Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi – Kuzey Kıbrıs Kampüsü Sendikası (Kampüs-Sen) olarak, ortak gerçekleştirilen basın açıklamasında ODTÜ KKK’de işten çıkarılan 13 personele değinerek ODTÜ’de yaşananların genel olarak sektörün içerisinde olduğu durumun bir yansıması olduğuna işaret edildi ve ODTÜ’de yaşanabilecek bir çöküşün de tüm yükseköğrenimin çöküşü olacağı konusunda uyarı yapıldı.
Hükümetin bir an önce sorunun çözümüne yönelik adım atması gerektiğini belirten sendikalarımız, ODTÜ yönetimi ve Kampüs-Sen’in de yer alacağı bir diyalog masası oluşturulması talebinde bulunuldu.
Sendikalarımız, üniversitelerde örgütlenmenin önemine vurgu yaparak, ancak örgütlenildiği takdirde personelin iş güvencesinin sağlanabileceği vurgulandı.
Cantekin: “Bütün yasal yolları sonuna kadar kullanacağız”
Basın açıklamasını okuyan ODTÜ KKK Kampüs-Sen Başkanı Kerem Cantekin, cuma günü işten atılan 13 ODTÜ KKK personelinin işlerinin kendilerine yeniden teklif edilmesi, başka kimsenin işten atılmaması ve iş sözleşmelerinin daha güvenli hale getirilmesi için bütün yasal yolların sonuna kadar kullanılacağını belirtti.
“ODTÜ KKK’nın, uzun yıllardır süren başarısız yönetim politikalarıyla mali ve akademik açıdan krize sürüklenmesinin bedelini işten atılarak ödemeyi reddediyoruz” diyen Cantekin, yönetimin bu krizin hesabını çalışanlara kesmek yerine, paydaşların yer alacağı bir kriz masası oluşturarak çıkış yolu bulunması çağrısı yaptı.
Şu an ODTÜ KKK’de çalışan herkesin yarın işten çıkarılacağı korkusunu taşıdığını kaydeden Cantekin, ODTÜ’nün çalışanlarına değer veren bir kurum olarak bilindiği ancak şimdi, istediği anda ve zaman zaman sözleşmeye de karşı gelecek şekilde çalışanlarını işten çıkartabilen bir kurum haline geldiğini belirtti.
Cantekin, destek veren sendikalarımıza teşekkürlerini sunarak, diğer kurumları da verdikleri mücadeleye desteğe çağırdı.
KTÖS Genel Sekreteri Maviş: “Eğitimi metaya, öğrenciyi müşteriye, akademisyeni de köleye dönüştüren bu düzene son verelim”
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, sadece Türkiye’nin değil dünyanın sayılı üniversitelerinden biri olan ODTÜ’nün eğitim yerine yaşanan krizlerle gündeme geldiğini, sendikalı akademisyenlerden başlayarak sırasıyla temizlik görevlileri ve idari personeli işten çıkardıklarını kaydederek, “ODTÜ’deki bir çöküş, yükseköğreniminin çöküşü olacaktır” dedi.
ODTÜ’de başlayan bu sorunun diğer üniversiteleri de etkileyeceğini kaydeden Maviş, “Denetimsiz, patronların eline verilmiş bir yükseköğrenimin gideceği yol yoktur. Duvara toslayacaktır” dedi ve hükümete bu krize el atması, yükseköğrenimle ilgili net politika üretmesi çağrısında bulundu.
Maviş, hükümetin bir diyalog masası kurmasıyla ve bu krizin doğru şekilde yönetilmesiyle, tüm yükseköğrenime yayılmasının engellenebileceğini söyledi.
Maviş, tüm üniversitelerdeki personele, örgütlenme çağrısında bulunarak, ancak örgütlenildiği takdirde, sosyal diyalog, toplu iş sözleşmesi hakkı ve müzakere hakkının konuşulabileceğini kaydetti. Maviş, “Kimsenin geleceği bir patronun dudağı arasında veya üniversitenin yönetimin kurulun elinde olamaz” dedi ve kendilerinin bu süreçte maddi, manevi ve hukuksal destek sağlayabileceklerini söyledi.
Üniversitelere sadece ekonomiye kazanç olarak bakılmasıyla ülke üniversitelerinin eğitim ve araştırmadan çok insan ticaretiyle anılmaya başlandığına vurgu yapan Maviş, “Eğitimi metaya, öğrenciyi müşteriye, akademisyeni de köleye dönüştüren bu düzene son verelim” ifadelerini kullandı.
Maviş, YÖDAK’ın da içindeki sorunları çözüp, bir an önce yükseköğrenimin gelişimi için adım atması gerektiğini söyleyerek, kurumun kurulduğu günden itibaren yapılması gerekenleri yapamadığını belirtti.
DAÜ-SEN Başkanı Hoşkara: “Bugün ODTÜ’de yaşananlar, yükseköğrenimin içinde bulunduğu krizin yansımasıdır”
DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara ise DAÜ-SEN olarak Kampüs-Sen’e destek verdiklerini belirterek, bu sorunun sadece ODTÜ’nün sorunu değil, yaşananların yükseköğrenimin içerisinde bulunduğu krizin bir yansıması olduğunu kaydetti.
Hoşkara, yükseköğrenimde kalitenin unutulmuş olduğunu, “kitle turizmi anlayışıyla, daha fazla öğrenci, daha fazla üniversite, daha az maaş, daha az personel” düşüncesiyle ilerlendiğini öne sürerek, bu şekilde devam edildiği sürece bu sektörün yaşayamayacağını belirtti.
ODTÜ KKK’nın yükseköğretime kalite getirme hedefiyle, TC ve KKTC hükümetlerinin desteğiyle kurulduğunu söyleyen Hoşkara, yaşananların ODTÜ’yle beraber bu sektörü aşağıya çekebileceği ve batma noktasına getirebileceği konusunda uyardı.
DAÜ’de bir sendika olmasının öneminin altını çizen Hoşkara, daha önce DAÜ olarak krizler yaşadıklarını ancak sendika ve yönetimin bir araya gelmesiyle sorunları çözmeyi başardıklarına işaret ederek, “Bundan başka yol yok. Patronun veya otoritenin talimatlarıyla bir yükseköğrenim kurumu yönetilemez” dedi.
Hoşkara, ODTÜ yönetiminin de Kampüs-Sen’le diyalog kurarak sorunları çözebileceğine inanç belirtti; hükümet ve ODTÜ’nün seslerini duymasını ve gerekli adımları atmasını talep etti.
Kaynak: Yenidüzen