25 Ekim 2018 Perşembe günü sendikamızın da içerisinde yer aldığı Dünya Sendikalar Federasyonu üyesi sendikalar ve İki Toplumlu Barış İnisiyatifi olarak İki Toplum Lideri Akıncı ve Anastasiadis’e ortak deklarasyon sunduk.
Etkinliği düzenleyenler adına KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil bir konuşma gerçekleştirdi.
Elcil, 20 Ekim Cumartesi günü ara bölgede 50 örgütün katılımı ve 90’ın üzerinde örgütün desteğiyle bir buluşma organize ettiklerini hatırlattı.
Bu buluşmadaki temel amacın Kıbrıs sorununda gelinen noktayı değerlendirmek ve bundan sonraki süreçle ilgili neler yapılabileceğiyle ilgili öneriler orta koymak olduğunu söyleyen Elcil, 2 liderin tekrardan masaya oturup görüşmesi ve Kıbrıs sorununa acilen bir çözüm bulunması hususunu gündeme getirdiklerini anlattı.
Elcil, 77-79 Doruk Anlaşmalarında ortaya konan 2 bölgeli, 2 kesimli federal çözüme bağlılıklarını ifade ettiklerini söyledi. Elcil, aynı zamanda 11 Şubat 2014 tarihinde 2 toplum liderinin imzaladığı belgeyi de kendilerine şiar edindiklerini belirtti.
Bu çerçevede görüşmelerin tekrar başlamasını, Crans Montana’da çöküntüye uğrayan görüşmelerin sonuç alıcı şekilde tekrardan başlamasını talep ettiklerini dile getiren Elcil, 20 Ekim’de bu temel ilkeleri ortaya koyan bir deklarasyon oluşturduklarını , bu deklarasyonu bugün Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’e ilettiklerini ve deklarasyonu içeren mektubun Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya da iletilmesini istediklerini söyledi.
Yarın liderler arasında gerçekleştirilecek olacak görüşmenin müzakereler için sonuç alıcı bir başlangıç olmasını arzu ettiklerini kaydeden Elcil, “çünkü Kıbrıs’ın bölünmüş kalmasını istemiyoruz, iki toplumun beraber barış içinde yaşamasını ve Kıbrıs’ın varlıklarının bir bütün olarak beraber paylaşılmasını istiyoruz. Bu şekilde bölünmüş bir adadan mutlu olmadığımızı aynı zamanda çevremizde olan ülkelere de mutluluk vermediğimizi biliyoruz. Savaşın her an için olabileceği noktası bizi rahatsız eden bir unsurdur, bir an evvel çözümün gelmesi ve barışa ulaşmak tüm katılımcı örgütlerin kalbinde olan bir istektir. Bunları Cumhurbaşkanı’na iletirseniz seviniriz” diye konuştu.
ORTAK DEKLARASYON
İki toplumdan sendikaların, siyasal partilerin, siyasi şahsiyetlerin ve sivil toplum örgütlerinin yer aldığı 20 Ekim’deki Barış ve Yeniden Birleşme Buluşmasından çıkan bildirgede, Kıbrıs sorununun çözümü ve ortak vatanın yeniden birleşmesi için “Kıbrıslıların” mücadelesinin; barış, güvenlik, işbirliği ve sosyal ilerleme için bölgenin ve aynı zamanda tüm dünya halklarının mücadelesini güçlendirildiği kaydedildi.
“ÜLKE BÖLÜNMÜŞ OLDUĞU SÜRECE HİÇ BİR KAZANIM KALICI VE İSTİKRARLI OLMAYACAK”
Ülkenin ilerici insanları için Kıbrıs sorununun çözümünün acil gereksinim olmaya devam ettiğine işaret edilen deklarasyonda, ülkenin bölünmüş olduğu sürece hiçbir kazanımın kalıcı ve istikrarlı olmayacağına işaret edildi.
Deklarasyonda, “Tek egemenliği, tek uluslararası kimliği ve vatandaşlığı olan bir devlet çerçevesinde, BM belgelerinde de belirtildiği şekliyle, siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümü için iki toplum arasındaki üst düzey Doruk Antlaşmalarında ve BM kararlarında da yer alan hedefe istikrarlı bir biçimde bağlıyız” denildi.
Toplumlararası görüşmelerin iki toplum arasında onurlu ve karşılıklı kabul edilir bir anlaşma için tek yol olduğu ve bunun için Kıbrıs sorununun ciddi ve özlü müzakereler aracılığı ile çözümü için barışçıl süreci aktif ve elle tutulur biçimde desteklediklerine dikkat çekilen deklarasyonda, iyi koşulların yaratılması için iki toplumun çalıştığı kaydedildi.
“ZARAR GÖREN KIBRISLILARIN TÜMÜ…”
Kıbrıs sorununun çözüm çabalarının aylardır kısır ve çok tehlikeli bir durgunluk içinde bulunduğu vurgulanan deklarasyonda, Kıbrıs sorunu çözümsüz kalmaya devem ettiği sürece zarar görenin “Kıbrıslıların” tümü olduğu vurgulandı.
“ORTAK VATANIMIZIN İYİLİĞİ İÇİN, BU KEZ BU ÇABANIN BAŞARIYA ULAŞMASI GEREK”
BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyi’ne kısa süre önce sunduğu raporun Kıbrıs sorununun çözüm yolunun açılması ve olumlu sonuca ulaşılması hedefiyle, müzakere sürecinin yeniden başlaması için uluslararası faktörler tarafından ortaya konan son bir çabaya işaret edildiği anımsatılan deklarasyonda, “Ortak vatanımızın iyiliği için, bu kez bu çabanın başarıya ulaşması gerektiği inancındayız. Aksi takdirde bu sürecin de olası bir çöküşü şüphesiz Taksim’i daha da yaklaştıracak ve Kıbrıslı Rum, Kıbrıslı Türk, Maronit, Ermeni, Latin bütün Kıbrıs halkı için tehlikeli koşullara yol açacaktır” ifadelerine yer verildi.
Deklarasyonda ayrıca, müzakereci de olan iki toplum liderinin rolünün önemine işaret edilerek şöyle denildi:
“Liderlerden beklentilerimiz ve taleplerimiz var, onlar mevcut koşullarda yapılması gerekeni yaparak, ortak vatanımızın geleceğini her şeyin üzerinde tutmalıdırlar. BM Genel Sekreterinin Crans Montana’da sunduğu ve altı noktayı içeren çerçevenin doğru değerlendirilmesi için sorumlu, yaratıcı yaklaşım ve iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümünün hedeflenmesinde netlik ve istikrar gerekmektedir. Onların müzakerelerde olumlu ve yapıcı tutum sergilemeleri ve aynı zamanda haklı çözüm ve yeniden birleşmeye hazırlayacak önlemleri, çözümün sağlayacağı yararları gösteren önlemleri, güvensizlik ve korku tüccarlarının ve milliyetçilerin ayaklarının altındaki halıyı çekecek önlemleri almaları gerekir.”