Eğitimin piyasa malına çevrildiği ve öğretmeninin kapı kulu yapılmaya çalışıldığı yeni liberal biri dönemi yaşıyoruz. Öğrencinin muhafazakâr, silik, düşünemeyen, itaatkâr öğretmenin etkisiz, saygınlığı olmayan, açlık sınırında, ücretli köle yapılmak için uğraşıldığı bir dönemden geçiyoruz.
Kamusal eğitim niteliksizleştirilirken, devlet okulları sahipsiz bırakılırken öğretmen de geçim derdine sokularak, sınıfa hapsedilerek, aydın olma özelliği, toplumsal misyonu bitirilerek öğretmeni silikleştirilmek istemektedir.
5 Ekim’de Dünya Öğretmenler Günü etkinliklerini yaşarken öğretmenin övülmesini değil hakkının verilmesinin yüksek sesle talep edeceğimizi dayatılan hakların gasbını kabullenmeyeceğimizi; özgür, onurlu olmayı, insanca yaşamayı seçtiğimizi muhalif, boyun eğmeyen hakkını yedirmeyen tavrımızı sürdüreceğimizi haykıracağız. Öğretmenin toplumun ayrıcalıklısı olma talebi olmadığını fakat toplumun ve kendisinin köle yapılmasını kabul etmeyeceğiz.
Bilimsel, demokratik, çağdaş, parasız, herkese eşit, kamusal nitelikli bir eğitim için sürekli mücadele ediyoruz. Bu hizmeti veren öğretmenin statüsünün mutlaka yükseltilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Özellikle 2008’den sonra mesleğe başlayan öğretmenlerin emeklilik yaşı artmış, kadın öğretmenlerin yıpranma payı emeklilik maşı düşürülmüş, ikramiyeler kaldırılmıştır. Prim kesinti oranları artırılmış, sağlık hizmeti artırılabilecek prim kesintisine bağlanmıştır. 2011’den sonra giren öğretmenlere ise bunların yanında %40 civarı maaşları azaltılmış ve tüm ödenekleri de kaldırılmıştır.
İki yüzlü bir politika ile karşı karşıyayız. Eğitimin bütün sorunlarının öğretmenin sırtına yüklendiği ancak öğretmenin de değersizleştirilmeye çalışıldığı bir anlayışla karşı karşıyayız. Bir yandan eğitime, öğretmene kaynak yoktur diyen ama kendileri, politikaları için sınırsız kaynak harcayan tam bir iki yüzlülükle bir politikayla karşı karşıyayız.
Eğitimin ve tüm kamusal hizmetlerin piyasa malına döndürülmeye çalışıldığı günümüzde, Öğretmenlerin mücadelelerine bugün her zamankinden çok ihtiyaç duyulmaktadır. Toplum öğretmene destek olmalıdır, çünkü öğretmen topluma hizmet etmektedir ve öğretmenin eğitim için vermekte olduğu her mücadele toplumun kendisi içindir. Öğretmenlik mesleğinin geleceği, okulların geleceği ve öğrencilerin geleceği öğretmen dik durmalıdır.
Öğretmen Önemlidir. Öğretmen statüsü yükseltilmelidir. Bu topluma yansıyacaktır.
-Öğretmen, çalışma koşulları, geçim, gelecek kaygısı taşımadan kendisini mesleğine adayacak şartlara ve geçim düzeyine kavuşturulmalıdır.
-Tüm öğretmenler aynı yasal haklara kavuşturulmalıdır. 2008’den sonra istihdam edilen öğretmenlere insanca geçimlerini sağlayacak maaş ve hakları geri verilmelidir.
-Mevsimlik işçi gibi öğretmen geçici çalıştırılmamalıdır.
-Öğretmensiz okullar dururken öğretmen istihdamından tasarruf yapılmamalıdır.
-Herkese eşit, parasız, bilimsel ve kaliteli kamusal eğitim hakkı verilmelidir.
-Öğretmen sendikaları yıpratılmaya çalışılmamalı, örgütlenmesi engellenmemelidir.
-Eğitim politikalarının oluşmasında öğretmen sendikaları ile ortak çalışılmalıdır.
2015 yılını yönetim kurulumuz “Öğretmen Hakları” için mücadele yılı ilan etmiştir. Özellikle 2011’den sonra mesleğe giren öğretmenlerimiz için mücadelenin yükseltilmesi kararlaştırılmıştır. Tüm örgütlerle dayanışma içerisinde “Göç Yasası” kaldırılmaya çalışılmaktadır. Örgütsel gücümüzü planlı, programlı bir şekilde bu mücadelenin başarıya ulaşması için zorlayacağız.
Tüm bu amaçlar doğrultusunda başlattığımız mücadelemize 2011 sonrası öğretmenler grev ve eyleme çıkmıştır. 13 Ekim 2014 Pazartesi benzin parası bulamayan öğretmenlerimizle saat 10:00’da sendikamızdan hareket ederek bisiklet eylemimizi gerçekleştirdik. Aynı anda tüm öğretmenlerimizin dayanışması ve bütünlüğü için okullarımızda siyah kurdelelerimizi takarak bu mücadelemizin okullarda farkındalığını arttırdık.
Mücadelemiz burada bitmeyecektir!
Yaşasın onurlu mücadelemiz!