COVID-19 hastalığının yayılımını kontrol etmek amacı ile okulları yüz yüze eğitime en uzun süre kapalı tutan ülkelerden birisi de biziz.
Ancak görülmüştür ki okulların yüz yüze eğitime kapatılıp uzaktan eğitim yapılması, sadece eğitim kayıplarına değil çocukların kişilik ve sosyal gelişimlerinde ve sağlıklarında da gerilemelere neden olabilmektedir.
Bu nedenledir ki içinde bulunduğumuz ders yılında okullarda yüz yüze eğitimi sürdürebilmek için uymamız gereken kurallar, yapmamız gereken düzenlemeler ve hazırlıklar ile ilgili bilimsel verilere ve ülkemiz şartlarına uygun bir kılavuz hazırladık. Hazırladığımız Covid-19 Pandemisinde Sürdürülebilir Yüz Yüze Eğitim Kılavuzu’nu Sağlık ve Eğitim Bakanlıkları ve ilgili tüm kişilerle paylaştık.
Dünyada birçok örgütün kılavuzlarında da bizim kılavuzumuzda olduğu gibi, bir ülkede salgını kontrol etmek amacı ile okulların en son kapatılması ve kontrol sağlandığında da ilk açılması gereken yerler olduğu vurgulanmıştır. Aynı şekilde Sağlık Bakanlığı ve Eğitim Bakanlığı da okullarla ilgili kararlarında ülkemizde vaka sayılarının artması durumunda yapılacak ilk şeyin toplumda yüksek riskli aktivite ve alanlarla ilgili kısıtlama ve düzenlemeler olması gerektiğine açıkça yer vermiştir.
Günümüzde ülkemizde görülen en yüksek günlük vaka sayılarına ulaşmış durumdayız ve oldukça yüksek bulaşıcılığa sahip bir varyant toplumda yayılmaya devam etmektedir.
Son sürveyans raporlarına göre haftalık Covid-19 vakalarımızın sayısı 5000’i geçmiş ve bu vakaların %30’unu ise 0-19 yaş arası kişiler oluşturmaktadır. Toplumda vakalar arttıkça doğal olarak okullarda da artmakta, özellikle 12 yaş altı grupta Covid-19 aşılamasının başlatılmamış olması nedeni ile de öğrenciler arası bulaşma çoğalmaktadır.
Hepimizin malumudur ki pandeminin ekonomi üzerinde olumsuz etkileri ülkemizi sarsmıştır. Ancak çoğunluğu üretime katkı sağlayan çalışan nüfus olan binlerce Covid-19 pozitif kişinin hastalık nedeni ile çalışamaması da üretimi dolayısı ile de ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Yapılması gereken hastalığın yayılmasına en çok neden olan kalabalık/toplu aktiviteler, maskesiz bulunulan özellikle kapalı alanlar (örneğin yiyecek içecek servis edilen kapalı alanlar gibi) ile ilgili kuralları gözden geçirip düzenlemek ve denetlemektir. Ayrıca insan temaslarının yoğunlaştığı tüm alanlarda kurallar denetlenmeli ve uygulanmalıdır.
Oysa ki ülkemizde yaşanmakta olan milletvekilliği seçimi propaganda faaliyetleri sırasında topluma örnek olması gereken siyasi adayların ve partililerin hiçbir korunma tedbirine uymadıklarına, insanları kapalı mekanlarda topladıklarına sıkça rastlamaktayız.
Diğer taraftan Omicron varyantı ile oluşan Covid-19 tablosunun önceki varyantlara göre daha hafif bir kliniğe sebep olmasını da fırsat bilen Sağlık Bakanlığı, ekonomik çarkların devam etmesi, seçim kampanyalarının sürmesi amaçlarına hizmet ettiği anlaşılan kararlarla temaslı kişilerin izolasyonuna son vermiş, enfekte (Covid-19 pozitif) kişilerin ise izolasyon sürelerini kısaltmıştır.
Ancak durum çoğunluğu henüz aşılanmamış olan okul çağındaki çocuklarımız için ciddiyetini sürdürmektedir. Dahası Covid-19 hastalığı klinik belirtilerinin şiddetinden bağımsız olarak komplikasyonlara yol açabilmekte, uzamış Kovid olarak adlandırılan negatifleştikten sonra da aylarca nefes darlığı, çarpıntı, nörolojik şikayetlerle seyredebilen bir tabloya yol açabilmektedir.
Bu nedenledir ki en güvenli durum virüsle hiç karşılaşmamak, enfekte olmamaktır.
Toplumda salgının kontrol altına alınarak vaka sayılarının düşürülmesi ve okulların sürdürülebilir şekilde yüz yüze eğitime devam edebilmesi için derhal gerekli düzenleme ve kısıtlamalar yapılmalı, yeterli denetim sağlanmalıdır.
5-11 yaşa yönelik özel olarak üretilen Covid-19 aşıları ülkemize de sağlanıp ivedilikle bu yaş grubu da aşılanmaya başlanmalıdır. Ortaöğretimdeki (12-18 yaş) çocukların %42 si aşılanmamış durumdadır. Bu oranın artırılması elzemdir. Ayrıca tüm topluma yönelik aşılarla ilgili yeterli bilimsel şeffaf bilgilendirme yapılmalı aşı oranı yükseltilmelidir.
Zamanında alınmayan önlemler ve sağlanmayan şartların, okullarda temaslı-pozitif öğrenci sayısını artırarak toplumsal sağlık ve yüz yüze sınav-eğitimi tehlikeye soktuğunu şu an yapılan sınavlara yüzlerce öğrencinin giremediğini ve giremeyeceğini belirtiriz.
Yarışmacı kolej sınavları ile ilgili de benzer durum söz konusu olacaktır. Eğitim Bakanlığı’nın 6 ilçede de önlemleri artırarak, gerekli koşulları her bölgeye eşit şekilde sağlaması gereklidir. Aksi halde eşitsizlik bir kez daha derinleşecektir.
Maalesef ki Sağlık Bakanlığı’nın ürettiği kararların ülkemiz koşulları için geçerli olduğunu söylemek mümkün değildir. Okullarımızda sosyal mesafe sorunu yaşandığını, tıbbi maske kullanılmadığını, düzenli testler yapılmadığını ve okul dışı ortamlardaki riskli aktivitelerin sınırlanmadığını hatırlatırız.
Adanın bir yarısında markete bile girerken aşılılara son 72 saat içinde yapılmış test istenirken, okullarda düzenli test yapılırken, temaslı öğrencilere günlük test istenirken; adanın diğer yarısında ise hiçbir denetim yapılmazken üzerine bir de önlemlerin gevşetilmesinin toplumun sağlığını ve ülkenin geleceğini riske atacak, okullarda ise eğitim kayıplarını artıracak nitelikte kararlar olduğunu vurgularız.
Alınan bu kararlar doğrultusunda okulların açık kalabilmesi için, pozitif vakanın olduğu sınıflarda, günlük ve yerinde test uygulaması başlatılmalı, ivedi şekilde fiziksel mesafe kurallarına uygun tekli sınıf düzenine geçilmelidir. Yaygın aşılama, hastalığın seyrinin daha iyi bilinmesi ve yeni varyantın baskın hale gelmesiyle artık tüm dünyada “en son kapanan ve ilk açılan yerler okullardır” söylemi “hiç kapanmaması gereken yerler okullardır” şekline evrilmiştir. Sağlık ve Eğitim Bakanlıklarını bu çağdaş hedef doğrultusunda Ağustos 2021’de olduğu gibi bugün de yapıcı şekilde birlikte çalışmaya açıkça davet ederiz.
Saygılarımızla.
Şener ELCİL Özlem Gürkut Ozan ELMALI
KTÖS Genel Sekreteri KTTB Başkanı KTOEÖS Başkanı