“Gelecek Öğretmenlerin Eseri Olacaktır”

0
372

Öğretmenlik mesleğini yok etmeye çalışan, eğitimin içini boşaltarak, muhafazakârlaştıran, çağdışı bırakan, kamusal, bilimsel laik eğitimi yok eden anlayışla mücadeleye devam edeceğiz. Toplumlarının aydınlık yüzü olan öğretmenlerimiz yok edilmek istenmektedir. Statümüze, haklarımıza ve gerçek değerlerimize sahip çıkmaya devam edeceğimizi, köle olmayı, işsiz-aşsız bırakılmayı kabul etmeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak ve haykırmak için 24 Kasım 2017, Cuma günü 09:30’da  Atatürk Büstüne çelenk koyduktan sonra 10:00’da Meclis önünde  pankartlı eylemimiz ve  basın açıklamamız gerçekleşti. 

Basın Açıklaması Metni:

“Gelecek Öğretmenlerin Eseri Olacaktır”

Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendiren en önemli ve en sağlam araçtır. Eğitimin temeli ve uygulayıcısı olan öğretmenler toplumların geleceklerinin teminatı ve temel unsurudur. “Gelecek Öğretmenlerin Eseri Olacaktır” diyen Atatürk yüksek öngörüsü ile bu durumu ortaya koymuştur.

Oysa Türkiye’de 12 Eylül cunta rejimi, aydın, ilerici çağdaş eğitimi savunan öğretmenleri bir bir katletmiş, yaptığını örtmek amacıyla da  24 Kasım’ı öğretmenler günü olarak ilan etmiştir.  Bugün 24 Kasım öğretmenler günü olarak kutlanırken Atatürk’ün işaret ettiği kamusal, çağdaş, fırsat eşitliğine dayalı, bilimsel, laik eğitim ortadan kaldırılmaya çalışılmakta, öğretmenler ise ücretli köleye çevrilmek, etkisizleştirilmek, itibarsızlaştırılmak ve toplumdaki statülerini kaybetmekle karşı karşıya bırakılıp ortaçağ karanlığına hapsedilmek istenmektedir.

Tasarlanan eğitim sistemiyle, insan hakları, demokratik, laik, çağdaş toplum yapısı ortadan kaldırılmakta, muhafazakâr, dindar, kindar nesiller devlet eliyle yetiştirilmeye çalışılmaktadır.  Bu kaba ve karanlık ortamda öğretmene biçilen rol emeği yeniden dönüştürecek olan böylesi nesilleri yetiştirmesidir. İş derdine, geçim derdine düşürülmüş, aydın kişiliği yok edilmiş, pasifliğe ve çaresizliğe mahkûm edilmiş, desteklenmeyen, örgütsüzleştirilen, yeni bir öğretmen profili yaratmaya çalışılmaktadır.

Türkiye’de yürürlüğe konmuş bu Neoliberal görünümlü, gerici, teslimiyetçi, çağdışı  dayatmalar Kıbrıs’ın kuzeyine de monte edilmeye çalışılmaktadır. Yıllardır kendi dinini, kültürünü, dilini, benliğini mücadele ederek korumuş bu toplumu dönüştürmek için özellikle AKP- işbirlikçi hükümetler eliyle bu politikalar  her türlü Takiye ve misyonerlik çalışmalarıyla hayata geçirilmek istenmektedir. Okul yapılmamakta, kaynaklar kısıtlanmakta, kadrolar atanmamakta, öğretmenler işsizliğe, köleliğe mahkum edilmekte, buna karşılık camiler, külliyeler açılmakta,

Eksik öğretmenin olmadığı branşlara bile TC’den öğretmenler istihdam edilmektedir. Öğretmenlerin iş yükü artırılmakta, sorunlarla baş başa bırakılarak tamamen desteksiz bırakılmakta; sosyal güvensizlik, göç yasası gibi yasalarla yok edilmek istenmektedir. Ahlakı sadece Sünni ahlak olarak göstermek isteyen, Anayasa, Milli Eğitim Yasasını çiğneyen bu anlayış, Atatürk’ün çağdaşlaşma, batılılaşma düşüncesini bile yok etmek için tüm gericiliğiyle toplumu esir almaya çalışırken, öğretmeni karşısında bulacağını bildiğinden saldırılarını artırmıştır.

Kamusal eğitimin ve aydın öğretmenin mücadele gücü olan sendikalarını ortadan kaldırmak için yandaş sendika  kurdurulmakta, ajan öğretmen atanmakta, ilahiyat açılmakta, öğretmeni örgütsüzleştirmek, diz çöktürtmek için her türlü asimilasyoncu baskıcı dayatmalara başvurulmaktadır.

Atatürk’ün Latin alfabesinin başöğretmenliğini yaptığı gün olan ve bugün öğretmenler günü olarak kutlanan 24 Kasım’da O’nun laik bilimsel eğitim, insan hakları, demokrasi, çağdaş toplum, özgür ve toplumsal statüsü tartışılmayan öğretmen profilini ve ilkelerini savunmaya devam edeceğiz.

Kıbrıs Türk toplumunun çağdaş, laik toplum yapısını dönüştürmeye çalışan dayatmalara karşı, kamusal eğitim ve sağlık hakkının gasp edilmesine karşı, tüm çalışanların haklarına yapılan saldırı ve dayatmalara karşı mücadeleyi sürdürecek, geleceğin dünyasını kurmak için kavgamızı büyüteceğiz

İvedi Taleplerimiz;

  1. Göç Yasası gibi adaletsiz, gayri ahlaki yasa derhal kaldırılmalı, Tüm çalışanlar tek yasada birleştirilmedir. Öğretmenler Emeklilik Yasası ve Öğretmenler Yasası içinde olmalıdır.
  2. 1983’ten beri verilmeyen, çalınan, Öğretmenler Yasasının 65. Maddesi olan Risk Tahsisatı derhal verilmelidir
  3. Öğretmen meslek hastalıkları ve bu hastalıklara bağlı emeklilik tüzüğü geçirilmeli. Tüm öğretmenlere öğretmenlik mesleğinin zorlukları ve önemi dikkate alınarak 20 yıllık hizmet karşılığında emeklilik hakkı ve emeklilik maaşı verilmelidir.
  4. Öğretmenin kendini geliştirmesi, yenilemesi ve motivasyonu geliştirmesi, tükenmişlik sendromuna girmemesi için 7 yılda 1 ödenekli olarak kurs ya da eğitim alma hakkı tanınmalıdır. (İsrail’de örneği var – Sabbatical leave)
  5. Tüm öğretmenlere polis ve hemşirelere verildiği gibi 5 yılda 1 yıpranma payı hakkı verilmelidir. (Türkiye’de bile öğretmenlere verilen bir haktır.)
  6. Tüm kadın çalışanlara ve öğretmenlere doğum izinleri 3 ay önce ve 3 ay sonra olacak şekilde düzenlenmelidir. Talep edilmesi halinde 6 ay ödenekli izin hakkı tanınmalıdır.
  7. Sosyal Güven(siz)lik Yasası ile çalınan İhtiyat Sandığı kesintileri %4-%4 yerine %5-%5’e çıkarılmalıdır.
  8. Öğretmenler Yasasına bağlı olarak Teknik Kurul Toplantıları düzenli hale getirilmeli ve eğitimde çağdışı kalmış tüzük, müfredat değişiklikleri derhal yapılmalıdır.
  9. Fakirlik sınırına itilen öğretmen ve çalışanlar için adaletli vergi sistemi ile az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.
  10. HP hesaplamaları realiteye kavuşturularak iki ayda bir konsolide edilmelidir.
  11. Öğretmenlerin çift kadro atamaları sonlandırılmalı. Yolluk ve lojman uygulaması derhal başlatılmalıdır.
  12. Eğitim sisteminin Türkiye eğitim sistemi ile paralel gitmesi sonlandırılarak 2014 Şura Kararları dikkate alınmalı eğitimde yap-boz eğiliminden vazgeçilmeli, çağdaş, bilimsel, laik bir eğitim sistemi Devlet Politikası yapılmalıdır.
  13. Atama bekleyen öğretmenlerimiz iş, aş beklerken TC’den öğretmen görevlendirme kararı derhal geri alınmalıdır.
  14. Eğitime bütçe ayrılmalı, eksik kadrolar derhal doldurulmalı, öğretmenlere her geçen gün yeni yükler eklemekten vazgeçilmelidir. (Sınıf sayıları, oryantasyon eğitimi, okul güvenliği, öğrencilere rehberlik, destekleme vs.)

Taleplerimizin Takipçisi Olmaya Devam Edecek,

Mücadelemizden Yılmayacak, Vazgeçmeyeceğiz!

 

Selma EYLEM

Başkan

Yönetim Kurulu (a.)