13 Ocak 2022 Perşembe günü, Sendikal Platform olarak Maliye Bakanlığı önünde yapılan eylemde, Göç Yasası ile oluşan fırsat eşitsizliğine vurgu yapılarak, “Eşit İşe Eşit Ücret” hakkının evrensel bir insan hakkı olduğunu dile getirdik, yaratılan Göç Yasası ile beyin göçüne neden olunduğu ve gençlerimizi, çocuklarımızı yurdumuzda tutamaz olduğumuzu belirttik.
Sendikal Platform olarak, “Göç Yasası” olarak bilinen “Kamu Çalışanlarının Aylık Maaş –Ücret ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası” altında çalışanların maaşlarını yoksulluk maaşı olmaktan çıkaracak önlemler alınmasını, bu yasa altında çalışanlara belirtilen Hayat Pahalılığına ek olarak yüzde 6 oranında artış verilmesini talep ettik.
Sendikal Platform adına KTOEÖS Başkanımız Ozan Elmalı, Güç-Sen Başkanı Abdullah Özdoğan birer konuşma yaptı; ardından hazırlanan basın açıklaması Güç-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Fatme Kan tarafından okundu.
KTOEÖS Başkanımız Ozan Elmalı, konuşmasında ekonomik koşulların her geçen gün zorlaştığına ancak koşulların bu yasa altında çalışanlar için daha fazla zorlaştığına, alım güçlerinin ciddi oranda düştüğüne dikkat çekerek, bu yasa ile kamudaki yükün azaltılması amaçlanıyor iseydi maaşlardan kesilen paranın nereye gittiğini, paranın nerede kullanıldığını sordu.
Güç-Sen Başkanı Abdullah Özdoğan da “Göç Yasası”nın gençlerin güvenceli istihdam kapısını kapattığını, haklarını budayarak geleceklerini bu ülkede görmelerini engellediğini söyledi .Bu yasayı geçirenlerin amacının asgari refahta azami bir eşitlik yani en azı vererek herkesi eşitlemek olduğunu dile getiren Özdoğan, bunu kabul etmediklerini vurguladı ve “Başta hükümet olmak üzere meclisteki tüm partilere meclise girmeye aday partilere bir mesajımız var, gözümüz üzerlerindedir, göç yasasıyla ilgili görüşlerini net bir şekilde açıklasınlar” diye konuştu.
Sendikal Platformun konu ile ilgili yaptığı yazılı açıklama ise şu şekildedir:
“Ekonomiyi düzeltiyoruz, geleceği kurtarıyoruz” diyerek 2008 yılından itibaren “Tek Tip” Sosyal Güvenlik Yasasını getirenler ve “kamuya reform getireceğiz, kamudaki maaş külfetini azaltıyoruz” diyerek 2011 yılı itibari ile 47/2010 Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasasını yani bilinen diğer adı ile “Göç Yasasını” getirenler kamu çalışanlarını bir günde %35’e varan oranda fakirleştirerek tarihe geçtiler.
İşlerine geldiğinde her yerde savundukları Anayasanın eşitlik ilkesinin aksine ve eşit işe eşit ücret prenibine aykırı kamuda yan yana ayni işi yapan ancak farklı maaş ve özlük haklarına sahip iki ayrı sınıf ortaya çıkardılar.
Göç Yasası çalışanları bu yasa ile geçen 11 yıl boyunca maaş, kademe ilerlemesi, derece terfisi, ek mesai ve pek çok başka konuda ayni işi yaptıkları 2011 yılı öncesi işe giren çalışanlardan farklı uygulamalar görmüş ve halen daha görmektedir.
Ayni işi yapan iki kamu çalışanının farklı ücretlere ve özlük haklarına tabi tutulması iş verimini ve motivasyonunu düşürmüş, çalışma ortamındaki barışı ve adalet duygusunu zedelemiştir.
Özel sektör çalışanlarının ve 2008 yılı sonrası işe başlayan kamu çalışanlarının İhtiyat Sandığı birikimi döviz karşısında değer kaybettiği yetmezmiş gibi, 01/01/2022 tarihi itibari ile İhtiyat Sandığı birikimine verilecek yasal faiz oranı %19’dan %17’ye düşürülmüştür.
Dünyada ve ülkemizde pandemi ile birlikte derinleşen ekonomik kriz yüzünden çalışanlar defalarca bedel ödedi. Ancak üzülerek görüyoruz ki itibardan tasarruf edilmemiş, covid ve pandemi koşullarına rağmen Külliye ve Saray yapımı için milyonlarca TL bütçe ayrılmıştır. Eğer bugün saray için bütçe ayırabiliyorsanız Göç Yasası çalışanlarının ücretlerini yoksulluk maaşı olmaktan çıkaracak önlemleri de alabilirsiniz.
Yarattığınız bu yasayla beyin göçüne sebep oldunuz, gençlerimizi, çocuklarımızı yurdumuzda tutamaz olduk.
Tek gailesi kendi ülkesinde insanca yaşamak ve hayat kurmak olan Göç Yasası çalışanlarının ücretleri temel ihtiyaçlarını ve insanca yaşamak için gereken ihtiyaçları karşılamaz durumda, her geçen gün daha da yoksullaşıyorlar. Belirlenen Hayat Pahalılığı oranının maaşlara konsolide edilmesinden sonra eski yasaya ve yeni yasaya tabi çalışanlar arasındaki maaş farkının daha da artacağı ortada. Bu sebeple 47/2010 Sayılı Yasa altında çalışanlara belirlenen Hayat Pahalılığına ek olarak %6 oranında ek bir artış verilmesi elzemdir.
Bizler eski veya yeni yasa altında çalışan kamu işçileri, memurları, öğretmenleri ve tüm kamu emekçileri olarak bu ucube yasanın yarattığı mağduriyetleri kabul etmediğimizi ve etmeyeceğimizi tüm ilgililere tekrardan bildirmek istiyoruz.
Eşit işe eşit ücretin evrensel bir hak olduğunu ve söz konusu adaletsizliğin ivedilikle düzeltilmesinin büyük önem arz ettiğini tekrardan hatırlatırız. Kamu çalışanları arasında adaletsizliğin ve eşitsizliğin giderilmesi konusunun takipçisi olacağız.
SENDİKAL PLATFORM