Sendikal Platform bu yola çıkma ve omuz omuza direnme kararı almıştır. Bu direnişte yer alacak ve samimiyetle mücadele edecek sendikalar ve çalışanlar başarının mimarları ve kazananları olacaktır.
Bugün çalışanların bin bir mücadele ile kazandıkları haklarının mevcut UBP Hükümeti tarafından geriye götürülmesi ve uygun koşulları buldukları anda yok edilmesine karşı sessiz kalınmayacağını bir kez daha ortaya koymak için kararlılığımızı ifade etme günüdür. Sendikal Platformu oluşturan sendikalar olarak özellikle son gelişmeleri ve özelde kıdem tazminatı hakkımıza dönük saldırıları değerlendirdik.
UBP Hükümeti, Kıdem Tazminatının kaldırılmasıyla ilgili taahhüt altına girmiştir. Bu taahhüdü, Türkiye Cumhuriyeti ile yaptıkları programlarda ifade bulmakta ve kıdem tazminatının yok edilmesini içermektedir. T.C. ’den aldıkları talimat ışığında diğer eylemleri gibi ilk önce devlet işçilerinin kıdem tazimatına göz koymuşlardır. 2013 – 2015 dönemini kapsayacak devlet işçileri adına bağıtlanmakta olan Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde kıdem tazminatı konusunda anlaşmazlık ortaya çıkmıştır. UBP Hükümeti, girdiği taahhüde bağlı olarak Kıdem Tazminatını kaldırmak istemektedir. Kıdem Tazminatı, bu güne kadar Toplu İş Sözleşmeleri ile kazanılmış en önemli haktır ve hiçbir yasada bu hakkın kullanımıyla ilgili herhangi bir sınırlama olmadığı gibi, Toplu İş Sözleşmesi yapma hakkı; gerek Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasası ile gerekse kuzey Kıbrıs Anayasası’nın 54’üncü maddesi ile güvence altına alınmış bulunmaktadır. Çalışanların Kıdem Tazminatı hakkına karşı yapılan bu saldırı aslında bir anlamda Toplu İş Sözleşmesi yapma hakkına ya da daha geniş anlamda sendikalaşma hakkına yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilmektedir.
Emekçileri; 1985 ve 1987 öncesi devlette istihdam edilenler, emeklilik yasası altında istihdam edilenler, Sosyal Sigortalar Yasası’na tabii olarak istihdam edilenler, Sosyal Güvenlik Yasası’na bağlı olarak istihdam edilenler, sözleşmeli, mevsimlik, kadrolu, geçici vb. şekillerde farklı farklı istihdam koşulları yaratarak istihdam etme anlayışı, çalışanların sendikalı olma ve haklarını bu yolla korumalarından korkanların ve bunu bozmaya çalışanların geliştirdikleri yöntemlerdir.
Çalışanların sendikaları vasıtası ile yıllar içerisinde verdikleri mücadeleler ile kazandıkları haklar karşısında bundan rahatsız olan egemen sermaye kesimi ve onun sözcüsü durumundaki hükümetler, emekçiyi sömürüye devam edebilmek ve kârlarını daha da artırmak için bir yandan var olan sınırlı sendikalaşmayı daha da kötüye götürerek etkisizleştirmek ve giderek sendikasızlaştırma için emekçilerin karşısına değişik engeller koymaktadır. Örneğin devlette var olan sendikal mücadeleyi etkisiz kılmak için değişik istihdam şekilleri icat ederek emekçilerin birlikte mücadelesini kırmak için yöntemler geliştirmektedir.
Sendikal Platforma bağlı sendikalar; memur, öğretmen, işçi gibi ayrımlara karşı çıkmaktadır. Bu bağlamda sendikal mücadelenin en önemli kazanımlarından olan Kıdem Tazminatı hakkının kaldırılmasına yönelik girişimlere karşı bir bütün olarak mücadele ederek bu hakkın tüm emekçileri kapsayacak şekle getirilmesini sağlamak için mücadelemizi artırarak sürdüreceğimizi kamuoyumuzun bilgisine getiririz.
Maliye Bakanı yaptığı açıklamada, Kıdem Tazminatının kaldırılmasına yönelik kendi taahhütlerini görmezden gelerek, bunun Sosyal Güvelik Yasası’nın bir sonucu olduğunu iddia etmiştir. Kıdem Tazminatının uygulanmasının dayanağı Toplu İş Sözleşmeleridir ve bu konuda olumlu veya olumsuz hiçbir yasada en ufak bir düzenleme bulunmamaktadır.
T.C. ile imzaladıkları sözde “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013 – 2015” “EK – 2 Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı Matrisi” “Hedef 1.3. Sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesinin sağlanması ve dengeli bir prim yükümlülüğü sistemi oluşturulması” yan başlığı ile “Kamu kurum ve şirketleri ile yönetimi kamu eliyle yürütülen bankalarda kıdem tazminatı kaldırılacak, mevcut veya dondurulmuş kıdem tazminatları bir program çerçevesinde ödenip kapatılacaktır.” denerek mevcut hükümet taahhüt altına girmiştir. Bu taahhüdü hükümeti bağlar. Bu taahhütlerini bile halkın görmesini istemeyenlerin anladığı dil kararlılıkla mücadele etme ve direniş dilidir.
Sendikal Platform bu yola çıkma ve omuz omuza direnme kararı almıştır. Bu direnişte yer alacak ve samimiyetle mücadele edecek sendikalar ve çalışanlar başarının mimarları ve kazananları olacaktır.
Sendikal Platform