KTOEÖS ve KTÖS olarak Eğitim Bakanlığı önünde 3 Nisan 2024 tarihinde “öğretmenlik mesleğine ve öğretmen haklarına yönelik uygulanan baskılar” nedeniyle eylem ve basın açıklamamız gerçekleşti.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Yönetim Kurullarımız, “öğretmenlik mesleğine ve öğretmen haklarına yönelik uygulanan baskılar” nedeniyle eylem ve basın açıklaması yaptı.
Milli Eğitim Bakanlığı önünde yapılan eylemimizde, “yasa, tüzük tanımayan ve öğretmen düşmanlığı yapanlara karşı boyun eğmeyeceğiz” yazılı pankart açıldı.
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş konuşmasında, ülkedeki kurulu düzenin, sosyal ve ahlaki çöküşle birlikte yaşanamaz boyutlara geldiğini vurguladı.
Toplumun rol model saydığı, oy verdiği, öğrencilere örnek gösterilen kişilerin “hırsız, sahtekar, rüşvetçi, menfaatçi olarak anıldığını”, “Yükseköğrenimin insan kaçakçılığı ile ilişkilendirildiğini” kaydederek, saadet zinciri kuranlara karşı mücadele etmeye devam edileceğini belirtti.
Maviş, “Sesi kesilmeye çalışılan gazeteciler ve politikacıların yanında durmaya devam edeceğiz” dedi.
“Eğitime yatırım yok ama büyük şirketlere borç silme, camilere mübarek ramazan ayında indirim yapmakta önde koşan politikacılar var” söyleyen Maviş, okulların yüzde 80’inin 1974 yılı öncesinden kaldığını ve 123 okulun güçlendirilmesi ve yeniden yapılması gerektiğini söyledi, çocukların güvenli olmayan okullarda eğitim almasına karşı olduklarını belirtti.
Öğretmene baskı ve tehdidin arttığını söyleyen Maviş, Milli Eğitim Bakanının eğitime verecek bir şeyi kalmadığının altını çizdi, Başbakan’a çağrıda bulundu, Milli Eğitim Bakanı’nın değişim zamanın geldiğini söyledi.
Okulların kapasitesinin, eğitim öğretim faaliyetlerinin niteliğinin artırılması yönünde çalışma yapmak istediklerini dile getiren Maviş, Milli Eğitim Bakanı’nın okullara üvey evlat muamelesi gösterdiğini belirtti.
Ülkedeki okulların yüzde 10’un yabancı öğrenci, yüzde 33’ünün Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen öğrenciler, yüzde 57’sinin de KKTC vatandaşından oluştuğunu dile getiren Maviş, her çocuğun eğitim hakkına sahip olduğunu ve öğrencilerin kültürel ve sosyal becerilere de entegre edilmesi gerektiğini belirtti.
Özellikle Rusya ve Ukrayna’dan gelen öğrencilerin belirli aşıları yaptırmak istememesinin kabul edilemez olduğunu dile getiren Maviş, “Bu ülkede verem yoktu verem geldi. Bizim okullarımızda aşısız çocuklar var. Tüm çocuklar bir salgına yenik düşerse bunun hesabını Sağlık Bakanı mı, okulları arayıp sormayan Milli Eğitim Bakanı mı verecek?.” ifadelerini kullandı.
KTOEÖS Genel Sekreterimiz Tahir Gökçebel de konuşmasında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın içinde bulunduğu durumun “içler acısı” olduğunu söyledi ve istifa çağrısında bulundu.
Son günlerde yaşanan “Diploma krizine” de değinin Gökçebel, yaşanan yolsuzluğun adresinin bizzat Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu kaydetti.
Okulların deprem risk raporlarının bile bilinmediğini dile getiren Gökçebel, Milli Eğitim Bakanı’nın deprem riski olan birçok okul olmasına rağmen Erenköy Lisesinde kantin açılışı yaptığını kaydetti.
Okulların bütçesinin olmadığına da dikkat çeken Gökçebel, okulların kağıt parası bulmak için öğretmenlerin neler yaptıklarının herkes tarafından bilindiğini hatırlattı.
Üniversiteden ana okula kadar ülkede bir eğitim sisteminin baştan planlanması gerektiğini dile getiren Gökçebel, ülkeye özgü bilimsel, demokratik, laik, çağdaş eğitim yönetmeleriyle eğitimin planlanması gerektiğini kaydetti.
KTÖS Başkanı Mustafa Baybora da, Milli Eğitim Bakanı’nın göreve geldiği ilk günden itibaren öğretmen düşmanlığını kendisine şiar edindiğini vurguladı.
Milli Eğitim Bakanı’nın öğretmenlere anti-demoktarik şekilde baskı uygulayarak soruşturmalar açtığını hatırlatan Baybora, uyuşturucu satmaktan yakalanan öğretmen ile bir okulda tacizcilikle suçlanan ve öğretmenlerin imzasıyla okuldan alınan öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığında korumaya alındığını belirtti.
Daha önceki Milli Eğitim Bakanı’nın şuanda rüşvet, yolsuzluk ve sahte diplomayla anılmasının gündemde olduğunu söyleyen Baybora, şuandaki Milli Eğitim Bakanı’nın da “öğretmen düşmanı” ve “tarikatlardan talimat alan” Milli Eğitim Bakanı olarak anılacağını vurguladı.
Türkiye Öğretmenler Sendikası Liderlerinden Fakir Baykurt’un sözleriyle konuşmasını tamamlayan Baybora şu ifadeleri kullandı:
“Öğretmen dilenmez, öğretmen boyun eğmez, öğretmen avuç açmaz, öğretmen ders verir…Sayın Bakan, sana da günü geldiğinde gerekli ders verilecektir.”
Yardımcı Kaynaklar: Kıbrıs Gerçek ve Özgür Gazete