Kalecik’te AKSA’ya ait elektrik santralinde yaşanan tedbirsizlik ve bundan doğan felaket ülkemizi parsel, parsel yağmalayan ve sadece karını düşünen zihniyeti bir kez daha deşifre etmiştir.
Yandaş siyasetle birlikte hareket eden, bazen rüşvet vererek ihaleleri bağlayan, çevreyi yağmalayan üç-beş şirketin bitmez tükenmez hırsının ülkemizi nasıl bir felakete sürüklediğinin küçük bir örneğini bugün yaşıyoruz. Sadece kar amacında olan anlayışın ülkemize yarar yerine felaket getirdiği somut bir şekilde gözler önüne serilmiştir. Petrol dolum tesisi gibi büyük, hacimli yatırımlarının risk ve felaket büyüklüğünün ne olacağı ile ilgili net bir bilgi vermiştir. Özelleştirme peşkeşi ile kamusal alandan çıkarılan kamu zenginliklerinin halkımızı, çevremizi, geleceğimizi nasıl yok edebilecek bir silaha dönüşebileceğini ortaya çıkarmıştır. Bu bir felaket değil, kar hırsı ile geleceğimizin yok edilmesidir.
Vatan, Millet, Sakarya üstünden politika yapanlara sesleniyoruz, bu mudur yurt sevgisi, bu mudur halkına, yurduna, taşına toprağına değer verme, koruma.
Soruyoruz!
-Bu petrolün kalitesinin, akışkanlığının düşük olmasından dolayı mı çevre daha da kirletilmekte, felaketler bundan dolayı mı sürekli yaşanmaktadır?
-Kar amacıyla kurulmuş bir şirketin rutin denetimleri yapılıyor mu? Yapılıyorsa neden 4 ay içerisinde ikinci benzer bir olay yaşanmıştır ve bu seferde felaket önlenememiştir. Kaza neden geliyorum demiştir?
-Özel şirkette çalıştırılanların niteliği ve sayısı yüzünden mi petrol sızıntısı geç fark edilmiştir?
-Bu gibi şirketlerle yapılan anlaşmalarda, böylesi önemli ve bir o kadar tehlikeli bir tesisi çalıştıracak şirketin kapasitesi ve altyapısı sorgulanmıyor mu? Acil önlemler ve alarm planlamaları hiç göz önünde bulundurulmuyor, yapılmıyor mu?
-Turizm bölgesi bir alana bu kadar yakın bir tesisin varlığının bile ülke turizminin ve ekonomisinin, insan sağlığının ve bu alanda yaşayan canlıların varlığının ne kadar tehdit edildiğin farkına varılması için bilim adamı olmak mı gerekiyor?
Yaratılan yağma rejimden beslenen ve tek amacı kar olan bu sistemin ülkemizi ne hale getirdiği,
insanına, çevresine ne kadar değer verdiğini göstermekte, bu anlayışla hareket eden politikanın mutlaka değişmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Geliyorum diyen felaket kader değil, bilinçli, planlı, programlı yapılmış bir suçtur ve bu suçun işlenmesine halkımız göz yummamalıdır. 330 bin dolara TOMA ihalesi yerine 440 bin dolara yangın helikopteri alınsa ve bugün Karpaz’da yaşanan yangının önlenmesi için kullanılsaydı fena mı olurdu diye sormak istiyoruz?
Tahir GÖKÇEBEL
Başkan