Hükümette kalma uğruna suyu bile satmaktan tereddüt etmeyen CTP-UBP Hükümetinden Sosyal Devleti korumasını, Yeni Paketler imzalamamasını, GÖÇ YASASINI kaldırmasını, nitelikli kamusal eğitim ve sağlık beklemek ölümsüzlüğü beklemek kadar ulaşılmazdır.
Suyun nasıl işletileceği tartışılırken ve çözüme bağlanacağı belirtilirken asıl mesele gözden kaçırılmaktadır. Yıllar önce çeşmelerden su içilirken bugün su poşete, şişeye girmiş, şirketlerin önemli bir kazancı olmuştur. Yani içme suyu tamamen metalaşmış, petrolden daha hacimli, daha kazançlı hale gelmiştir. Bugün yüzlerce şirket suyu halka şişe şişe satmaktadır.
UBP-CTP Hükümeti su yönetimi konusundaki önerilerle belki AKP ile antlaşma imzalayacak ancak kaybeden halk olacaktır, çünkü ne bu hükümetin ne de hükümete talip olanların “Su temel tüketim maddesidir. Parasız olmalı, kamusal olmalıdır” talebi yoktur.
CTP-UBP Hükümetinin Ankara’ya götürdüğü su yönetimi önerisinde içme, atık ve yağmur suyu dahi ihale edileceği, yani kazanç getiren bir mal yapılacağı yazmaktadır. Aynı öneri metninde belediyelere ait var olan şebekelerin de işletmeciye devredileceğini yazmaktadır. İhaleyi kazanan şirketlere belediyelerin su konusunda istihdam ettiği personel de devredilecektir. Önerilerin içerisinde suyun diğer ülkelere satışı onaylanmakta aslında bu, Türkiye dışında yeni bağımlılıklar da yaratacaktır.
Suyun etkin ve verimli kullanımı denilerek tüm suların (atık, yağmur, kuyu, içme v.s) her türlü yönetimi, iş ve işleminin vatandaşın elinden alınacağı antlaşma içerisine yerleştirilmiştir. Tüm suların işletmecilere devredileceği belirtilmektedir. El konulacak ve kar amaçlı satılacak tüm sular “kullanan öder” prensibiyle tarifelendirileceği belirtilmektedir.
Su işlerinde çalışacak yabancı uyruklulara oturma ve çalışma izninin verileceği de taahhüt edilmektedir. Kamulaştırılan malların ve sağlanacak elektriğin bile KKTC devleti tarafından ödeneceği yazılmaktadır. Özel şirkete ek mali yük ve vergi de getirilmeyeceği belirtilmektedir. Yine aynı mantıkla ek sözleşme ve antlaşmalar imzalanacağı deklere edilmektedir. KKTC ile işletmeci arasında problem çıkarsa bu problem için bile İstanbul Tahkim Merkezi tarafından seçilecek hakemler tarafından çözüleceği yazılmaktır. Görüşmelerin devam ettiği bir dönemde Kıbrıs Rum Toplumuna eşitiz/egemeniz diyenlere kargaları güldürtecek cinstendir.
Bu öneri KKTC tarafı önerisi ise, AKP önerisiyle nasıl şekilleneceğini, hangi şirkete şimdiden devrin yapıldığını kamuoyu takdirine bırakıyoruz. AKP-CTP-UBP tam bir anonim şirket gibi ülkemizi yönetmektedir. Sosyal devletten, hukuktan, adaletten, nitelikli kamusal hizmetlerden vazgeçilmiştir. Ülke toptan insanlarıyla birlikte satılığa çıkarılmıştır. Sadece hükümet edenlere değil, Hükümetçilik sırasını bekleyenlere de duyurulur.
Tahir GÖKÇEBEL
Başkan
Yönetim Kurulu a.