Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendiren en önemli, ve en sağlam araçtır. Eğitimin temeli ve uygulayıcısı olan öğretmenler toplumların geleceklerinin teminatı ve temel unsurudur. “Gelecek Öğretmenlerin Eseri Olacaktır” diyen Atatürk yüksek öngörüsü ile bu durumu ortaya koymuştur.
Oysa Türkiye’de 12 Eylül cunta rejimi, aydın, ilerici çağdaş eğitimi savunan öğretmenleri bir bir katletmiş, yaptığını örtmek amacıyla da 24 Kasım’ı öğretmenler günü olarak ilan etmiştir. Bugün 24 Kasım öğretmenler günü olarak kutlanırken Atatürk’ün işaret ettiği kamusal, çağdaş, fırsat eşitliğine dayalı, bilimsel, laik eğitim ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Öğretmenler ise ücretli köleye çevrilmek, etkisizleştirilmek, itibarsızlaştırılmak ve toplumdaki statülerini kaybetmekle karşı karşıya bırakılıp ortaçağ karanlığına hapsedilmek istenmektedir. Tasarlanan eğitim sistemiyle, insan hakları, demokratik, laik, çağdaş toplum yapısı ortadan kaldırılmakta, muhafazakâr, dindar, kindar nesiller devlet eliyle yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Bu kaba ve karanlık ortamda öğretmene biçilen rol emeği yeniden dönüştürecek olan böylesi nesilleri yetiştirmesidir. İş derdine, geçim derdine düşürülmüş, aydın kişiliği yok edilmiş, pasifliğe ve çaresizliğe mahkûm edilmiş, yeni öğretmen profili öğretmenleri örgütsüzleştirerek sağlanmak istenmektedir.
Atatürk’ün çağdaşlaşma, batılılaşma düşüncesini bile yok etmek için tüm gericiliğiyle toplumu esir almaya çalışan, ahlakı sadece Sünni ahlak olarak göstermek isteyen bu anlayış, öğretmeni karşısında bulacağını bildiğinden saldırılarını artırmıştır.
Türkiye’de yürürlüğe konmuş bu neoliberal görünümlü, gerici, teslimiyetçi, çağdışı dayatmalar Kıbrıs’ın kuzeyine de monte edilmeye çalışılmaktadır. Kamusal eğitimin ve aydın öğretmenin mücadele gücü olan sendikalarını ortadan kaldırmak için yandaş sendika kurdurulmakta, ajan öğretmen atanmakta, ilahiyat açılmakta, öğretmeni örgütsüzleştirmek, diz çöktürtmek için her türlü asimilasyoncu baskıcı dayatmalara başvurulmaktadır. Yıllardır kendi dinini, kültürünü, dilini, benliğini korumuş toplumumuzu dönüştürmek için sürdürülen dayatma politikalar, her türlü takiyye ve misyonerlik çalışmalarıyla hayata geçirilmek istenmektedir.
Okul yapılmamakta, kaynaklar kısıtlanmakta, kadrolar atanmamakta buna karşılık camiler, külliyeler açılmakta, gençlerimiz atanma beklerken TC’den öğretmenler istihdam edilmektedir. Öğretmenlerin iş yükü artırılmakta, eksik altyapılar, kitaplar, kalabalık sınıflar, güncellenmeyen tüzük ve yasalar, yapılmayan özel eğitim ve rehber öğretmen yasaları, bu branşlarda yapılmayan atamalar gibi sorunlarla baş başa bırakılarak tamamen desteksiz bırakılmakta, sosyal güvensizlik, göç yasası gibi yasalarla yok edilmek istenmekte, yasal hakları toplumda tartışılır hale getirilmektedir.
Ne yazık ki tek kelimeyle kamusal eğitimin terk edildiği ülkemizde öğretmenlerimiz yorgun ve mutsuzdur…
Özgür, aydın, onurlu, laik öğretmen Atatürk’ün Latin alfabesinin başöğretmenliğini yaptığı gün olan ve bugün öğretmenler günü olarak kutlanan 24 Kasım’da O’nun laik bilimsel eğitim, insan hakları, demokrasi, çağdaş toplum, özgür ve toplumsal statüsü tartışılmayan öğretmen ilkelerini savunmaya devam edecek Kıbrıs Türk toplumunun çağdaş, laik toplum yapısını dönüştürmeye çalışan dayatmalara karşı, eğitime, öğretmen haklarına yapılan saldırı ve dayatmalara karşı mücadeleyi sürdürecek, bilim yolunda, çağdaş değerler uğrunda gelecek kavgasını vermeye devam edecektir.
Saygılarımla,
Selma EYLEM
Başkan
Yönetim Kurulu (a.)