Gizlenen Amaç Nedir?

0
593

Ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, eğitim, nüfus, çevre alanında paketlerle yıllardır yapılan dayatmalar ve bunlara boyun eğen hükümetler tarafından uygulanan politikalarla Kıbrıs’ın kuzeyi her geçen gün daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Toplumumuza hastalıklı muamelesi yapılarak hedeflenen dönüştürme çalışmaları, ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi baskılar her türlü yozlaşmayı, yabancılaşmayı, şiddeti, mafya ilişkilerini normalleştiren bir duruma dönüştürmüştür.

Kıbrıs’ın kuzeyinde yeni bir düzen yaratma çabasında olanlar Kıbrıs Türk Toplumunu yok oluşa sürüklemektedir. Bu durum kabul edilemezdir.

Özellikle Eğitim bir toplumun bekasıdır. Her isteyen istediği ülkede istediği eğitim modelini uygulayamaz. Anayasa, yasalar hiçe sayılarak, mahkeme süreçleri bertaraf edilerek, ben böyle talep ederim diyerek kuşaklararası bitmez çatışmaları örgütleyemez. Tüm toplumlarda yabancılar dahi eğitim ve kültürleme ile kalıcı toplumsal barışa gider.

Hal böyle iken zorla açılan, bilinmeyen bir örgütlemeyle, kaynağı, finansmanı bilinmeyen, Eğitim Bakanlığına çok yabancı tarikatların, vakıfların,  elçiliğin, okulu durumuna sokulan Hala Sultan İlahiyat Kolejiyle amaçlanan demokrasi dışında bir rejim yaratma sevdası mı?  Ne yapılmaya çalışılmaktadır?

Kıbrıs Türk Toplumuna rağmen bu okul modellerini çoğaltmaya çalışan zihniyet neyi amaçlamaktadır?

Okulun kurulması ve sonrasında okul üzerinden yapılan örgütlenme,  sadece bu okulla sınırlı değildir. Kaynağı bilinmeyen bütçelerle ev ziyaretleri yapıp ailelere ulaşan, kamplar, etkinlikler, kurslar düzenleyen, paketler dağıtan onlarca vakıf, dernek ve kişiler topluma bir şeyleri empoze etmek için her alanda ideolojik, sistematik, gizli propaganda yapmaktadır. Şantaj, para, güç kullanmaktadır. Kendi toplumunun din dersi öğretmenlerine güvenmeyerek atamayan, yurt dışından onlarca “öğretmen” diye atananlar arasında gizli çekişmeler, el altından yapılan iktidar kavgası ise fetöcülük olayıyla de ispatlandığı gibi ideolojik amaçlıdır. Ötekileştirici, ayrımcı ve sadece benden olana hayat sağlayıcıdır, ve toplumu çok tehlikeli bir noktaya getirecek niteliktedir.

Geldiğimiz bu noktada KTOEÖS olarak soruyoruz;

  1. Tüm okullarımız Eğitim Bakanlığına bağlı mıdır?
  2. Yurttaş yetiştirme, öğretmen istihdam etme bizim yasalarımıza ve anayasamıza bağlı olacak şekilde yapılacak mı?
  3. Elçilik, yabancı tarikatlar, vakıflar veya bir okul aile birliği başkanının ikide bir kışkırtıcı bir şekilde öğrencileri bile mahkemelere eylem yapmaya çağırması yasalarımız karşısında suç değil mi?
  4. Okul aile birliği başkanlarının, vakıf, derneklerin okulları mı, eğitim bakanlığının, devletin okulları mı var?
  5. Söz konusu okulda öğretmenlerin yazılı şikayetleri yalan mı? Bununla ilgili soruşturma sonucunu etkilemek, bir şey yok hallettik demek için düğmeye mi basıldı?
  6. Her seferinde okulun sahipleriymiş gibi davrananların amacı nedir?
  7. Elçilikle çalışan bazı müteahhitlere avantaj sağlanır mı? Bu okulla çok haşır neşir olanların bir avantajı var mı?
  8. Suç işleyen, düşünme ve ifade özgürlüğünü tanımayıp şiddet eylemlerine başvurarak başı belaya girenlerin avukat, mahkeme paralarını elçilik mi karşılar? Eğer böyleyse amaç nedir?
  9. Ülkemizde de cami avlularına çocuk oyun parkı yapılmasına kim karar verdi? Çocuk istismarlarının artış gösterdiği bu dönemde çocuk gelişimi ve pedagoji açısından bu doğru bir yaklaşım mı?

Çocuk istismarı, kadına şiddet, insan hakları ihlalleri, baskı, sindirme, korkutma ekseninde oluşturmaya çalışılan bu antidemokratik gerici düzende çocuklarımızı, geleceğimizi, vakıflarda, tarikatlarda örgütlenmiş zihniyetlerin sürüklemesine izin vermemeliyiz.

Yarın geç kalmamak için çağdaş, laik, bilimsel, birbirini ötekileştirmeyen, Anayasa ve Eğitim Yasamıza bağlı gençler yetiştirilmeli, her alanda sürdürülen dönüştürme çalışmalarına dur diyecek gerekli tüm tedbir ve önlemler ivedilikle alınmalıdır.

 

Selma EYLEM

Başkan

Yönetim Kurulu (a.)