Her geçen gün siyasilerin bin bir gerekçelerle halkın çocuklarının gittiği devlet okulları ve kamusal hizmet veren öğretmenler üzerinde oynadığı oyun hem çocuklarımızı, hem öğretmenlerimizi harcamakta, velilerimizi ise çaresizliklere, belirsizliklere itmekte, geleceğimizi karanlık yapmaktadır. Bu kaderin!!! Değişmesi için uğraşıyoruz. Kamusal nitelikli eğitime ve öğretmenlerimize değer verilmesi ile geleceğimizin kurtulacağını biliyoruz
Öğretmenlik mesleği bir toplumu geleceğe taşıyan en önemli, en evrensel meslektir. Son yıllarda sermayenin haklarını korumaya çalışan kukla hükümetler, öğretmenlik mesleğini, haklarını, çalışma koşullarını değiştirmek, öğretmenlerin örgütlülüğünü bozmak ve onurlu duruşunu baltalamak, onları itibarsızlaştırmak, köleleştirmek, dik duruşlarını bitirmek için büyük bir kampanya yürütmektedir.
Çalışma koşulları günden güne kötüleştirilen, öğrencileri değerlendirme hakkı bile elinden alınan, çalışma hayatı boyunca gerçek anlamda hiç desteklenmeyen, siyasilerin eğitimde yarattığı KAOSUN sorumluluğunu omuzlarına yüklenen öğretmen, sınıfa hapsedilerek, silikleştirilerek, prangalanmak istenmektedir.
Geleceğimiz Öğrencilerimiz Heba Edilmektedir
Bakanlar Kurulu Kararı ile sınıf geçme sistemi üzerinde her yıl oynanması, okulları ders yapılamaz duruma getirmiştir. Halkın çocuklarının gittiği devlet okullarını çaresizliğe itmektedir. Bütçesi, öğretmeni, müdür, muavini, şefi, hademesi, sekreteri olmayan, hedefsiz, siyasi rant kapısına dönüştürülen devlet okullarımız sürekli bilinçli olarak zayıflatılmaktadır. Sınıf geçme sınav tüzüğünü değiştirerek okulları içinden çıkılmaz kaosa sürükleyen, onuruyla mücadele ediyor diye sürekli öğretmenleri aşağılayan, eğitimi katleden, hükümetler ve Eğitim Bakanlıkları bu ülkeye daha fazla zarar vermeden öğretmenlerin sesine artık kulak vermelidir. (EK 1)
Biz öğretmenler olarak öğrencilerin, velilerin üzerinde oyun oynanmasına, eğitimin yap boz tahtasına dönüştürülmesine karşıyız. Alternatif eğitim sistemi mümkündür. Seçmeci elemeci sınavlar kaldırılabilir, her öğrenci istediği programa girebilir. Her yılsonunda bu tartışmalardan da kurtulabiliriz. Öğrencilere istediği programı seçme şansı verilerek başarısına göre de yönlenmesi de sağlanabilir. Kamusal eğitim üzerinde sürekli oynanmasına ve sahte reform çabaları ile devlet okullarının yok edilmesine seyirci kalmayacağız. Öğretmenin köleleştirilmesine seyirci kalmayacağız.
Öğretmene Sadaka bekleyen, Dilenci Muamelesi Yapılmak İstenmektedir
Diğer yandan öğretmenin tüm dünyada var olan, Türkiye’de yılda iki kez ödenen ve öğretmenler yasasında tüm öğretmenlere ders yılı başında tümünün ödeneceği, yasa tarafından emredilen ders yılı hazırlık ödeneği hala ödenmemiştir. 2011 sonrası öğretmenlerine ahlaka, adalete, yasaya uymayan şekilde ve savcılık görüşü olumlu olmasına rağmen ödeme yapılmamıştır. Öğretmenlerle dalga geçmek anlamına gelen bu anlayış yasal değildir ve kabul edilemezdir. Göç Yasası gibi bir adaletsizlik kaldırılmak yerine tüm öğretmenlere uygulanmaya çalışılması kabul edilemezdir. (EK 2)
Biz öğretmenler sabırlıyız, ancak sabrın da bir sınırı vardır. Yasal hakkımızın gasp edilmesine seyirci kalmayacağız. Bu sorunun bir an önce çözülmesinin elzem olduğunu ve hızlı bir şekilde mazeret üretilmeden kaosa oynanmadan sorunu çözmenizi beklemekteyiz. HP dondurulmuş, döviz şahlanmış, tüm çalışanlar ½ oranında fakirleşmiştir. Buna karşılık sermaye korunmakta, çalışanlar ise köleleştirilmek, tüm kazanılmış hakları budanmak istenmektedir.
Siyasi ve İdeolojik DAYATMA PAKETLER Kabul Edilemezdir
Yıllardır onlarca paketi bu ülkeye dayatan ve teslimiyetçi politikalarla bu paketleri uygulayanların niyeti 2016-2018 paketi ile daha da anlaşılır, görünür olmuştur. Sözde ekonomik istikrar, verimlilik yapılandırma gibi süslü kelimelerin ardında siyasi, ideolojik, rantçı bir yapının adımlarını tamamlama gayreti vardır. Sermayenin, şirketlerin korunarak, halkın köleleşmek, asiller ve köleler diye bölünmek çabası vardır.
Ülkemize AKP eliyle dayatılan 2016-2018 paketi de ekonomik olmaktan öte SİYASİ ve amaçlıdır. Yeni bir dayatmayla karşı karşıyayız. Siyasi, kültürel, sosyal, enerji, eğitim, yargı ve her alanda Kıbrıs Türk Toplumunu teslim alma politikalarının yazılı ve baskıcı yeni bir modelidir. İMF’nin birçok ülkeye dayattıklarından farksız ve daha baskıcıdır. Yaratılan rejimin, soygunun devamı istenmektedir.
Son pakette açıkça sermaye lehine haklar budanarak geniş kesimler köleleştirilmek istenmektedir. Yargı, eğitim, kültür, sosyal hayata, ciddi müdahaleler yapılmaktadır. Halkın elinde kalmış son kurumların, mülklerin sorunsuz devrinin, SENDİKALARIN, kooperatiflerin bitirilmesinin, halkın daha da fakirleştirilmesinin, saygın hiçbir mesleğin, çalışan hiçbir kurumun, kamusal yapının ayakta kalmasının mümkün olamayacağı açık dayatması yapılmaktadır. Kamusal tüm hizmetler tamamen metalaştırılmak istenmektedir. Sadece NÜFUS dayatması kabul edilse bile barış görüşmeleri de bitmiş olacaktır. Bu paket AKP ve onun işbirlikçilerinin ikiyüzlü, Takkiyeci anlayışlarının açık ifadesidir. Bu paket EKONOMİK değil tamamen ideolojik ve siyasidir. ( EK 3)
Spesifik olarak eğitimdeki dayatmalar uygulanan siyasi, ideolojik politikaların kalıcı hale gelmesi için paralel uygulanan politikalardır. Fakirleştirilen, mülksüzleştirilen, baskıcı, anti demokratik yapılarla sindirilmeye çalışılan halka daha muhafazakâr, bilim dışı dogmatik bir eğitimin dayatılması, vakıflar, din işleri gibi yeni kurumlarla, muazzam paralarla toplumun kontrol edilerek belli bir kültürleşmeye, sistematik bir şekilde tabii tutulması bundandır. Aşireti hedefleyen, cemaatleşen, edilgen, muhafazakâr bir toplum yapısı, belirli bir mezhebin ruhbanlaşmış, ayrıcalıklı her konuyu bilen din adamları, din istismarlığı oluşturulmak istenen yeni yapının kalıcılaşması için adım adım ileri götürülmektedir. Buralara harcanan para, Nitelikli, Kamusal, Demokratik, Laik Eğitimden esirgenmektedir.
BU PAKETİ DAYATAN AKP de uygulamaya sokacak olan işbirlikçi HÜKÜMET de Kıbrıs Türk Toplumuna İhanet etmiş olacaktır. Yeter diyoruz, sesiz kalmayacağız.
SABRIMIZ TÜKENMİŞTİR
Aylardır Hükümetlerle, Bakanlarla, Meclisle (Milletvekilleri ile) yapılan tüm temaslar ve de “YASA-TÜZÜK”lere rağmen yapılan uygulamalar neticesinde KTOEÖS olarak sabrın sonuna gelmiş bulunmaktayız.
DAYATMA PAKETİ,
ÖĞRETMENLERİN YASAL HAKLARININ VE
İRADESİNİN GASP EDİLMESİNİ
KABUL ETMEYECEĞİZ
Hiçbir sonuç alınmaması, hükümet duyarsızlığının devam etmesi durumunda, sınavları yapmama, karne, diploma vermeme dahil her türlü eylem gündeme gelecektir.
Saygılarımızla,
Tahir GÖKÇEBEL
Başkan
Yönetim Kurulu (a.)
EK 1 Sınıf Geçme Sistemi ile ilgili tahribat yaratılmaktadır 05-05-2016