’na” Yönelik Ortak Rapor
2006 yılında yapılan “Denetleme Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu Yasası” özünde siyasetten arınmış tamamen eğitimin niteliğini artırmaya yönelik, katılımcı objektif ve hesap verebilir ilkeler üzerine kurulmuş, geliştirilmeye açık bilimsel bir yasal düzenlemedir. Bu yasa yapılırken İskoçya’dan eğitimde denetleme ve değerlendirme uzmanı Strathclyde Üniversitesi’nden Prof. John Macbeth ve Ankara Gazi Üniversitesi ile yakınen çalışılmış, onlardan da uzman görüş alınmıştır. Bu yasanın hazırlanmasında KTÖS ve KTOEÖS gerek onlarca hazırlık toplantısında gerekse teknik kurullarda yoğun çalışma ortaya koymuşlardır. Yasa ile ilgili tüzükler 2008 yılında hazırlanmış, 2015 yılında tekrardan gözden geçirilmiş fakat hiçbir zaman bakanlar kuruluna götürülerek yasallaştırılmamışlardır. Denetleme Değerlendirme Yönlendirme Kurulu Yasası’nda 2009 yılında bir kez değişikliğe gidilmiştir. Bu yapılan değişiklik ise kurul başkanında aranan niteliklerdeki yabancı dil bilme kriteri çıkarılarak, hiçbir yabancı dil bilmeyenin de Kurul Başkanı olmasına imkan verilmiştir. Yasa yürürlüğe konmuş, tüzüklerdeki uygulamaların bir bölümü hayata geçmesine rağmen hükümetlerin çok kısa süreli olması nedeni ile yasal hale getirilmemiştir.
Denetleme Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu Yasası şu anda değiştirilmeye çalışılmaktadır. Buna göre;
- Denetleme, Değerlendirme, Yönlendirme Yasasının isminin Milli Eğitim Denetleme Kurulu Yasası olarak değiştirilmesi ile Denetleme, Değerlendirme, Yönlendirme mantığından sadece DENETLEME (TEFTİŞ) mantığına dönülmüştür. (Yüzyıl önceye dönüldü)
- Yasanın değiştirilmesini gerektirecek temel nedenler ortaya konmamakla birlikte, partizanlığa, adam kayırmaya, rica ile yaşama uygulamalarına açık bir sistem yaratılmıştır.
- Denetleme Değerlendirme Yönlendirme Kurulu Yasası’nda tadilat yapılma bahanesi ile çıkılan yolda tamamen farklı bir taslak hazırlanmıştır.
- Eğitimde Denetim, Değerlendirme ve Yönlendirme eğitimin önemli bir parçası olmasına rağmen, teknik kurulda yer alması gereken eğitimde örgütlü sendikalar KTÖS ve KTOEÖS dışlanmış, Eğitim Bakanlığı’nda memurların örgütlü olduğu sendika KAMU-SEN ile teknik kurul yapılmıştır. Her alanın kendi çalışanları ve uzmanları ile yasal düzenleme yapılması esastır. Eğitimin değerlendirilmesi, denetlenmesi ve yönlendirilmesi geçmişte olduğu gibi eğitim alanında örgütlü sendikalarla olmalıdır.
- Öğretmenler sicil formu ile değerlendirilmektedir, oysa yeni yasada “Performans” diye bahsetmektedir. Öyle bir form, sistem bulunmamaktadır. Teknik olarak SİCİL’e atıf yapılmalıdır.
- Üst Kurulun yapısı neden bozulmuştur? Üst kurul olarak oluşturulan kurulun eski yasada görev ve yetkileri 30 iken, yeni yasada 15’e düşürülmüştür;
- Başkan öne çıkarılarak üst kurul yetkisiz hale getirilmektedir.
- Program geliştirme, hizmet içi eğitim, rehberlik, değerlendirme ve birçok açıdan çalışan, yetkili olan üst kurul, yeni yasada sembolik yetkilerle pasifize edilmektedir.
- Siyasi olarak (üçlü kararname) ve teknik bilgisi olmasa da, popülist davranacak olsa da yetkiler başkana bırakılmaktadır. (var olan yasadaki katılımcılık bitirilmiştir)
- Şimdiki yasada yer alan Genel kurulun işleyişindeki demokratiklik tamamen kaldırılmış, yılda iki kez toplanan genel kurullar işlevsiz bırakılmıştır. Yasada yapılan kelime oyunları ile katılım ve karar almada eğitim denetmenlerinin önemsiz ve etkisiz olduğu ifade edilmiştir.
- Denetleme genel kurulu bir kurul olarak çalışırken ve 2/3’le karar alınırken, yeni düzenlemede siyasi atama olan başkanı, bu kurulun da başkanı yapmış; kurul salt çoğunlukla karar alır duruma döndürülmüştür. (siyasileşme getirilmiştir)
- Eski yasadaki ilçe eğitim denetleme, değerlendirme kurulları kaldırılmış, bölge kurulları kurulması öngörülmektedir.
- İlçe denetleme, değerlendirme ve yönlendirme kurullarının ilçeye konuşlanması, doğrudan denetleme, değerlendirme, yönlendirme yapması gibi yetkiler vardır, oysa bölge kurulları ihtiyaç duyulursa kurulacak ve sadece başkan ve üst kurula öneri sunabilecektir.
- Yeni yasada İTİRAZ kurulu kaldırılmış olup, denetleme ve soruşturması yapılan kişiye savunma hakkı verilmemektedir. Söz ve savunma hakkı kişinin en temel insan hakkıdır.
- Mevcut yasa ile ilçelerde açılan “İlçe Denetleme Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulları ile yasada olmasına rağmen açılmayan “Okul Kurulları” kurulmasını öngören maddeler yasadan çıkarılmıştır. Yeni yasada OKUL, Eğitim, Denetleme, Değerlendirme, Yönlendirme Kurulu kapatılmıştır. (İç denetim mekanizması olan, okulları geliştirecek olan, Müdür, Muavin, Atölye, Bölüm Şefleri, öğretmenler, Okul Aile Birliği temsilcileri, öğretmen sendikaları ve öğrenci temsilcilerinin yer aldığı, okulun gelişimi için çok önemli bir kurul kaldırılmıştır. Bunun yerine merkezde oluşturulan yapılar öngörülmektedir.
- Eski yasada başkan yardımcısı bakan ve müsteşara karşı sorumlu iken, yeni yasada kaldırılmıştır. Tamamen başkana yetki vererek kurul başkanı tüm yetkileri kendinde toplamıştır.
- Yeni yasada okulların olmadığı dönemlerde denetmenler verilen görevi yapar denmekte ancak görevler tanımlanmamaktadır.
- Eski yasada kadroların %80 dolu olması ve kurulların oluşturulması varken yeni yasadan çıkarılmıştır.
- Tüm yükselmelerde deneme süresi 1 yıldır; yeni yasada 2 yıla çıkarılmıştır.
- Eski yasada Eğitim Denetleme Değerlendirme ve Yönlendirme üst kurulundan “iyi” raporu olanlar Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından ataması yapılmaktaydı. Yeni yasada performans (kim, nasıl yapacak belli olmayan) başarısız olanlar atanmayacaktır.
- Eski yasada eşgüdümü başkan ve yardımcısı yapmaktaydı, yeni yasada sadece başkan yapmaktadır.
- “Üst Kurul” oluşumunda seçim anlayışı kaldırılmış, atanmış kişilerden oluşturulmuştur.
- Görevi itibarı ile sürekli okullarda uygulama alanlarında bulunan Eğitim Denetmenlerinin üst kurula girme hakları çıkarılmış.
- Bu yeni yapı her türlü siyasi telkine ve talimata açıktır ve eğitimi değerlendirmekten çok yönetici ve öğretmenler üzerinde baskı kurmaya çok uygundur. Mevcut yasada öngörülen eğitimin geliştirilmesine yönelik ilkeler ve kurallar tamamen, çıkarılmıştır.
- Eski yasada yapılan denetim öğretmenlere verilirken, yeni yasada yetkiliye (kimdir? Neden belirtilmemiştir?) verilmektedir.
- Eski yasada değerlendirilen rapor açıklamalarla en geç 20 gün içerisinde sonuç raporu imza karşılığı ulaştırılmalıdır, bu yeni yasada bulunmamaktadır.
- Yeni yasada kamu görevinde 12 yıl görev yapan öğretmen olmasa da, siyasi olarak atama, denetmen başkanına karşılık, denetmen olarak atanacaklarda 20 yıl öğretmenlik yapmış olması aranmaktadır.
- Sadece merkezde oluşturulması öngörülen yapılar ile yerinden ve bölgesel denetimleri engellediği gibi yolluk giderlerinin ve zaman kaybının artmasını da getirecektir.
- Denetleme Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu Yasası’nda yer alan bilimsel anlamdaki eğitim ölçütleri yerine tamamen “hırsız-polis” yaklaşımına göre bir denetleme sistemi getirilmeye çalışılmaktadır.
- Yeni yasa ile tüzük yapma yetkisi Üst Kurul’a veriliyor. Bu yasal açıdan da uygun bir uygulama olmadığı gibi kurul başkanın tekelci, demokrasi dışı, bilimsellikten uzak yetkilendirilmesi anlamı taşımaktadır.
- Yeni yasa ile denetmenlerin görev tanımlaması kurul başkanın keyfi tutumuna terk edilmiştir. Kurul Başkanı denetmenleri keyfi bir şekilde bakanlığa getirme ve görev verme yetkisine sahip olacaktır.
- Kurul Başkanı’na öğretmenlere hizmet içi eğitim düzenleme yetkisi vermektedir. Oysa bu görev Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi’nin sorumluluğunda olup, ancak şu anki uygulamada Denetleme Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu’nun ihtiyaç analizleri ortaya koyup, istediği alanda talepte bulunabilir.
- Kurul Başkanı öğretmenlerin asaletinin onaylanması ve soruşturma açılıp, açılmaması ile ilgili tek söz sahibi olup, demokratik ülkelerde siyasetin atadığı kişilere sınırsız yetkiler vermenin tanımı faşizmdir.
- Baş denetmenlerden B2 düzeyindeki İngilizce istenirken Başkan’dan böyle bir yeterlilik istenmemesi sistemin çalışmasına uygun değildir.
- Bu konu ile ilgili yasal düzenleme Öğretmenler Yasa’sına dahil edilmelidir. Şöyle ki, denetmenlik okulların, öğrencilerin öğretmenlerin ve yöneticilerin eğitim-öğretim süreçleri ile ilgili olmasından dolayı bu şekilde ele alınmalı ve öğretmenlerin yükselme yeri olarak yasalaştırılmalıdır.
Eğitim Bakanlığı’nın yasadışı bir şekilde Kamu-Sen ile hazırladığı “Denetleme Yasa Tasarısı”, görüş verilmesi talebiyle okullara gönderilmiştir. İlgili yasa tasarısı ile ilgili görüşlerimizi içeren değerlendirme, bu yasa dışı sürece ışık tutacaktır.