Sn. Eroğlu, Sn. Anastasiadis, ABD, AB ve Garantörlerin Kıbrıs Sorununu çözmeye niyeti yoktur. Etrafındaki doğal zenginliklerini ve bir üs olarak Kıbrıs’ı kullanmak isteyen emperyalist güçler ve onların taşeronları yerel işbirlikçiler bu ülkenin halklarıyla dalga geçmeye devam etmektedir.
Son görüşmelerle umutlar çökme noktasına bilinçli olarak getirilmiştir. Başından beridir Kıbrıs Sorununu güven yaratıcı önlemler sorununa dönüştürme çabası vardır. Gerçekçi ve kapsamlı bir çözüm perspektifi ile yola çıkılmamıştır. Bugüne kadar uzlaşılan ve çözümün esas parametrelerinden uzaklaştırılmasına olanak verilmesi bilinçli ve kasıtlı Kıbrıs üzerinden pazarlık yapanların stratejisini oluşturmuştur.
Kıbrıs’a gelen ABD Dışişleri Bakanı bile sorunun çözümünden bahsetmek yerine Maraş’ın açılması meselesini öncelikli çözülmesi gereken sorunmuş gibi sunmuştur.
Kıbrıs sorununun tekrar güven yaratıcı önlemler sorunu haline getirmişlerdir. Toplumun %5’ini bile temsil etmeyen şövenist, ırkçı kesimleri halk olarak tanımlayıp, halkın adaletli, insan haklarını, özgürlüklerini içerecek bir çözümden yana olmadığı imajını vererek Emperyalist çıkarcılarla işbirliği yapan sözde liderler, güven yaratıcı önlemlere ihtiyaç varmış gibi davranarak Kıbrıs Sorununun çözümüne odaklanmaktan çok çözümsüzlüğe oynamayı seçmişlerdir.
Kıbrıs Sorununu siyasi irade olmadan masada görüşülerek çözümlenemeyeceği çok net anlaşılmıştır. Sn. Eroğlu ve Sn. Anastasiadis halklarına ihanet ederek, dalga geçmeye devam etmektedir. Olası gerçekçi, adaletli, siyasi çözüm iradesini halkların onaylayacağını bildiklerinden, Kıbrıs Sorununda belirsiz görüşmelere, güven yaratıcı önlemlere ve buna benzer yan yollara sapılarak çözümsüzlüğe itilmektedir.
Türkiye, Yunanistan, İngiltere, AB, ABD, Eroğlu ve Anastasiadis aynı senaryonun parçasıdırlar. Eğer Kıbrıs Sorununu çözebilecek iradeyi gösteremeyeceklerse, ortak bir açıklamayla görüşmeleri bitirmeli ve Kıbrıs halklarıyla dalga geçmeyi bırakmalıdırlar.
Kıbrıslıları ve sivil toplum örgütlerini birer piyon gibi kullanarak, her seferinde Kıbrıslılarla dalga geçerek “Biz çok çaba harcadık, ama ne yapalım olmadı” yerine “Bu sorunun çözülmesini istemiyoruz”u Kıbrıs halkına ve Dünya’ya derhal ilan etmelidirler.
Kıbrıs Sorununu 1960’da bir günde çözenler ve bugün adayı bölenler, aynı senaryonun ortaklarıdır. Ne Kıbrıs Sorunu, ne de çözümsüzlüğü Kıbrıs halklarının eseri değildir. Ortada bir güvensizlik yoktur. Sadece sorunu çözebilecek bir antlaşmaya, siyasi iradeye ihtiyaç vardır. Bunu gösteremeyeceğini ilan eden ve halen görüşme masasında dalga geçen Sn. Eroğlu ve Sn. Anastasiadis halklarına yalan söylemektedir.
Kıbrıs’a, Kıbrıslılara bu kötülüğü yapanların masa başında dalga geçmeyi bırakarak derhal istifa etmeleri Kıbrıslılara en büyük çözüm umudu olacaktır.
Tahir GÖKÇEBEL
Başkan
Yönetim Kurulu (a.)