Külliye Binası Hastane ve Okul Yapılsın, Konteynerlere de Milletvekilleri ve Bakanlar Yerleşsin!

0
172
Bilimsel, laik, kamusal eğitimi gözden çıkarıp eğitimi, okulların açılışını kurultaya kurban edenlere,
Öğrencileri, konteynere, inşaatlara, tehlikeye, riske mahkûm ederken saraylar yapanlara,
Öğretmenin, haklarına, çalışma koşullarına saldıranlara, okullar öğretmensizken gençlerimizi işsiz bırakanlara,
“Yeter Demek” için 16 Eylül 2024, Pazartesi günü saat 10.00’da külliyede, 10.30’da Eğitim Bakanlığındaydık!

 

 


 

Külliye ve Milli Eğitim Bakanlığı önüne siyah çelenk bırakan sendikamız, bir neslin heba edilme noktasına gelindiğini belirterek Milli Eğitim Bakanına istifa çağrısında bulunuldu.

“En iyisi Külliyeye taşınalım”, “okullar çöküyor saraylar yükseliyor” şeklinde pankartlar açtığımız eylemimize, KTÖS, EL-SEN ve Bağımsızlık Yolu da destek verdi.

Bilimsel, laik kamusal eğitimin gözden çıkarıldığı; eğitim ve okulların kurultaya kurban edildiği, Öğrencilerin konteynere, inşaatlara, tehlikeye ve riske mahkum edildiği; öğretmenin haklarına, çalışma koşullarına saldırı yapıldığı; okullar öğretmensizken gençlerin işsiz bırakıldığını belirten Başkanımız Selma Eylem: “Külliye binası hastane ve okul yapılsın, konteynerlere de milletvekilleri ve bakanlar yerleşsin!” vurgusunu yaptı.

Eylem: Külliye binası hastane ve okul yapılsın, konteynerlere de milletvekilleri ve bakanlar yerleşsin

KTOEÖS Başkanımız Selma Eylem, eylemde yaptığı konuşmasında, “külliye” olarak nitelendirdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Meclis inşaatı konusunda KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerine seslenerek, kamusal hizmetlere yatırım yapılmayıp, halka eğitim ve sağlık hizmeti verilmezken lüks saraylar yapılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.

Bu inşaat için çevre katliamı da yapıldığını söyleyen Başkanımız Eylem, inşaat izini alınmadan, yasa ve kurumlarının yok sayıldığını ifade etti.

“Bu Vicdansızlıktır” diyen Eylem, “eşit egemen devlet” ifadesi ağzına alanların aslında “alt yönetim” olduğunu dile getirdi.

Ülkenin külliye veya saraya değil, okula, hastaneye, kamusal hizmete ve alt yapı yatırımına ihtiyacı olduğunu ifade eden Eylem, buralara harcanan parayla yüzlerce okul ve hastane yapılabileceğini kaydetti. 

“Külliye binası hastane ve okul yapılsın, konteynerlere de milletvekilleri ve bakanlar yerleşsin” diyen Başkanımız Eylem,  mücadeleye devam edileceğinii belirterek, velilere de bu mücadeleye destek verme çağrısı yaptı.

Milli Eğitim Bakanlığı önünde yapılan konuşmada da Başkanımız Selma Eylem, tarihte bir ilk gerçekleştiğini ve okulların açılışının ertelendiğini kaydetti.

Bu durumun plansızlık nedeniyle ortaya çıktığını söyleyen Eylem, ertelenen sürede ne okulların tamamlanacağını, ne de öğretmen atamalarının tamamlanacağını ifade etti. Eylem, yeterli önemin verilmediği eğitimin siyasete alet edildiğini belirtti. Kurultayın eğitimden önemli olduğunu vurgulayan Eylem, eğitimin her gün daha da geriye götürüldüğünü belirterek, Milli Eğitim Bakanlığını istifaya davet etti.

Gökçebel: Yapılanlar rejim inşaası

KTOEÖS Genel Sekreterimiz Tahir Gökçebel, eylemimizin amacının sadece okulların açılışının ertelenmesini değil, kamusal eğitimin nitelikli, bilimsel, laik ve demokratik şekilde sürdürülmesi olduğunu kaydetti.

Gökçebel, külliyeye harcanan para ile ülkedeki tüm okulların tamir edilebileceğini, hastaneler yapılabileceğini ancak bu yapılanları “rejim inşaası” olduğunu belirtti.

Çağdaş nitelikli eğitim için mücadeleye devam edileceğini yineleyen Gökçebel, okulların 1 Eylül’de açıldığını, öğretmenlerimizin okullarda olduğunu ve hizmet içi eğitimlerin devam ettiğini belirtti.

Gökçebel, burada bir “toplum inşaası” içinde olunduğunu söyleyerek, var olmak için mücadele etmeye devam edeceğimizi söyledi.

Eyleme destek verenlere teşekkür eden Gökçebel, güçlü bir eğitim, sağlık ve kamusal hizmet için toplumun bir olması ve mücadele etmesi gerektiğini kaydetti. Gökçebel, okulların “Sahra okullarına” çevrildiğini belirtti ve bakana, okul yaptığını söyleyerek kamuoyunu yanılttığı belirtti.

Okullara öğretmen atamalarının yapılmadığını ancak Türkiye’den 47 öğretmen ataması yapıldığını ifade eden Gökçebel, sendikamız eylem yaparken “eğitimi engelliyorlar” diye eleştiren bakanın, şimdi eğitim kaygısı yaşamadan okulların açılmasını erteleyebildiğini kaydetti.

Devlet okullarına ve geleceğe sahip çıkılması çağrısı yapan Gökçebel, öğretmenin eğitime ve geleceğe sahip çıkmaya devam edeceğini söyledi.

Maviş: Hükümete, Başbakana, Milli Eğitim Bakanına yazıklar olsun

Külliye önündeki eylemimizde konuşma yapan KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş de, öğretmenlerin her zaman toplum için mücadele ettiğini belirterek, yanlış olarak nitelediği düzene karşı kavganın devam edeceğini söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve külliye önünde eylem yapıldığını ifade eden Maviş, çocuklara konteynerde eğitimin bile çok görüldüğünü söyledi. “Hükümete, Başbakana, Milli Eğitim Bakanına yazıklar olsun” diyen Maviş, Kıbrıs Türk halkının iradesine saygı istedi.

“Okulların açılmaması kabul edilebilir değil”

EL-SEN Başkanı Ahmet Tuğcu da, okulların açılamamasının kabul edilebilir olmadığını belirterek, ülkede eğitimden sağlığa, sağlıktan enerjiye her alanda sıkıntı ve eylem olduğuna işaret etti.

Tuğcu, sendikalar olarak mücadele etmeye devam edileceğini ancak toplumun da artık uyanması ve toplumsal mücadeleye destek vermesi gerektiğini söyledi.

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Umut Ersoy da, ülkede yaşananları ve kurulmak istenen düzene değinerek, toplumun artık bir olması ve bu yaşananlara karşı mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Ersoy, sendikalarla dayanışmaya devam edeceklerini de belirtti.


Külliye önü eylemimizde Başkanımız Selma Eylemin konuşma metni:

2021 yılında adamızı ziyareti sırasında konuşma yaptığı meclis binasını beğenmeyen, Cumhurbaşkanlığına ‘gecekondu’ diyen haşmetmeap külliye, meclis binası ve millet bahçesi yapımı için talimat vermişti.

Halkın itirazlarına rağmen ağaçlar kesilerek işe başlandı ve bugün gördüğümüz gibi çöle döndürülerek büyük bir çevre katliamı haline getirildi. İhalesi Türkiye’de gerçekleştirilen inşaat için gerekli izin ve vizeler çıkarılmadı,  ilgili yasal mevzuat değiştirildi, muafiyetle kılıfına uyduruldu.  ‘Bağımsız’ bir devlet iddiasındaki ülkeyi yönettiğini iddia edenler kendi yasa ve kurumlarını böylelikle işlevsiz hale getirmiş oldu, yok saydı.

Devlet itibarının saray ve külliyeler yapmak olduğunu ortaya koyan anlayış rant düzeni için kılıf yaratan anlayıştır. Halkını fakirleştirirken, kamusal hizmetlere yatırım yapmazken yönetenler için lüks saraylar inşa eden veya etmek isteyenler kölelik düzenini yaratma çabasında olanlardır.

Halk, devletin yetersiz hastanelerinde doktorsuz, ilaçsız sağlık hizmeti alamazken, halkın çocukları kaderine terk edilmiş, inşaat alanına çevrilmiş ya da konteynerlarla doldurulmuş okullarda eğitim alamazken böyle saraylar yapmak vicdansızlıktır, biat etmektir, talimatı yerine getirmektir.

Bu ülkeyi yönetenler  ‘eşit egemen devlet ifadesini’

ağzınıza alacak yüzünüz yoktur! 

Gerçek, ‘talimatla yönettiğiniz, mafya ve sermayeyle işbirliği yapıp nemandığınız, sahtekarlık, torpil, rüşvetle bataklığa çevirdiğiniz alt yönetimdir’. Yeter artık halkla dalga geçmeyin!

Bizim bu ülkede külliyeye, saraylara ihtiyacımız yoktur. İhtiyacımız, okuldur, hastanedir, kamusal hizmetlere yatırımdır.

Bunun inşaatı için ayrılan bütçeyle yüzlerce okul veya hastane yapılabilirdi. Çocuklarımız, öğretmenlerimiz inşaatlarda, konteynerlarda, yaşlılar, hastalar, hastanede, acil servis kapılarında mağduriyet yaşamaktayken siz itibar derdinde üç maymunu oynamaktasınız!

Anayasa’da yazan devletin temel kamusal hizmetleri sağlama görevini sizlere bir kez daha hatırlatır ve çağrı yaparız bu bina hastaneye, okula dönüştürülsün, konteynerlara Bakanlar, Milletvekilleri yerleşsin!


Eğitim Bakanlığı önü eylemimizde Başkanımız Selma Eylemin konuşma metni:

Tarihte bir ilk gerçekleşti ve olağanüstü bir durum yokken ülkemizde okulların açılışı bakanlar kurulu kararıyla bir hafta ertelendi. Gerekçe öğretmen atamaları olarak gösterildi. Okullarımızın açılamayacak durumda olduğunu sendikamız aylardır söylemekteydi zaten. İhmal, öncelik ve önem vermeme, plansızlık, nemalanma, nemalandırma çalışmaları sonucu okullarımız inşaat halinde veya konteynerlarla doldurulmuş vaziyette.

Çocuklarımız, öğretmenlerimiz, çalışanlarımız güvenlik tehditi altında. 187 olarak belirlenen ve bakanlık tarafından bu sayıda yetki talep edildiği iddia edilen öğretmen kadroları ise 153’e düşürüldü. 20 branştan 34 öğretmen azaltıldı. Bu da 2000 saat civarı dersin okullarda boş geçeceği anlamına gelmekte. Ertelenen sürede yani bir hafta içerisinde tüm inşaatlar bitecek mi?, konteynerlar sihirli değnekle binaya, okula mı dönüşecek? Mümkün değildir. Peki neden açılış ertelenmiştir?

Azaltılan öğretmen kadrolarının geçicilerle ve TC’den gelecek 47 öğretmenle doldurulması planlanmıştır. Geçiciler alınırken kimse kırılmasın, gücenmesin, kurultay olumsuz etkilenmesinin ince hesabı yapılmaktadır. Yani eğitim ve çocuklarımız bir kez daha siyasete kurban edilmiştir. Yazıklar olsun!

Eğitim Bakanlığının da hükümetin da eğitimle,

eğitimin niteliğiyle ilgili hiçbir gayleleri yoktur!

Eğitime yeterli ve gerekli bütçe ayrılmamaktadır!

Külliyeler, saraylar yapılıp milyonlar harcanırken

eğitim konteynerlara mahkum edilmiştir!

 

Öğretmen kadroları azaltılmakta, bölüm şefi, atölye şefi, teknik öğretim görevlisi kadroları açılmayarak öğretmenlere, okul idarelerine yüklenilmekte, ek yük getirilmektedir.

Okul, bina yapımı için bütçe ayrılmazken ikinci ilahiyat yapımı için protokol imzalanmıştır. Eğitimin içeriği gericileştirilmekte, bilimsel, laik eğitimden uzaklaştırılmakta, yerelleştirilmiş kitaplarımıza komisyonlardan izinsiz, habersiz Türkiye’de müdahale edilmesine göz yumularak,  bilimi, kadını, toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayan bir anlayışla düzenlenmesine çanak tutulmuştur. Kuran kurslarına, tarikat örgütlenmelerine, yasa dışı yurtlarına izinler verilmektedir.

Yetenek sınavını geçmeyen çocuklara gizli kapaklı sınavlar yapıp geçirilmekte, tüzükler yok sayılmakta, kolejlerin taban puanları düşürülerek öğrenci alınmakta, her yıl ek bütünleme kararı alarak öğrencilerin geçmesi sağlanmaktadır. Kalabalık sınıflar, Türkçe bilmeyen öğrencilerimiz, özel eğitim öğrencilerimiz çözümsüz bırakılmaktadır.

Böylesi bir durumda eğitimin niteliğini paydaşlarla gündem yapması gereken Eğitim bakanı bunu yok sayıyor ama süreyi ele alıyor ve hatta tüm bu harabe durum içerisinde tam güne geçtim diyerek kendini de halkı da kandırmaya çalışıyor.

Sayın Bakan,

Madem eğitimin süresi, hatta bir gün bile önemliydi da ne oldu da bir hafta ertelediniz okulların açılmasını? Yoksa kurultay eğitimden daha mı önemliydi? Çocuklarımızdan daha mı önemliydi? Yazıklar olsun!

Sayın Bakan,

Eğitim sayenizde en kötü dönemini yaşamaktadır. Sahte diplomalar, üniversiteler karşısında dut yemiş bülbülsünüz. İhalesiz konteynerlar, partizanlıklar, rüşvetler karşısında ayni şekilde. İstifa etmek de bir erdemdir, artık istifa edin!

‘Orda ne varsa burda da olacak’ kararı çerçevesinde siz de, hükümetiniz de aldığınız talimatları yerine getiriyorsunuz biliyoruz. 

Eğitimde, toplum yapımızdaki dönüşümün önünde engel gördüğünüz öğretmene, haklarına, çalışma koşullarına, sendikasına saldırmakta baskı, tehdit ve dayatmalarla sindirmeye, özgürlüğünü elinden almaya çalışmaktasınız.

Ancak bilmelisiniz ki, nitelikli, bilimsel, laik eğitim için, haklarımız, çalışma koşullarımız, laik, demokratik toplum yapımız için direneceğiz, boyun eğmeyeceğiz, çocuklarımız, geleceğimiz için mücadeleye devam edeceğiz!