Türkiye eğitim sistemindeki siyasi ve ideolojik yapılanma maalesef bilimsel anlayışın önüne geçmiştir. TC’deki son yapılan Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararlara bakılırsa demokratik, bilimsel, kamusal ve parasız nitelikli eğitim yerine Ortaçağ anlayışına bağlı dogmatik, ideolojik, siyasal, dinsel bir yapılanmaya yönelim basmaktadır.
Siyasal olarak Sünni yapılanmanın eğitime enjekte edilmeye başlanması ile “özgürlükçü düşünce” gelişiminin yolu kapatılmak istenmektedir. Bilimsel, demokratik eğitimin birçok ülkeyi getirdiği nokta ortadayken felsefe, matematik, fen bilimleri gibi nazari bilimler ortadan kaldırılarak yeni nesil dogmatik, bilim dışı, ideolojik bir müfredat ve uygulamayla karşı karşıya bırakılmak istenmektedir.
Demokratik gibi görünen şuralar toplanmakta, siyasi amaçlı kararlar alınmakta ve bilimsellikten uzak uygulamalar doğruymuş gibi topluma sunulmaktadır. Bizans Devleti’nin son dönemdeki “meleklerin cinsiyeti” tartışmaları ve yüzlerce yıl önce tartışılıp çözüldüğü sanılan birçok konu yeniden temcit pilavı gibi Türkiye kamuoyu gündemini işgal etmektedir. Hatırlanacağı gibi Kıbrıs Türk toplumuna dayatılan ilahiyat alanı da böyle bir ideoloji ve dönüştürmenin eseridir.
Siyasi bir proje olarak Kıbrıs’ın kuzeyinde kamusal, nitelikli eğitim çökertilmek istenmektedir. Bir proje olarak eğitim müfredatları, okul yapıları, öğretmen kadroları, öğretmen özlük hakları, örgütlülüğü saldırı altındadır.
Devlet okullarının her yıl kaynak yok denilerek kadrolarının tamamlanmaması, altyapı eksiklikleri gibi temel gereksinimlerin giderilmemesi ve sistematik olarak devlet eğitiminin niteliksizleştirilmesine yönelik uygulamalar rastlantı değildir. Buna karşılık ülkemizde binlerce işsiz öğretmen varken Türkiye’den çeşitli branşlarda öğretmen yollanması, ilahiyat koleji gibi “Siyasi İslam” amaçlı bir okula milyonlarca lira kaynak aktarılması bilinçli ve stratejik bir hamledir.
Türkiye eğitim sistemi ilerleyen değil, gerici ve çağdışı bir yapılanmaya gitmektedir. Tüm bunların ışığında KKTC Milli Eğitim Yasasının 22. Maddesi “Uyumluluk 22. (1) Kıbrıs Türk Milli Eğitim Kurumlarında uygulanan öğretim programları ile Türkiye’deki özdeş eğitim kurumlarında uygulanmakta olan öğretim programları arasında Kıbrıs Türk Toplumunun gereksinimleri de gözetilmek ve aşağıdaki (2)’nci fıkra kuralları saklı kalmak koşuluyla, uyum sağlanır” birebir uygulayan kukla hükümetler, Kıbrıs Türk Toplumunda geriye dönülmez yaralar açmaya devam etmektedir.
Kıbrıs Türk Toplumunun ihtiyacı olan çağdaş, demokratik, bilimsel, kamusal ve nitelikli eğitimdir. Bu açıdan Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim sisteminin takip edilmesinden vazgeçilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığımızın topladığı son şura kararlarından da anlaşılacağı üzere Kıbrıs Türk Toplumunun dünya ile bütünleşebileceği çağdaş bir sisteme ihtiyacı vardır. Çağdışı, gerici yaklaşımlarda gelecek aramamalıdır.
Tahir Gökçebel Şener Elcil
KTOEÖS Başkanı KTÖS Genel Sekreteri