EŞİT VE ÖZGÜR BİR TOPLUM VE DÜNYA MÜMKÜNDÜR

0
147

26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka‘nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin’in, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisi onaylanmış ve 16 Aralık 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılması kabul edilmiştir. Bu tarihten itibaren 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Mücadele Günü olarak anılmaktadır.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta eylem günü olarak ülkemizde de anılmakta ve kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde farkındalığın artırılması için birçok etkinlik gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde ve dünyada her ne kadar da çağdaşlaşma yoluna gidildiği söylense de cinsiyete bağlı olarak kadınlar iş yaşamında ve hemen hemen her alanda ayrımcılık veya dolaylı ayrımcılıkla karşı karşıya kalmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde halen kadınlar aynı mesleklerde görev alsalar da erkek meslektaşlarından daha az maaş almakta veya tam zamanlı işlere istihdam edilememektedirler. Ülkemizde ise sosyal güvenlik yasasıyla kadınların yıpranma payı hakkı ellerinden alınmaktadır.

Kadınların karşılaştığı bu ayrımcılıkla mücadelede uluslararası bir mekanizma olan ve ‘Kadınların İnsan Hakları Sözleşmesi’ olarak tanımlanan CEDAW (Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women), “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” işte bu noktada büyük önem taşımaktadır.

Bu sözleşme, 187 devletin taraf olduğu temel bir insan hakları belgesi olup Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca kabul edildiği, 1979 yılından bu yana bütün dünyada kadınlar için bir “haklar bildirgesi”, devletler için ise bir “yükümlülükler manzumesi” olarak algılanmaktadır.

Sendikaların kadın haklarına dair güçlü bir perspektifi olması, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama açısından önemlidir. Sendikamız, gerek fırsat eşitliği, gerekse insan haklarında sürdürmekte olduğu mücadele ışığında bu gibi önemli uluslararası belgelerin  sendikalar ve sivil toplum örgütleri aracılığıyla yaygınlaştırılması ve de toplumlar, yetkililer tarafından benimsenmesini teşvik etmek için etkin bir rol üstlenmenin yanında,   tüm üyelerini bilinçlendirmeyi amaçlamış,  gerektiğinde kılavuz olarak kullanılabilmesi ve  böylelikle toplumumuza ışık tutması hedefiyle bu yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bu kitapçığı hazırlamıştır.

Bu sözleşme, kadınlara karşı her türlü ayrımın, tüm uygun yollardan yararlanarak ve gecikmeksizin kadınlara karşı ayrımı ortadan kaldırıcı bir politika izlemeyi amaçlar. Bu amacın yerine getirilmesi için Kadınlara Karşı Tüm Ayrımcılıkların Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme bunlarla sınırlı olmamakla birlikte aşağıdaki önlemlerin alınmasını öngörmektedir:

  • Kadın ile erkek eşitliği ilkesini kendi anayasalarına ve diğer ilgili yasalara henüz girmemişse dahil etmeyi ve yasalar ile ve diğer uygun yollarla bu ilkenin uygulanmasını sağlamayı; Kadınlara karşı her türlü ayrımı yasaklayan ve gerekli yerlerde yaptırımları da içeren yasal ve diğer uygun önlemleri kabul etmeyi;
  • Kadın haklarının erkeklerle eşit temelde himayesini, yetkili ulusal mahkemeler ve diğer kuruluşlarla kadının her tür ayrımcılığa karşı etkin bir şekilde korunmasını sağlamayı;
  • Kadınlara karşı herhangi bir ayrımcı hareket yapılmasından veya uygulanmasından kaçınmayı ve kamu yetkilileri ile kuruluşlarının bu yükümlülüğe uyumlu olarak hareket etmelerini sağlamayı;
  • Herhangi bir kişi veya kuruluşun kadınlara karşı ayrım yapma girişimini önlemek için bütün uygun önlemleri almayı;
  • Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturan mevcut yasa, yönetmelik, adet ve uygulamaları değiştirmek veya feshetmek için yasal düzenlemeler de dahil gerekli bütün uygun önlemleri almayı;
  • Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturan bütün ulusal cezai hükümleri yürürlükten kaldırmayı öngörür.

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’nde yer alan ilkeleri uygulamaya ve bu amaçla bu tür ayırımcılığın her şekli ve oluşumunun ortadan kaldırılması için gerekli önlemlerin alınmasına yönelik ve de yetkililere gerekli baskı unsuru ve teşvikinin yapılması için tüm sivil toplum örgütlerini ve siyasal partileri bölünmeye değil, dayanışmaya davet ederiz. Ayrımcılığın ortadan kaldırılmasında, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında güçlü ve başarıya ulaşacak bir mücadele bölünerek değil, tüm örgütlerin ortak noktalarda buluşarak hep beraber mücadele etmesiyle başarılı olabilir. Unutulmamalıdır ki bölünmeyle hak mücadelesi zayıflamaktadır.

Temennimiz 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün bölünme değil, ortak mücadele ve birleşme aracı olması ve bundan sonraki 8 Mart’ların bölünerek değil, hep beraber birleşerek dayanışma içinde mücadele günü olarak anılmasıdır.

 

Eşit ve Özgür Bir Toplum ve Dünya Dileklerimizle,

 

Selma EYLEM

Mali Sekreter

Yönetim Kurulu (a.)