DPÖ’nün yanıltıcı hesaplamalarına rağmen Nisan 2017 itibarı ile ülkemizde son 13 yılın en yüksek enflasyon oranı ortaya çıkmıştır.(4 ay itibarı ile % 6.54) Bu durum, zaten alım gücü çok düşük olan insanımızın, geçmişten gelen çok büyük kayıpları da eklendiği zaman mutfağını, evini ve sonucunda ülkemizi yangın yerine çevirmiştir.
Bu oranın öngörülen ve hedeflenen enflasyon oranlarının üstünde olması yanında daha çarpıcı olan; esas artışın TEMEL GİDER KALEMLERİNDE ve son 13 yılın en yüksek artış oranın (% 6.54) bile çok üstünde olmasıdır.
Su-Elektrik-Yakıt %9.65
Sağlık %7.89
Gıda %7.63 oranında pahalanmıştır.
DPÖ VERİLERİNE GÖRE ÜLKEMİZDE 2010-2016 YILLARI ARASINDA KİŞİ BAŞINA BORÇ % 178.4 ORANINDA ARTMIŞTIR.
DPÖ VERİLERİNE GÖRE ÜLKEMİZDE 2010-2016 YILLARI ARASINDA ‘MAHKEMELİK BORÇ MİKTARI’ % 148 ARTMIŞTIR.
Son 10 yılda dövizin % 250’nin üstünde arttığını düşündüğümüzde, her türlü harcamanın dövize endekslendiği ülkemizde Eşel-Mobil uygulamasının ortadan kaldırılmasıyla eriyen maaşlar sonucunda bu tablonun daha da vahim bir hal alması kaçınılmazdır. Sadece 2011 yılında % 14.72 hayat pahalılığı yaşanmış ve bu oran maaşlara yansıtılmayarak vatandaşın cebinden çalınmıştır.(DPÖ verilerine göre 2009-2016 yılları arasında toplamda % 72.09 hayat pahalılığı olmuş ve bunun %34.48 i maaşlara yansıtılmamıştır)
Bilinmelidir ki;
Halkın alım gücü her geçen gün azalmakta, dövize endeksli olarak her şey pahalılaşmakta, hayat pahalılığı insanımızın hayatını açıklanan oranların çok üstünde etkilemektedir. Yukarıda bahsi geçen TEMEL GİDER KALEMLERİ ortalama % 8.39 oranında artış göstermiştir ki; bu kalemler hayatın olmazsa olmazlarıdır. İnsanımızın harcamalarının çok büyük bölümünü oluşturmaktadır.
Her geçen gün halkın fakirleştiği,
her geçen gün daha çok sayıda insanın borç batağına düştüğü bir ülkemiz var.
Mutfakta yangın var, memlekette yangın var.
VATANDAŞ YANIYOR. FARKINDA MISINIZ?
Ozan ELMALI
Mali Sekreter