Göç Yasasına Dur De – Yasaya Boyun Eğme

0
214

Yönetim Kurulumuz 2015 yılını “Göç Yasası ile Mücadele Yılı” ilan etmiştir. Temel amacımız tüm öğretmenlerimizi “Tek Yasa” eşit haklar altında birleştirmektir.

Sermaye kendi krizini atlatabilmek, uğruna yeni kaynak olarak gördüğü kamusal alanları, özel sektöre peşkeş çekmek için her politikayı ileri götürmeye çalışmaktadır.

Her yıl müdür, muavin, öğretmen, hademe, sekreter eksiklikleri ve bütçe yetersizliği ile devlet okulları bilinçli olarak zayıflatılmaktadır.

Özelleşen eğitimde kamusal hizmeti veren öğretmen de niteliksizleştirilerek, silikleştirilerek, sorunlar altında ezdirilerek, geçim derdine sokularak kendini işe yaramaz olarak algılamasını sağlamaya çalışmakta, tamamen etkisiz eleman yapılmak istenmektedir.

Öğretmenleri bazı standartlarla kontrol etmek, bencilleştirmek, dayanışmaları yerine rekabete sokmak bir politika ve strateji oluşmuştur. Seçmeci elemeci sınavları başarı ölçeği yaparak, performans, toplam kalite gibi kavramlarla öğretmenleri yarıştırarak, öğretmenler arası rekabeti kızıştırarak, öğretmenleri nakil, görevlendirme derdine düşürerek, farklı yasalarla farklı haklara, maaşa tabii tutarak, maaş garantisi yerine ek ders ücreti yaratarak öğretmen ve örgütlülüğü dağıtılmak için çalışmalar yapılmaktadır.

2008’den sonra mesleğe giren öğretmenlerin;
• Emeklilik yaşı 60’a çıkmıştır.
• Kadın öğretmenlerin 1/5 yıpranma yapı kaldırılmıştır.
• Emeklilik ikramiyesi kaldırılmıştır.
• Emeklilik maaşı azaltılmıştır.
• Prim kesinti oranı (%13) artırılmıştır.
• Sağlık sigortası kesintisi başlatılmıştır.
• Sağlıktan yararlanma belirli süre prim yatırmaya endekslenmiştir.

2011’den sonra mesleğe giren öğretmenlerden ek olarak:
• Tüm ek tahsisat ve ücretler kaldırılmıştır.
• 2. Üniversite gibi barem için artışlar kaldırılmıştır.
• Maaş topuna 17 yıl yerine minimum 27 yıl koşulu getirilmiştir
• Otomatik barem kaldırılmıştır.
• Derece atlama siyaseten belirlenecek“performansa” bağlanılmıştır.
• Maaşlar yaklaşık %40 azaltılmıştır.

Ne yapılmak istenmektedir?
• İstihdam biçimi değiştirilmek istenmektedir
• Geçici, sözleşmeli istihdam ile işsizler devreye sokularak iş bulma, geçim derdine düşmüş öğretmenin sükranla devam etmesi istenmektedir.
• Maaş garantisi siyasi performansa bağlanarak öğretmenin kaderi siyaseten ele alınmak istenmektedir.
• Siyasi kararlarla maaş, terfi, vs. ile öğretmenin haklarını, örgütlü gücü yerine bireysel yalakalık ile korunabileceği bir sistem yaratılarak sendikalar devre dışı bırakılmak, sonra da öğretmen tertiplenerek sınıfa hapsedilmek istenmektedir.

Öğretmen ne kaybedecek ?
• 3-5 yılda şu anda orta öğretimde 400 üzerinde 2008 sonrası öğretmen çoğunluğa ulaşıp tüm öğretmenlerin düşük haklarda eşitlenmesi gündeme gelecektir.
• Öğretmenden tasarruf için A Öğretmen, B Öğretmen, kol, sınıf gibi denklikler kaldırılmak istenecektir.
• Kamu reformu adı altında eğitimde hiç bir gaile taşımayanlar öğretmeni terbiye etmek için tam gün, eğitimde kalite vs. gibi konular tartışmaya başlanarak öğretmene yönelik toplumsal bir linç kampanyası başlatılacaktır.
• Topluma empoze edilen “öğretmen az mesai ile hak etmediği kazancı alıyor” söylemi devreye sokularak güçlü propagandalar ile öğretmenin çalışma koşulları, mesaisi gibi konular tartışılmaya başlanacaktır.
• Geçici istihdam modeli yaratılarak öğretmenlerin iş, maaş garantisi yok edilecektir.
• Nakil, tahsisat gibi haklar kaldırılacaktır.

Niyet Bellidir:
• Kurulmak istenen yeni liberal yapıda çalışan kesimlere kriz ve bütçe yetersizliği bahanesi ile acı reçeteler uygulamaya devam edilmek istenmektedir. Bunun için direnç noktaları, dayanışmalar, örgütler dağıtılarak toplumun bu acı reçetelere öğrenilmiş çaresizlikle itaat etmesi istenmektedir.

Ne Yapmalıyız:
• Bunun karşısında hem toplumsal ilerleyişimiz, hem de örgütlü gücümüzle yeni stratejilerle sürekli mücadele etmeliyiz.

Ne Yapmamalıyız:
• Sendika üyeliğini bir silah gibi yönetimlerin üzerine dayayıp, yasa, tüzük dışı taleplerle sendika yönetimlerini sürekli taciz etmek yerine, sendikanın “Biz” demek olduğunu, “Biz” in yaşatılması ile ancak güçlü ve dayanışmacı olacağımızı, bu bilinçle sendika yönetimlerini ortak çıkarlarla ilgili stratejilere yönlendirme ve yüreklendirmede yardımcı olunması, bu yönde kararların üretilmesinin teşvik edilmesi gerekmektedir.
• Örgütlü ve onurlu olamaya, kazandığımız hakları koruma ve geliştirmeye devam etmeliyiz.
• Örgütsüzce Köle olmayı alternatif olmaktan çıkarmalıyız.