Sendikamız (KTOEÖS), 23 Kasım 2023 tarihinde Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği önünde basın açıklaması yaparak, İsias’ta kaybedilen çocuklarımız ve öğretmenlerimiz için, olayda sorumluluğu olan herkesin hesap vereceği, ceza alacağı ve adaletin sağlanacağı bir yargı süreci çağrısında bulundu.
6 Şubatta Türkiye’de gerçekleşen depremde on binlerce insan için yuva bildikleri evleri diri diri gömüldükleri mezarları oldu. Bilim insanlarının ve meslek odalarının geleceği ve büyük bir yıkıma neden olacağı uyarılarına, ve çağrılarına rağmen mevcut bina ve altyapıları yeniden inşa veya güçlendirmeyle depreme dayanıklı hale getirilmesi bir tarafa, imar affı kararlarıyla bir doğa olayının felakete dönüşmesine neden olunmuş, üstelik buna kader nitelemesi yapılmıştır, yapılmaktadır.
11 kentte 14 milyon insanın doğrudan etkilendiği, yıkımı gören herkesin sayının çok daha fazla olduğuna kanaat getirdiği, ancak resmi verilerle 50 bine yakın insanın hayatını kaybettiği açıklanan deprem sonrası arama kurtarma ve yardım faaliyetlerindeki skandallar ve hala daha oldukça geniş bir coğrafyada depremzedelerin en temel insani ihtiyaçlardan mahrum olarak yaşamaya devam ettiği bu felaketin etkileri şüphesiz ki uzun yıllar, nesiller boyu sürecektir.
Söz konusu depremde Adıyaman’da bulunan İsias otel 10 saniye içinde yıkılıp kum yığınına dönmüş 72 kişiye mezar olmuştur. Spor karşılaşması için orda olan çocuklarımız ve öğretmenleri, toplam 35 canımız ne yazık ki bu 72 kişi içerisinde yer almıştır. 35 canımızı yitirdiğimiz Isias otelle ilgili açıklanan bilirkişi raporu olayın cinayet niteliği taşıdığını ortaya koymaktadır. Ruhsatsız kat ekleme, imar affından yararlanma, zemin etüd raporu olmaması, beton kalitesinin düşüklüğü, projeye uygun yapılmama gibi tespitlerin belirlendiği raporda ‘asli kusurlu’ olan kişiler de tespit edilerek açıklanmıştır. Ancak bu kişiler Türk Ceza Kanununda bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçu ile isnad edilmektedirler. Fakat çok açıktır ki tüm sorumluların doğabilecek ihtimal dahilindeki sonuçları öngörmesine rağmen umursamamaları şeklinde somutlaşan olası kast kusur türünden yargılanmaları ve ceza almaları gerekmektedir.
Canlarımızı yitirdik, ailelerimiz, hepimiz derin üzüntü ama ayni zamanda öfke içerisindeyiz. Hayatını kaybeden tüm insanların ailelerine bir kez daha başsağlığı ve sabır dilerken iktidarın da, siyasilerin da, kişilerin da, kısacası bu cinayette sorumluluğu olan herkesin de hesap vereceği, ceza alacağı ve adaletin sağlanacağı bir yargı sürecinin sağlanması gerektiğinin altını çizeriz.
Selma EYLEM
Başkan
Yönetim Kurulu (a.)