Pandemi ile birlikte halkımız (özellikle son 1 yılda) gittikçe fakirleşmekte, alım gücü azalmaktadır. Bu durum tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de küçük bir azınlığın daha da zenginleşip birikimlerinin büyümesine neden olurken, toplumun büyük bölümünün yaşam ve geçim sıkıntısına düşmesine neden olmuştur.
Toplumun büyük bölümü temel ihtiyaçlarını karşılamakla boğuşurken buna bir de yönetenlerin öngörüden uzak, planlama yapmadan, günübirlik kararlarla süreci yönetmeye çalışması eklenince durum, içinden çıkılmaz bir hal almıştır.
Hükümet edenler gerek aşılamada ve kamusal sağlıkta, gerek eğitimde, gerekse ekonomide yaşanan belirsizlik, eşitsizlik ve oluşan kaosun sorumlusudur.
Halkımız her geçen gün fakirleşmekte, alım gücü düşmektedir;
- KKTC Merkez Bankası verilerine göre son 1 yılda vatandaşların bankalara olan borcu %20 artmıştır.
- Bankalardaki 5 milyar 601 milyon liralık borç hiç ödenemez durumdadır.
- Asgari ücret döviz bazında %30 azalarak 507 Euro’dan 393 Euro’ya düşmüştür.
- Son bir yılda döviz %45 artmış ve bu artış halkın her türlü giderine yansımıştır.
Halkımızın alım gücü son hızla düşerken ve insanlarımız yalnızlığa itilmişken hükümetimiz ne yapmaktadır:
- Emlak vergileri %50 oranında artmıştır.
- Yüz bine yakın çalışan ve emeklinin 2020 yılından hakkı olan %10.65 oranındaki hayat pahalılığını vermediği yetmezmiş gibi önümüzdeki 4 aylık HP’yi de vermemek için kolları sıvamıştır. (daha önce Anayasaya aykırı olduğu için Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği halde)
- Şubat ayı HP eksi çıkarılarak, yani hayatın ucuzladığı iddia edilerek halkla dalga geçilmektedir.
- Yapılması planlanan Elektrik vb. zamlar, HP’nin dondurulacağı düşüncesiyle ertelenmektedir.
- Saray yapımı için 14 milyon TL;
- Dış temsilciliklere 131 milyon 655 bin TL;
- Siyasi partilere 33 milyon 750 bin TL;
- Kendi öğretmenimizin özveri ve alın teriyle emek ettiği Moodle sistemini geliştirmek yerine hizmet alımı olarak EBA’ya 45 milyon TL bütçe ayrılmaktadır.
Hükümete çağrımızdır; Derhal
- İnsanların temel tüketim harcamalarının ve temel gıda maddelerinin olduğu bir sepet oluşturarak ayrı bir HP hesaplamasına gidilmelidir.
- Temel tüketim maddelerinin vergisi sıfırlanarak bunun fiyatlara yansıtılması için piyasa etkin bir şekilde denetlenmelidir.
- Bankalardaki borçlarla beli bükülen vatandaşlar için somut adımlar atılmalıdır. (gerçekten ödeyecek durumu olmadığından ödeyemeyenlerle – parası olduğu halde ödemeyenleri ayırarak)
- Servet vergisi gündeme alınmalıdır.
Sözde kaynak olmadığını söyleyerek tasarrufu halkın cebinden çalarak yapmaya çalışan UBP-DP-YDP hükümetine çağrımızdır: Sermayenin daha fazla kar etmesi için değil, halkın refahı ve yaşam hakkı için ivedi icraatlarda bulunulması gerekmektedir.
Halkın daha fazla fakirleşmesine, haklarının budanmasına izin vermeyeceğiz, sessiz kalmayacağız.
Ozan ELMALI
Mali Sekreter
Yönetim Kurulu (a.)