Kıbrıs Türk Toplumunu yıllardır devre dışı bırakan fetihçi anlayış, Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm ve barışı sağlayamayacaktır. Kıbrıs’ta Kıbrıslılar söz sahibi olmalıdır. Türkiye’nin AB Bakanı ve baş müzakereci Sayın Volkan Bozkırlı, Kıbrıs sorunuyla ilgili önemli kararları sadece sermaye temsilcileri ile ve Kıbrıs Türk Toplumunun çıkarlarına olmayan tezleri savunanlarla belirlemek istemektedir. Bu memleketin sahipleri adına seçilenler ise tek kelime etmeden, stratejik olarak sinmiş durumdadırlar. Çözümün önemli aktörlerden olması gerekenlerden bazıları resmen adanın bölünmesini önermekte, bazıları ise sadece hidrokarbondan başka şey konuşmamaktadır.
Kıbrıs sorununun çözümü gerçekçi, sağduyulu ve iyi niyetli bir siyasi iradeyle mümkündür. Kıbrıs’ta 1960 hukukunu, BM parametrelerini karşılıklı antlaşmaları yok sayan, paylaşmak istemeyen, ayrılıkçı politikalar bu sorunu daha da betonlaştırmakta ve ortadoğunun kangren olmuş çözümsüz sorununa eklemleyerek benzeştirmektedir. Sorununu çözmek niyetinden çok paylaşım ve çıkar yaklaşımları taşımaktadır. Kıbrıs sorununu gaz ve petrol paylaşımı sorununa dönüştürmeye çalışan uluslararası aktörler Kıbrıslıları tamamen devre dışı bırakmak istemektedirler.
Sayın Bozkırlı’nın ve rejim bekçilerinin yıllardır belirlediği stratejileri gördük. Türkiye halkını da, Kıbrıs Türk toplumunu da duvara çarptıran stratejileri “her şeyi bilen” politikalarla belirlenmiştir. Bugün Sn. Bozkırlı’nın belirleyeceği strateji bizi temsil etmeyecektir.
Kıbrıs Sorununun çözümü ve bir federasyona ulaşılması ancak ve ancak gerçekler ışığında mümkündür. Kıbrıs Sorununun çözümünde samimi olan taraflar ve liderler bundan ders almamışa benzemektedir. Federasyonlar tarafların tezlerini birbirine kabul ettirmesinden değil; ortak uzlaşıdan doğmaktadır. Dünyada bu böyledir, çözüm ve barışa ulaşılmak isteniyorsa burada da böyle olmak zorundadır.
Tahir GÖKÇEBEL
Başkan
Yönetim Kurulu a