Kıbrıs Türk halkı iradesini ortaya koymuş, Kıbrıs’ta çözüm ve kalıcı barışın sağlanması için yetki ve sorumluluğu verdiği liderini belirlemiştir. Halkın bu iradesinin yok sayılıp seçilmiş liderinin bypass edilmesi ve Rum liderle her ne şekilde olursa olsun gizli bir şekilde görüşme yapılması haddini aşan bir yaklaşımdır ve kabul edilemezdir.
Ankara’nın talimatıyla hükümet bozdurulan ve ön plana çıkarılmaya çalışılanlar Kıbrıs Türk halkının seçtiği liderini devre dışı bırakarak bölünmüşlüğün, statükonun devamı veya iki devletli çözümün hayata geçirilmesi hedefine alet mi olmaktadır?
Bu hamleyle birlikte Maraş’ın açılması açıklamasının esas nedeni de görüşme sürecini sekteye uğratmak bitirmek değil midir?
Demokratik değerleri yok sayıp, talimatla davranmak
Kıbrıs Türk halkına ihanet etmek değil midir?
Yapılan bu hamleleri ve gizli pazarlıkları bu halkın algılayamayacağı ya da bunlara sessiz kalıp boyun eğeceği mi düşünülmektedir?
Kıbrıs Türk toplumunu yok sayanlar, ihanet edenler, iradesini yok sayanlar bilmelidir ki bu toplum yıllardır siyasi eşit bir varlık olarak varoluş mücadelesi vermiş, var olmayı başarmıştır.
Yarattığı demokrasisiyle, kültürüyle, dini, dili, yaşam tarzıyla var olmaya devam edecektir. Ayrıştırma, bölme, dönüştürme, yok sayılma, dışlanma, eşit görülmeme, aşağılanma ve kimden gelirse gelsin baskılar karşısında onurlu direnişini sürdürecek, federal çözüm ve kalıcı barış için mücadeleden vazgeçmeyecek aptal yerine konmayı asla kabul etmeyecek,
iradesinin yok sayılmasına izin vermeyecektir.
Selma EYLEM
Başkan
Yönetim Kurulu (a.)