Eğitimdeki Sorunlar Tesadüf Değildir

0
168

Yine sorunlu bir eğitim yılına başlıyoruz. Eğitim bizim varlık nedenimizdir. Bilimsel, demokratik, parasız ve herkese eşit, kamusal, nitelikli bir eğitim için canla, başla uğraş vermemize rağmen okullarımızı her yıl sorunsuz açamıyoruz.

 

CTP – DP Hükümeti eğitimde gerekli kadroları tamamlamamış, tadilatları bitirmemiş, kitapları almamıştır. Eğitim Bakanı ise suçu öğretmene ve sisteme yükleyerek aradan çekilmek istemektedir. Bir eğitim bakanı daha Temmuz ayında tamamlanan öğretmen nakillerinden sonra bugün okulların açılışında sistemden şikayet ederek CTP – DP politikalarına kılıf oluşturmak için kamuoyuna mesaj vermeye çalışmaktadır.

 

Yine öğretmenden tasarruf yapılmak istenmektedir.

 

Eğitim sistemini TC Hükümetleri ile allak bullak eden, ilahiyat okuluna milyonlarca Euro kaynak ayıran bir Hükümet ve Bakan, diğer yandan sistemi şikayet ederek öğretmene ve örgütlülüğüne saldırmaktadır. 102 öğretmen ihtiyacına karşı 40 münhal ilan edilmiştir. Öğretmen sınavları yaz boyunca yapılmamış, Eylül ayının ortasında okulların açılışına kadar atamalar tamamlanmamıştır.

 

Bugün orta eğitimde Dipkarpaz Ortaokulu, Erenköy Lisesi, Karpaz Meslek Lisesi, Mehmetçik Ortaokulu, Lefke Gazi Lisesi, Lapta Yavuzlar Lisesi, Cengiz Topel Endüstri Meslek Lisesi yeni eğitim yılına başlamaya hazır değildir. Birçok okul eksik kadrolarla açılacaktır. Müdür, Müdür Muavini eksiklikleri için yeterli kadro açılmamış, Müdür ve Muavin sınavı ise ancak 2 Ekim’e alınmıştır. 8 Müdür, 12 Müdür Muavini talebine karşılık, 4 Müdür ve 5 Müdür Muavini kadrosu açılmıştır. Orta eğitimde hemen hemen denetmen kalmadığı halde bir miktar denetmenin yetkisi alınmış, sınav tarihi dahi açıklanmamıştır.

 

Öğrenci kayıtları Haziran ayında bitirilip, kadrolar tamamlanması gerekirken bir türlü bu başarılamamış, şu anda okullara göre öğrenciler yerleştirilememiş, öğrenciler zorla istemedikleri bölüme, okula yerleştirilmeye çalışılmaktadır.

 

Yıllardır yapılan uygulamalarla derslerin kaldırılması, artırılması, müfredatların, eğitimin, saatlerin değişmesi ile oluşan eksiklikleri amca, dayı torpiliyle alan, dersine gitmeyeni kayıran, görevlendirmeleri ayrıcalıklılarına sunan bir yapıya izin vermeyeceğiz. Siyasi rant uğruna yapılan uygulamalar, çirkinlikler, adaletsizliklerin öğretmenin başına yıkılmaya çalışılması karşısında hayret içerisindeyiz.

 

Ek Sınav rüşveti kabul edilemezdir.

 

Birçok kez basına demeç verilmesine rağmen öğrenciler, veliler öğretmenin ve sendikamızın üzerine kışkırtılmış, ek bütünleme ve sorumlu geçme talebine zorlanmış, Bakanlık ise veli ve öğrencilerin arkasına saklanmıştır. Var olan eğitim sisteminin yanlış ve hatalı olduğu bilindiği halde ve Eğitim Şurasında bizim de önerilerimizle seçmeci-elemeci eğitim sistemi yerine yönlendirici-yöneltici bir sisteme geçilmesi gerekliliğinin vurgulanmasına rağmen, velilere “Sendika isterse rüşvete hazırız” mesajı verilerek günlerce öğretmenin basında, sosyal medyada aşağılanması kabul edilemezdir. Bu sistemi yaratan ve sistemi devam ettiren Bakan ilginç bir şekilde sistemden şikayet etmektedir!!

 

Eğitim Bakanlığı sistemi esas üreten olduğunu, sistemin yanlışlığını değiştirecek olanın kendisi olduğunu gizlemekte ve ağlama duvarına yaslanarak sistemden şikayeti marifet saymaktadır. Eksik, çalışmayan öğretmenler var diyerek kendilerinin koruması altındakilere başkası sahip çıkıyormuş gibi yavuz hırsızı oynamaktadır.

 

Öğretmenler Çalışan Köle haline dönüştürülmüştür.

 

Hükümet ve Eğitim Bakanlığının önceliği değişmiştir. Kamusal eğitime verilmesi gereken pay azaltılmıştır. Kadroların açılması bile Maliye Bakanlığına bırakılmış, maliye bakanlığı ise öğretmenden tasarruf yapmaya yönelmiştir. Var olan öğretmenin ise statüsü düşürülmüştür. 2008’den sonra mesleğe giren öğretmenlerin haklarını budayan, gayrı ahlaki “Göç Yasası” ile öğretmenleri açlık sınırına iten anlayış, devlet kaynaklarını kendileri için sonuna kadar harcamaya devam etmektedir. Sayın Bakan “Eşit işe Eşit ücret” meselesini görüşmeye hazırmış diyerek kamuoyuna yönelik oynamakta ve herhalde hak budamak için fırsat olduğunu sanmaktadır. Oysa sorun: “10.000 TL’lik Bakan maaşı ile 2.000 TL’lik öğretmen maaşı ne olacak, bu farkı kapatacak mısınız, yoksa ayrıcalıklı yasamaya devam mı edeceksiniz?” sorunudur.

 

Sn. Arabacıoğlu’nun sadece Aralık maaşı ile isterse bir öğretmeni bir yıl istihdam edebileceğini biliyor musunuz?  Tüm Bakanlar yeni mesleğe başlayan bir öğretmenin ¼ maaşından fazla artış alırken öğretmenlere 3. Sınıf “Çalışan Köle” muamelesi yapılmaya devam edilmektedir. Öğretmenlerin yasal hakkı olan hazırlık ödeneği gasp edilmiştir. Öğretmenden tasarruf yapan, boş kadroları doldurmayan, özellikle yeni mesleğe başlayan öğretmenlere hiçbir iyileştirme yapmayan sistemin, siyasetin başarısızlıkları, becerisizlikleri öğretmenin, öğrencinin ve velilerimizin üstüne yıkmaya çalışan bir anlayış sergilenmektedir.

 

Türkiye’de bile 15 ders saati ile öğretmen maaşları bizden fazlaya çekilmişken, A ve B öğretmeni tartıştıran, kol etkinliklerinin eğitimde daha çok yeri olması gerekirken kaldırılmasını konuşan bir bakan, Eğitim Bakanı olamaz.

 

            Kamusal eğitim gözden çıkarılmıştır.

 

Bu ülkenin bu kadar camiye değil, laik ve bilimsel okullara ve öğretmene ihtiyacı olduğunu göremeyen, ülke ihtiyacını göz ardı eden bir hükümetle karşı karşıyayız. Eğitimi metalaştıran, özele peşkeş çeken, para ile satın alınabilen lüks bir hizmet haline dönüştüren bu sistem sizin eserinizdir. Her demecinde üstü kapalı veya açık öğretmeni eleştirmeyi, aşağılamayı marifet sayan, sistemi şikayet eden bir eğitim bakanı bu sistemin düzeltilmesi için çaresizleri oynamaktan öte gidememektedir.

 

Ayrıcalıklılara hizmet eden, çocukların taşımacılığını kaldırmaya çalışan, milletvekili, bakan ve subay çocuklarını adaletsizce, gizlice kolejlere aldıran bir bakan halkın Eğitim Bakanı olamaz.

 

Siyasetin yarattığı sistemsizlik sonucu eğitim sorunlarla boğuşmaktadır. Güvenlik, altyapı ve türlü sorunlarla okul zillerinin çalması hem öğretmenin, hem öğrencinin hem de velinin moralini, motivasyonunu, şevkini kırmıştır.  Sınıfına uzun bir tatilden sonra bir heyecanla giden öğrenci öğretmen bulamamıştır.

 

Eğitim parasız olmaktan çıkarılmıştır. Okullarımız dilenci durumuna düşürülmüştür. Yasa dışı olmasına rağmen kayıt parası almadan öğrenciler okula giremez hale sokulmuştur. Çocukların taşınması, kitap, üniforma, özel ders parası derken veliler parasız, herkese eşit eğitimi artık hayallerinde görmeye başlamıştır.  Şu anda tüm okullarımızda okul kitapları eksiktir, bazı kitaplar ise gelmeyecektir. Öğrencilere piyasada çok pahalı kitaplar almak zorunda kalacaktır.

 

Okullarımız hedefsiz bırakılmıştır. 

 

Öğretmen adayları işsizken TC’den öğretmen gelmeye devam edilmektedir. Yüksek öğrenimde ne bir plan, ne bir program yapılmaktadır. Tüm öğrenciler orta öğrenimden bir şekilde geçirilerek özel üniversite müşterisi yapılmak gibi bir politika güdülmektedir. Çocuklarımızı, öğretmenlerimizi destekleyen hiçbir mevcut program bulunmamaktadır. Yabancı ve farklı öğrenen öğrencilere uygulanan herhangi bir program yoktur. Okullarda uygulanan müfredat çocuklarımızı başarıya değil, başarısızlığa yönlendirmektedir.

 

Türkiye’den ithal edilen şöven, militarist, muhafazakâr müfredatlarla çağdışı anlayışa göre tek tip ideolojik, teorik insan ve gelecek yetiştirilmek istenmektedir. Eğitimin en büyük dayanağı öğretmenlerdir. Öğretmenler piyasalaştırılmış eğitimde birer piyasa malına çevrilerek, hakları, statüsü, örgütlülüğü olmayan pısırık ve sınıflara hapsedilmiş, etkisiz elemana dönüştürülmek istenmektedir.

 

Misyonerlik okulu, ilahiyat kolejinin açıldığı bir dönemde, özel okullar teşvik edilerek sermayenin kölesi haline dönüştürülen çocuklarımız ve velilerimize kim sahip çıkacak, buna kim dur diyecek? Devlet okullarında yeterli derslik, öğretmen yokken, okul kapatmaya uğraşan bir Bakan, Milli Eğitim Bakanı olarak koltuğunda vicdanı rahatsız bir şekilde nasıl oturacaktır?

 

 

Tahir GÖKÇEBEL

Başkan                                                                                                                                                                                                                                      Yönetim Kurulu (a)