Bölüm 1 :
GİRİŞ
Eğitim, her ülkede üzerinde en çok konuşulan, uzun vadeli ve mutlaka geri dönüşü olan bir yatırımdır. Aranan en önemli nitelik, “Nasıl bir birey ve toplum istiyoruz?” sorusuna verilecek yanıtta saklıdır. Bu nedenle eğitim sistemleri bu doğrultudaki olgularla ortaya konmalıdır.
1.1. Neden Eğitim ?
İnsanoğlu kendini farkettiği andan başlayarak, her zaman için daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilmek için çaba sarfetmiştir. Günümüzde bu çabaları hayatı kaliteli bir yaşam biçimi şekline dönüştürme yönünde kullanmaktadır. Kaliteli, özgür ve mutlu bir hayat sürdürebilmenin günümüzdeki en önemli etkeni, bilgiye ulaşma yollarını ve araçlarını kullanarak, bilgi sahibi olmaktan geçmektedir. İşte bu olgu sürekli çoğalarak artan bilgiye sahip olmanın önemini açıkca ortaya koymaktadır. Bu sebeple eğitim şart!
1.2. Kimin İçin Eğitim ?
Eğitim her zaman, tüm insanlık adına düşünülmeli ve gerçekleştirilmelidir. Aslında eğitim bireyi hedef alırken, bireyin önce aile, sosyal çevre, toplum ve sonuç olarak tüm insanlıkla bulaşabilmeyi sağlamalıdır. Bu sebeple toplumun her kesimi eğitimin tüm fırsatlarından yararlanmalı ve bu kesimlerin de eğitime katkı koymalarına imkan verecek yaklaşımlar içerisinde yeralması gerekmektedir.
1.3. Nasıl Bir Eğitim ?
Herşeyden önce eğitim bireyin mutluluğunu ve özgürlüğünü hedefleyerek onu kaliteli bir yaşama taşımalıdır. Bu doğrultuda hareket ederek bireyin bilgiye ulaşmayı bilen ve bilgi sahibi olan yaratıcı, hoşgörülü, katılımcı, demokratik ve insancıl olabilmesini sağlamak, bunu toplumla ve tüm insanlıkla bütünleştirmeyi gerçekleştirmek eğitimde temel ilke olarak seçilmeli ve hayata geçirmelidir.
Eğitim, bireyi bilgi kölesi haline getirmeyen aksine bilgi üreticisi olarak yetiştiren bir özelliğe sahip olmalıdır. Eğitim ve öğretimde yerel bilgi ve kültürel değerlerin kazanılması ve benimsenmesiyle yola çıkılıp, bunların evrensel değerlerle birleştirilmesi sağlanmalıdır. Eğitim yoluyla her türlü ayrımcılığın önüne geçilmeli, barış, demokrasi ve hoşgörü olguları eğitime ışık tutmalıdır.
Eğitim, bireyin ilgi, yetenek ve imkanlarını geliştirmeyi amaçlarken diğer yandan da bu gerçekleri göz önünde bulundurarak, bireylerin geleceklerini şekillendirmesinde onlara rehberlik yapabilmelidir. Eğitimde kalite ve verimlilik sürekli ön planda tutarak, bireylerin en üst düzeyde hizmet almaları sağlanmalıdır. Bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlığını tehdit edecek her türlü eğitim öğretim unsurlarından kaçınılmalı ve bu bağlamdaki gerekli önlemler süreç içerisinde aksatılmadan alınmalıdır. çağdaş ve bilimsel gelişme ve gerçekler eğitim ve öğretimle ilgili her türlü unsurun sürekli rehberi olmalıdır.
Bölüm 2 :
EĞİTİMDE TEMEL HEDEFLER
Bireysel ve toplumsal olarak mutlu ve kaliteli bir yaşam sürmek için eğitimin temel hedeflerinin aşağıdaki gibi belirlenmelidir :
Kıbrıs’ı vatan olarak bilen, Avrupalı bir Dünya vatandaşlığını benimsemiş ve ülkesinin her türlü kültürel ve tarihi değerlerini birer zenginlik olarak görüp, barış, özgürlük, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı, bunları benimseyen, koruyan ve geliştiren yurttaşlar yetiştirmek.
Bilimsel düşünüş ve çalışmayı özümsemiş, teknoloji kullanmayı ve geliştirmeyi amaç edinmiş, çağdaş bilgi ve becerilere sahip, her türlü ayrımcılığa karşı bir dünya görüşünü benimsemiş, hoşgörülü ve emeğe saygılı yurttaşlar yetiştirmek.
Düşüncesini özgürce söyleyebilen, temel hak ve özgürlüklerin bilincine varmış, araştıran, bilgiye ulaşmanın yollarını bilen, sorgulayan, yaratıcı, verimliliği, paylaşımı ve işbirliğini öngören fikirleri ve etkinlikleri hayata geçirmeyi benimsemiş yurttaşlar yetiştirmek.
Bölüm 3 :
EĞİTİMDE TEMEL STANDARTLAR
1. Bilimsel, Verimli ve Kaliteli Eğitim : Bilimsel düşünce ve bilimseliğe önem veren bir anlayışla eğitimin her alan ve kademisinde verimlilik ve kaliteden ödün verilmemelidir.
2. İşbirliğine Dayalı, Katılımcı ve Demokratik Eğitim : Eğitim ve öğretim alanındaki işbirliği, katılımcılık ve demokratik anlayış sınıfiçi, okuliçi, okullararası, toplumlararası ve uluslararası düzeyler taşınarak, öğrenci-öğretmen-veli bağlamının yanı sıra sivil toplum örgütlerinin etkin ve geri dönütlü her türlü katılımı sağlanmalıdır.
3. özgürlükçü , Yaratıcı ve Hoşgörülü Eğitim : Hoşgörülü bir anlayışla eğitimin her alanında ve her kademesinde sorgulamaya olanak tanıyan anlayışlarla yaratıcı bireyler yetiştirilmesi sağlanmalıdır.
4. Bilişimsel Gelişmeye ve Yabancı Dile önem Veren Eğitim : Bilgi çağının gereklerini yerine getiren ve her türlü iletişimi etkin kılacak bir anlayış yapılandırılmalıdır.
5. Dinamik, Yenilenebilir, Yaşam Boyu Eğitim : Toplumun her kesiminde bireyi, gereksinim duyduğu alandaki bilgiye ulaşabilmesini sağlayacak yapılanma hayata geçirilmelidir.
6. Emniyetli, Ruhsal ve Fiziksel Sağlığı ön Planta Tutan Eğitim : Eğitim sürecinin tüm kademelerinde, öğrencinin ruhsal ve fiziksel sağlığını ön planda tutarak, emniyetli bir ortamda eğitim almanın gerekleri ivedilikle yerine getirilmelidir.
7. Avrupa Birliği Standarlarını öngören Eğitim : Eğitim sistemimiz, Avrupa Birliği ile bütünleşme hedefinde olan ülkemizin, bu alandaki gerekli bilgileri edinmeyi ve Avrupa’nın bilgi birikiminden faydanlamayı öngören yapılanmayı içermelidir.
Bölüm 4 :
EĞİTİMDE YENİDEN YAPILANMA
4.1.Eğitimde Yeniden Yapılanmada Temel İlke
Kıbrıs Türk Orta Eğitim öğretmenler Sendikası ( K.T.O.E.ö.S. ), “Eğitimde Yeniden Yapılanma” adı ile oluşturduğu K.T.O.E.ö.S. – Eğitim Politikası’nda yeralan tüm unsurların hayata geçmesi için gerekli olan teknik çalışma ve yasal düzenlemelerin tümünde katılımcılık, demokratiklik ve tam bir işbirliği anlayışla özel okulları da kapsayacak biçimde hayata geçirilmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamaktadır.
K.T.O.E.ö.S., “öğrenci Merkezli Eğitim” anlayışının her alan ve kademede yerleşmesini savunmakta ancak eğitimin en temel öğelerinden birinin de “öğretmen” olduğunun gözardı edilmesinin, eğitime yapılacak en olumsuz sonucu doğuracağı ilekesiyle hareket etmektedir. Bu amaçla “Eğitimde Yeniden Yapılanma” adına yapılacak her türlü değişikliğin tek yanlı değil, öğrenci – öğretmen – veli ve sonucunda tüm toplumu dikkate alacak bicimde bir paket olarak ele alınmalıdır. Eğitim Sistemi içerisinde öğretmenin yeri ve önemi çok iyi kavranmalı, görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi için gerekli en üst düzeydeki koşullar ona sağlanmalıdır.
4.2. Yasal Düzenlemelerde Yeniden Yapılanma
a. Eğitim Şuraları
Bu güne kadar yapılan Eğitim Şuralarının tümünde alınan karaların büyük bir oranı hayata geçirilmemiştir. Değişen Milli Eğitim Bakanları kendi siyasi anlayışları ön planda tutulmuş ve şura kararları yok sayılmıştır. Bu olgu hem Eğitim Şuraların bilimselliği ve güvenilirliğini zedelemiş hem de toplumun eğitim alanındaki her kesiminin dahil olması gereken Eğitim Şuralarının demokratikliğine gölge düşürmüştür. Bu nedenle gerçek anlamda demokratik, bilimsel ve katılımcı bir Eğitim Şurası’nın toplanabilmesi ve elde edilecek bilimsel sonuçların, hükümetler değişse de uygulanabilecek kararlar haline getirilmesi eğitimde atılması gereken en önemli adımlardan bir tanesidir.
b. Eğitim Mevzuatları
Eğitim Sistemin en önemli ayağını oluşturan Eğitim Mevzuatları , güncelliğini ve niteliğini yitirmiş, Kıbrıs Türk Halkı’nın hedeflediği noktaya varması için gerekli düzenlemeleri içermeyen ve Dünya gerçeklerinden çok geride kalmış bir yapıdadır. Bu nedenle ivedilikle başta Milli Eğitim Yasası olmak üzere tüm eğitim mevzuatı ( yasa, tüzük ve yönetmelikler ) “Eğitimde Temel Standartlar” başlığı altında belirtiğimiz ;
v Bilimsel, Verimli ve Kaliteli
v İşbirliğine Dayalı, Katılımcı ve Demokratik
v özgürlükçü , Yaratıcı ve Hoşgörülü
v Bilişimsel Gelişmeye ve Yabancı Dile önem Veren
v Dinamik, Yenilenebilir, Yaşam Boyu Eğitim Süreci
v Emniyetli, Ruhsal ve Fiziksel Sağlığı ön Planta Tutan
v Avrupa Birliği Standarlarını öngören
İlkelere bağlı kalınarak, tam katılımcı bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Bu bağlamda ; Milli Eğitim Yasası’nın genel amaçlar kısmının “Eğitimde Temel Hedefler” başlığında belirttiğimiz şekilde ;
Kıbrıs’ı vatan olarak bilen, Avrupalı bir Dünya vatandaşlığını benimsemiş ve ülkesinin her türlü kültürel ve tarihi değerlerini birer zenginlik olarak görüp, barış, özgürlük, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı, bunları benimseyen, koruyan ve geliştiren yurttaşlar yetiştirmek.
Bilimsel düşünüş ve çalışmayı özümsemiş, teknoloji kullanmayı ve geliştirmeyi amaç edinmiş, çağdaş bilgi ve becerilere sahip, her türlü ayrımcılığa karşı bir dünya görüşünü benimsemiş, hoşgörülü ve emeğe saygılı yurttaşlar yetiştirmek.
Düşüncesini özgürce söyleyebilen, temel hak ve özgürlüklerin bilincine varmış, araştıran, bilgiye ulaşmanın yollarını bilen, sorgulayan, yaratıcı, verimliliği, paylaşımı ve işbirliğini öngören fikirleri ve etkinlikleri hayata geçirmeyi benimsemiş yurttaşlar yetiştirmek.
4.3. Kurumsallaşmada Yeniden Yapılanma
a. Araştırma – Geliştirme ve Planlama Merkezi
Eğitim Sistemi, eğitimi düzenleyen mevzuat, genel siyasi politika ve eğitim ortamı ile eğitim uygulamalarının bütünüdür. Eğitim – öğretim uygulamaları ve programları, eğitim ortamları, yönetimi ve içeriği yeniden yapılandırılmalıdır.
Bu bağlamda Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığına bağlı “Talim Terbiye Dairesi” ivedilikle Araştırma-Geliştirme ve Planlama Merkezi’ne dönüştürülmeli ve bu merkez aşağıdaki 5 başlık altında belirtilen görevleri katılımcı bir anlayışla gerçekleştirmelidir.
1. Eğitimde Temel Hedef’lere ulaşılmasını sağlayacak her türlü program geliştirme sürecini yürütmek.
2. Tüm eğitim öğretim programlarının, “zaman” “mekan” ve “gereçler”, ders kitablarının içeriği, her alan ve kademedeki ölçme-değerlendirme sistemlerinin yeniden yapılandırmak.
3. Eğitim Teknolojilerinin okullarda yaygın biçimde kullanılması ve her alandaki okullar arası dengesizliğin giderilmesi için projeler geliştirmek.
4. Başta Milli Eğitim Yasası olmak üzere tüm eğitim mevzuatını, yukarıda belirtiğimiz temel ilkeler ışığında ve AB standartlarına uygun, eğitimde yer alan öğrenci, öğretmen ve velinin kaliteli ve mutlu bir ortamda eğitimle buluşmasını öngören bir zihniyetle yeniden düzenlenmesi çalışmalarını yürütmek.
5. AB ile eğitim alanda bilgi alış-verişine girerek, bu alandaki işbirliğini oluşturmak ve “AB-Eğitim Programları”nın ülkemizde uygulanmasını başlatmak.
Araştırma- Geliştirme ve Planlama’nın en önemli elemanı olan Program Geliştirme’nin uygulamalı bir süreç olduğu dikkate alınmalı ve bu süreçle ilgili olan , okul yöneticisi, öğretmen , öğrenci ve veli gibi insan kaynaklarının yanı sıra, okul binaları, tesisler, labratuvarlar, atölyleler, ders kitapları, araç-gereçler ve çevre koşulları gibi tüm öğeler tam bir uyumluluk göstermelidir. Bu bağlamda eğitim programları ;
- Geçerlilik ve Güvenirlik
- Bilimsellik
- Evrensellik ve çağdaşlık
- Faydalılık
- öğrenebilirlilik
- Yerellik
- Güncellik
- Sosyal Gerçeklerle Tutarlılık
- olguları dikkate alınarak düzenlenmelidir.
i. ölçme – Değerlendirme Birimi : Araştırma – Geliştirme ve Planlama Merkezi’nin yapılanması içerisinde yer alacak olan bu birim, eğitim-öğretimin her alan ve aşamasında, öğrencinin, ilgili eğitim programının hedeflerine ne oranda ulaşıp ulaşmadığını, geri dönütleri ile birlikte ortaya koyacak sistemi organize edecektir. Bu amaçla ölçme-Değerlendirme’de temel yaklaşımlar ;
- Eğitim programlarının, özel hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını nicel olarak belirtilmesi yanında, nitel olarak ta belirlenmesi sağlanmalıdır.
- öğrencinin ilgi alanlarındaki yeteneklerinin gelişimlerini belirlemelidir.
- Alan/Bölüm, program ve kademeler dikkate alınarak, çevresel koşullara uygun ve süreç içeren metodlar geliştirilmelidir.
- Gerçekleştirilecek her türlü düzenleme, eğitim-öğretim programlarının birebir uygulayıcısı olan öğretmenlerle işbirliği içerisinde hayata geçirilmelidir.
Bir eğitim programının en son aşaması değerlendirme süreçleridir. Bir programın amacına ulaşıp ulaşmadığı, sağlıklı değerledirme sonucunda anlaşılır. Her türlü programda, programın özel hedeflerine uygun değerlendirme süreçleri seçilmelidir. Bu değerlendirmeler, biten etkinlik ve programların son aşamalarını, devamını teşkil eden, başlayacak etkinlik ve programların ilk aşamasını oluşturmalıdır.
“Araştırma-Geliştirme ve Planlama Merkezi”ne bağlı olarak işlev gösterecek “ölçme-Değerlendirme Birimi”, yukarıda belirtilen ilkeler ışında çalışacağı gibi, sendika ile işbirliği halinde belirlenen alan, kademe ve türdeki merkezi sınavların yapılabilmesi için, akademik anlayışla hazırlanmış bir “Soru Bankası” oluşturmakla görevlendirilmelidir.
ii. Eğitim Teknolojileri Birimi : Araştırma – Geliştirme ve Planlama Merkezi’nin yapılanması içerisinde yer alacak olan bir diğer birimde Eğitim Teknolojileri birimidir. Bu birim, bakanlığın Bilgi-İşlem Merkezi ile koordineli bir şekilde çalışarak hem bilişimsel yapıyı tüm eğitim kurumlarına yaymak hem de diğer eğitim teknolojilerinin okullarımızda etkin kullanımını sağlama görevini üstlenmelidir.
Geleneksel eğitim kalıplarının değişmesi, öğrenme-öğretme süreçlerinde yeni kavramlar ve eğitimde yeni teknolojilerin kullanılması bu birimin çalışmalarının temel felsefesini oluşturmalıdır. öğrenci gruplarının sayı, nitelik, ilgi ve beklenti yönünden değişmesi eğitim teknolojilerinin eğitim kurumlarında etkin olarak kullanılmasını kaçınılmaz kılıyor. Eğitim teknolojileri başlangıçta konu, derslik ve öğretimde yardımcı modeller olarak tanımlanırken, bugün disiplin, bağımsız öğrenme , sorugulayabilme ve yaşayarak öğrenme modeline ulaşmıştır.
“Araştırma-Geliştirme ve Planlama Merkezi”ne bağlı olarak çalışan “Eğitim Teknolojileri Birimi”i yukarıdaki ilkeler ışığında çalışacağı gibi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Bilgi-İşlem Birimi ile koordineli bir çalışma yürüterek, eğitim alanında ki her türlü statistik araştırmayı ve çalışmayı yapmak, bir veri bankası oluşturma , ICT teknolojilerinin kullanımı geliştirmek ve e-eğitim web sitesinin oluşturulmasını sağlamakla görevlendirilirmelidir.
iii. Yaygın Eğitim Birimi : “Eğitim-öğretim Birimlerinde Yeniden Yapılanma” altınaki “Yaygın Eğitim” (4.3.-h-) başlığında belirtilen ilkeler ışığında çalışarak, Yayın Eğitim ihtayaçlarına yönelik, ilgili daire müdürlükleri ile koordineli bir şekilde eğitim-öğretim programlarını geliştirecek birimdir.
b. Basın- Yayın ve Hakla İlişkiler
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığının, toplumun her kademesi ile doğrudan buluşması ve dinamik bir yapı kazanan eğitim sistemin her türlü farklı önerilerin toplumla paylaşılması görevini üstlenerek, yurtiçi ve yurtdışı medya organları ile bakanlık arasındaki köprüyü oluşturma görevini üstlenmelidir.
c. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
Eğitimin her alanında ve her kademesinde ihtiyaç duyulan Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık hizmetmeleri bu birimden koordine edilerek, bilimsel, verimli, etkin ve katileti bir içerikle öğretmen–öğrenci-veli işbirliği içerisinde öğrencilerin Yönlendirilmesinde söz sahibi olacaktır. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık hizmetinin temel amacı; “Bireyin, kendini tanımasını ve kendi güçlerine güvenmesini sağlayarak, kişisel ve toplumsal gelişimine yardımcı olmak” olmalıdır.
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık hizmetleri, amacına ulaşabilmesi için şu ilkeler ışığında yürütülmelidir.
1. Demokratik toplum değerlerine ve bireysel gereksinimlere dayanmalıdır.
2. Yararlanmak isteyen herkese sunulmalıdır.
3. Seçimler yapma ve karar verme özgürlüğü tanımalıdır.
4. Bireysel farklılıklar gözönünde tutulmalıdır.
5. Bedensel, bilişsel, toplumsal ve duyuşsal yönden tüm ilgi ve yeteneklerin bütünüyle gelişmesi sağlanmalıdır.
6. örgütlü, planlı ve profesyonel bir biçimde hizmet vermelidir.
7. Eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğu unutulmamalıdır.
Bu hizmetlerden yararlanan birey sonuçta şunları başarabilecek düzeyde olmalıdır :
- Kendi yetenek ve ilgilerini, eğitim olanaklarını, içinde yaşamakta olduğu toplumun beklentilerini ve mesleklerini tanımış olmalı.
- Bedensel, bilişsel ve duyuşsal sorunlarının olası çözüm yollarından, kendine en uygun olanı seçebilmeli ve beklenen eylemleri gerçekleştirip, gerekli uyumu gösterebilmelidir.
- Başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmeli, yaşama karşı olumlu bir tutum göstermelidir.
- Kendi yaşam sürecini uygun biçimde kullanabilmek için gerekli anlayış ve görüşü edinmiş olmalıdır.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, “Rehberlik, Psikolojik Danışmanlık ve özel Eğitim Dairesi”nin kurulması gerekliliğini ortaya koyuyoruz.
d. Yüksek öğrenim ve Dış İlişkiler
Eğitimde dış ilişkiler boyutu , “Yüksek öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi”nin uhtesi altındadır. Ancak ilgili daire sadece Yüksek öğrenim boyutu ile hizmet vermiş, Dış İlişkiler alanında varlık gösterememiştir. Bu bağlamda,bu daire Kıbrıs Türk Halkı’nın eğitim alanındaki dünya ile işbirliğini sağlayacak çalışmaları etkin biçimde yürüterek, şu görevleri üstlenmeli ;
- Yüksek öğrenimi hedefleyen bireylere, Dünya ülkelerinin eğitim sistemlerinin ve eğitim kuruların tanıtılmasını yapmak.
- Avrupa Birliği eğitim kriterlerinin ve startejilerin sürekli takibi yapılarak sistemimizle uyumluluğu konusunda çalışmalar yapmak.
- AB-Eğitim Programlarına, katılabilmemiz için ihtiyaç duyulan yasal ve teknik çalışmayı yaparak “Ulusan Ajansın” korulmasını sağlamak
- ülkemizde uygulanacak Avrupa Birliği Eğitim Programları’nın diğer ülkelerle koordinasyonunu sağlamak.
- Dünya ülkelerinin eğitim sistemlerinin ve kurumlarının her alan ve kademesindeki ugulamalar hakkında bilgi edinip , eğitim alanınadaki her türlü dış ilişkiyi etkin bir şekilde kurmak.
e. Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme
Denelteme, Değerlendirme ve Yönlendirme, her alan ve kademedeki eğitim–öğretim programlarında sürdürülebilir bir gelişmenin meydana gelmesi için gerekli olan 3 temel unsurdur. Bu amaçla herhangi bir denetim mekanizmasının bu 3 temel unsuru içermesi kaçınılmazdır.
Deneteme, Değerlendirme ve Yönlendirme, eğitim-öğretim programlarını hedef aldığına göre bu amaçla görevlendirilecek denetciler kadrosu da her alan ve kademedeki eğitim-öğretim programları dikkate alınarak oluşturulmalıdır.
Eğitimde temel hedeflere ulaşılması için “Araştırma – Geliştirme ve Planlama Merkezi” tarafından düzenlenen her alan ve aşamadaki eğitim-öğretim programlarının, belirlenen hedeflere ulaşıp-ulaşmadığını değerlendiren bir kurum olarak yapılandırılmalıdır. Bu değerlendirme ;
- Sorgulayıcı bir teftiş anlayışı yerine, araştırıcı bir değerlendirme anlayışı.
- Rehberlik ve görev başında eğitim.
- Şefaf ve adil
- çok ve zengin kaynaklardan beslenmiş
- Siyasi ve bireysel baskılardan uzak
- öğretmenden denetçiye , denetçiden öğretmene geri dönütlü
- Yönlendirme etkinlikleri içeren
- Eğitim sürecinin her alan ve kademesine dengelenmiş
- bir anlayışla hayata geçirilmelidir.
“Yerinden Denetim”, merkezde oluşturulan bir anlayışın, bölgelerde ve/veya kurumlarda konuşlanması ya da merkezsel anlayış uzantılarının temsiliyeti değildir. “Yerinden Denetim”, ilgili bölge ve/veya kurumlardaki bireylerin etkin olarak denetim mekanizmasının içinde yeralmasıdır.
Ancak denetimin, etkin ve sonuç alınabilir olmasının en temel fonksiyonu “İç Denetim” ve “Dış Denetim” olarak yapılandırılmasıdır. Bu bağlamda “İç Denetimin” sağlılık bir biçimde oluşturulabilmesi okullardaki “Okula Dayalı Yönetim” anlayışının hayata geçirilmesini tartışmaya açıyoruz.
f. Okula Dayalı Yönetim
Okula Dayalı Yönetim anlayışının temeli, nitelikli okul yöneticilirinin belirlenmesiyle başlar, bu amaçla öğretmenlerin atanma ve terfilerini ile ilgili hâlâ hazırda yürütülmekte olan yasal ve teknik düzenlemeler ivedilikle tamamlanmalıdır. Bunu yanı sıra okul yöneticilerinin ( müdür, müdür muavini) okul içindeki görevlerinde dikey geçişlere ve maaşsal farklılıkların da görev tahsisatı anlayışıyla belirlenmesini tartışmaya açıyoruz.
İç Denetim yapılanmasının en önemli ayağını oluşturan Okula Dayalı Yönetim anlayışı ivedilikle sağlanmalıdır. Bu anlayışla Yönetsel Birim ve Akademik Birim olmak üzere iki birimden meydana gelecek “Okul Yönetim Kurulu” her okulda kurulmalıdır. Bu amaçla :
Yönetsel Birim : Okul İdarecileri, öğretmen temsilcileri, öğrenci temsilcileri ve okul aile birliği temsilcilerinden oluşan, okulun akademik program ve etkinliklerinin dışında kalacak her türlü yönetsel faaliyeti yürütmek ve bu alanda karşılaşılan sorunların çözümünde aktif rol almak görevlerini yerine getirecektir.
Akademik Birim :Okul idarecileri ve Alan/Bölüm Şefleri ve/veya Zümre Başkanları’nın oluşturacağı birimdir. Şefler, ilgili alan/bölüm veya zümrenin her tülü akademik programların ve faaliyetlerin yürütülmesinden sorumludur. Böylelikle kendiliğinden doğan bir iç denetim, her türlü akademik programın ve aktivitenin uygulaması aşamasında çıkabilecek bir çok sorunu, hemen çözebilme yeteneğine sahip olacaktır.
Okulda Dayalı Yönetim anlayışında ortaya koyduğumuz “Akademik Birim”in etkin ve verimli olarak hizmet veremesi Genel Orta öğretim ve Mesleki Teknik öğretim Dairelerine bağlı okullarda ihtiyaç duyulan Alan/Bölüm Şef’lerinin ivedilikle atanması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.
g. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı örgütlenmesi
4.4. Eğitim-öğretim Birimlerinde Yeniden Yapılanma
a. Zorunlu Eğitim
Anayasamıza göre “Her çocuk kız erkek ayrımı yapılmaksızın onbeş yaşına kadar zorunlu, onsekiz yaşına kadar da üçretsiz öğrenim hakkına sahiptir.” ilkesi açıkca belirtilmektedir. Bu yasa uyarınca zorunlu eğitim, “okul öncesi eğitim” döneminden başlayarak çocuğun onbeş yaşına kadar olan eğitim sürecini işaret etmektedir.
Bu bağlamda “Zorunlu Eğitim ; tabloda da gösterildiği gibi 11 yıllık bir dönemi kapsayacak biçimde düzenlenmelidir.
Zorunlu Eğitim Dönemi
b. Okul öncesi Eğitim
Genel Eğitim Sistemi’nin tabanını oluşturan, Okul öncesi Eğitim’in temel amacı, aile, okul ve temel sosyal davranışlar arasındaki bağlantıyı kurabilmesini sağlayarak, çocuklara gerekli güven duygusunu kazandırmak ve onları formal eğitime hazırlamaktır.
Doğumdan itibaren 48 ayı tamamlayan çocukların Okul öncesi Eğitim’i, Zorunlu Eğitim kapsamına alınarak , Temel Eğitim’den önce en az iki yıl olarak düzenlemelidir.
Doğumdan itibaren 48 ayı tamamlamayan ve Zorunlu Eğitim kapsamına girmeyen Okul öncesi Eğitim kurumlarının da, hem sağlık ve güvenlik bakımından hem de uygulanan aktiviteler açısından tamamen devlet kontrolü altında hizmet verir şekilde düzenlenmelidir.
c. Temel Eğitim
Zorunlu Temel Eğitim, Eğitimde belirlenen hedeflere ulaşılmasında, kalite ve verimliliğin artırılması bağlamında öğrencilerin 15 yaşına kadar kesintisiz Temel Eğitim alması sağlanmalıdır. Bu kapsamda öğrencilere temel becerilerin kazanılması yanında, bir üst kademedeki eğitim programlarına ve özel hedeflerine hazırlayan, meslek seçimlerini kendi yetenek ve ilgi alanları doğrultusunda seçebilmelerine olanak tanıyan eğitim programları ve rehberlik çalışmalarının ağırlıklı olarak yer alacağı, İlkokul öğrenimini ve Ortaokul öğrenimini içine alan eğitim dönemidir.
Şöyle ki :
A Kısmı
Temel Eğitim
1. Kademe
İlkokul :1. Sınıf
2 . Sınıf
3. Sınıf
B Kısmı
4. Sınıf
5.Sınıf
Temel Eğitim
2. Kademe
Ortaokul 6. Sınıf
7. Sınıf
8. Sınıf
Yukarıda belirtilen, Temel Eğitimin her kademesinde öğrencinin, ilgili eğitim öğretim programlarının özel hedeflerine ulaşmaması durumunda, veli ile birlikte yürütülecek rehberlik ve yönlendirme çalışmaları sonucunda, öğrencinin bir üst kademeye geçmemesi, sınıf tekrarı ve/veya ek programlarla desteklenmesi için gerekli düzenlemeler hayata geçirilmelidir. özellikle Temel Eğitim 1. Kademede,1.ve 2. sınıflarda bulunan öğrencilerin tüm eğitim süreci içerisinde etkili bir izleme programı ile takip edilerek temel okuma-yazma bilgi ve becerilerini kazanamayan öğrenciler için gerekli her türlü destek program hayata geçirilerik 3. sınıfın sonunda “A-Kısmı”nın gerekli hedeflerine ulaşması sağlanmalıdır
Temel Eğitim 1. Kademe, “B-Kısmı”nda ise öğrenciler, temel fen, matematik ve sosyal becerileri ile yabancı dil eğitiminin temel bilgileri kazandırılması amaçlanmalıdır.
i. Temel Eğitim 1. Kademe ( İlkokul )
Çoçuklarda beyin fonksiyonlarının gelişimi, bir başka deyişle zihinsel beceriler okul çağına gelmeden önce gelişmeye başlar. Tıp ve eğitim fizyolojisi alanında yapılan birçok çalışma beyin hücreleri ile diğer hücreler arasındaki bağların biyolojik anlamda kurulmasının büyük bir bölümünün 3 yaşına kadar olan sürede tamamlandığını ortaya koymuştur. Bu bağlar kişilerin yaşadıkları deneyimleri ve öğrenmeleri kolaylıkla hatırlamalarını ve bir dahaki sefere süratli bir biçimde benzer becerileri hayata geçirmelerini kolaylaştırmaktadır. On yaşına kadar bu bağların bir araya gelmesi ile bir ağ dokusu oluşmakta ve bu çoçuğun ileriki akademik yaşamını belirleyebilmektedir (DeBord, 1997; Shore, 1997). Bu sebeple bu süreye kadar olan dönemde öğrencilere kaliteli ve verimli eğitim-öğretim ortamları sunmak oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu süreç içerisinde öğrencilerin başarıyla yerine getirebildikleri ve sorun yaşadıkları akademik ve sosyal becerilerin saptanması ve özellikle sorun yaşanan alanların üstesinden gelmek için plan ve programların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Araştırmalar gözden geçirildiği zaman 10 yaşın, yani ilkokul 5.sınıf düzeyinin, bir dönüm noktası gibi algılababileceği ortaya çıkmaktadır. Bu durum öğrenci başarısı hakkında yapılacak incelemelerin ve alınacak kararların daha erken yaşlarda başlatılması gereğini desteklemektedir. İlkokul programı anasınıf düzeyiyle birlikte düşünüldüğünde ilkokul 2.sınıfa kadar öğrencilerin birçok yönden izlenmesi ve ilkokul 3.sınıf düzeyinde öğrenci hakkında daha ciddi kararlar üretip bir sonraki okul yaşamı için bazı önlemler alınması öğrencilerin ileriki yaşamları için oldukça önemlidir.
Burda bahsedilen öğrenme güçlükleri fiziksel, zihinsel ya da çevresel engellerden dolayı ortaya çıkan öğrenme güçlüklerinin dışında olanlardır.
Dil / Matematik ve Sosyal Bilgiye Dayalı öğrenme Güçlükleri :
· Okuma ve yazmaktan kaçınma / problem yaşama
· Hatalı okuma eğiliminde olma
· özetleme güçlüğü çekme
· Okuduğunu anlama güçlüğü çekme
· Konualanı kitaplarını anlama güçlüğü çekme
· Açık-uçlu sorularla problem yaşama
· Sürekli zayıf telaffuz güçlüğü çekme
· Soyut kavramları anlama güçlüğü çekme
· Kompozisyon yazma güçlüğü çekme
· Yabancı dil öğrenme güçlüğü çekme
· Matematiksel becerileri uygulama güçlüğü çekme
Dikkate / Planlı Olmaya Dayalı öğrenme Güçlükleri:
· Planlı olma güçlüğü çekme
· Sınav biçimleri ile ilgili sorun yaşama (özellikle çoktan seçmeli)
· Sınıf ve sınav ortamlarında yavaş olmaktan dolayı sorun yaşama
· Zayıf not tutma becerilerine sahip olma
· Yapılan işi tekrar kontrol etme, gözden geçirmekten kaçınmaktan dolayı sorun yaşama
Sosyal Davranışa Dayalı öğrenme Güçlükleri :
· Eleştirilmekten hoşlanmama
· Katılım ve dönüt vermekten kaçınma
· Birlikte hareket etme, uzlaşmadan kaçınma
· Akranlarının baskılarına karşı direnememe
· Başkalarının fikirlerini anlamaktan kaçınma
öğrenme Güçlükleriyle Başetme
İkinci maddede sözünü ettiğimiz güçlükleri ortaya çıkaran birtakım ölçme ve değerlendirme etkinlikleri sonrasında bunları ortadan kaldırabileceğimiz programları hayata geçirmek gerekmektedir. Bu uygulamalar toplu halde yapılabileceği gibi özellikle öğleden sonra yapılacak birtakım uydu programa uygulamalarıyle bireysel ya da küçük gruplar halinde de yapılabilir.
öğrenci izleme ve rehberleme-düzeltme akışı şekilde gösterildiği gibi olabilir. Ana sınıftan başlayarak, 5. sınıfın sonuna kadar aşağıdaki şemada gösterildiği gibi yatay ve dikey değerlendirmelerle öğrencinin ilerlemesi sağlanmalıdır. öğrenci izleme ve rehberleme-düzeltme akışı sırasında özel eğitim ihtiyac duyan öğrencilerin de tesbit edilmesi mümkün olabilmekte ve sağlıklı bir yönlendirme yapabilme imkanı ortaya çıkmaktadır.
ii. Temel Eğitim 2. Kademe ( Ortaokul )
Temel Eğitimin son kademesini oluşturan bu üç yıllık eğitim, aynı zamanda orta eğitimin ilk üç yılını oluşturmaktadır. Bu nedenle, hem yüksek öğrenimi hedefleyen öğrenciler için seçecekleri Alan/Bölümlerde gerekli olan tüm temel bilgi ve beceri kazandıran hem de yüksek öğrenimi hedeflemeyen öğrenciler için seçecekleri mesleklerle kendilerini tanıştırmayı amaçlayan ders programları, 3 yıllık bu eğitim sürecinde yer almalıdır.
Ancak bu programlar uygulanırken rehberlik hizmetleri ve bu rehberlik hizmetlerinin sonuçlarını doğrultusunda yapılacak olan yönlendirilme ön planda tutularak eğitim öğretim programlarının sayısı ve içeriğinin yeniden düzenlenip öğrencilerin bilgi yüklenmesi değil, akıl yürütme, düşünme, sorgulama, araştırma ve grub çalışması yapabilme yeteneklerinin kazandırılması eğitim-öğretim programlarının özel hedefleri olarak belirlenmelidir.
Zorunlu Temel Eğitim’in 8. yılına denk düşen bu kısımdaki eğitimini tamamlayan öğrenciler (ortaokul mezunları) Temel Eğitim 2. Kademe’de (6.7. ve 8.sınıflarda) ölçme-değerlendirme başarıları sonucunda Temel Eğitim sonundaki hedeflere ulaşıp ulaşmadığını ve bundan sonraki öğretimlerinde seçecekleri Alan/Bölüm, Yabancı Dil, Sanat Eğitimi ve Meslek Eğitiminin hangisine yönelebileceği, rehberlik hizmeti ile birlikte karar verilmesi sağlanmalıdır.
d. Genel Orta öğretim
Genel Orta öğretim, Temel Eğitimin 2. Kademesinin bir devamı olarak düşünülmeli ve her türlü eğitim-öğretim programı ve bu programların öğrenciye ulaştırılması bu düşünce doğrultusunda şekillendirilmelidir.
Temel Eğitim’i tamamlayan öğrencilerin 8. yıl sonunda, tam ve etkili bir yönlendirme ile öğrencilerin devem edecekleri eğitim dönemidir. Bu dönemdeki eğitim süreci “Rehberlik ve Yönelendirme” sınıfı ile birlikte 4 yıllık bir eğitim sürecini öngören, 4 farklı statüdeki liseleri içermektedir.
1. Liseler ( çok Amaçlı Liseler )
2. TMK ( Yabancı Dilde Eğitim Veren Lise )
3. Güzel Sanatlar Lisesi ( özel Yetenek Gerektiren Liseler )
4. Meslek Liseleri ( Mesleki Teknik öğretim )
Okul ihtiyaçları ve çalışma formatları açısından, yukarıda belirtilen okulların; “çok Amaçlı Liseler” ve “Yabancı Dilde Eğitim Veren Lise”nin Genel Orta öğretim Dairesi bünyesinde, “özel Yetenek Gerektiren Liseler” ve “Meslek Liseleri” Mesleki Teknik öğretim Dairesi” bünyesinde yeralması daha doğru bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor.
Liseler : İlk yılı “Rehberlik ve Yönlendirme” sınıfı olarak programlanacak 4 yıllık eğitim ve öğretim kurumlarını anlatır. Bu kurumlar, Hazırlık Sınıfı’ndan sonra öğrencilerin seçecekleri “Fen Bilimleri”, “Sosyal Bilimler”, Türkçe-Matemetik” ve “Yabacı Dil” Alan/Bölümlere göre Yüksek öğrenime hazırlamayı hedefleyen çok amaçlı liselerdir.
Hazırlık Sınıfı : “Rehberlik ve Yönlendirme Sınıfı” olarak adlandırılan bu sınıfta, 8. yıl sonunda rehberlik hizmetleri neticesinde seçecekleri Alan/Bölüm için gerekli olan tüm temel bilgi, beceri ve yetenklerinin kazandırılacağı, öğrencileri ilgili Alan/Bölüm için hazır hale getirmelerini amaçlayan programlar yer almalıdır.
Güzel Sanatlar veya Meslek Grublarına ilgi duyan ve bu yöndeki beceri ve yeteneklerini geliştirmek isteyen öğrencilerin, verimli bir Rehberlik hizmeti ile bu alanlarda eğitim veren liselere yatay geçiş yapmasına olanak sağlayan biçimde düzenlenmelidir.
Fen Bilimleri Modülü, Sosyal Bilimler Modülü, Yabancı Dil Modülü, Meslek Grublar Modülü ve Genel Modül olmak üzere 5 temel modülden oluşacak Rehberlik ve Yönlendirme Sınıfı, rehberlik hizmetleri neticesinde öğrencinin gideceği ilgili okulda yapılandırılmalıdır. Her ne sebeple olursa olsun her hangi bir Alan/Bölüm ya da Mesleki Teknik öğrenime yönlenemeyen öğrencinin yüksek öğrenimi hedeflemesi durumunda çok amaçlı liselerde yapılandırılan Rehberlik ve Yönlendirme Sınıfının, “Genel Modül” programına alınması ve 9. yıl sonunda bu programdaki başarısı oranında, velisi ile işbiliriği içerinde öğrencinin yönlendirilmesi sağlanmalıdır.
T.M.K. : Türk Maarif Koleji, geleneksel yapısını koruyarak temel amacı 3. ülke yüksek öğrenimine öğrencileri hazırlamak olan kurumdur. İlk yılı Hazırlık Sınıfı olarak düzenlenecek ve yoğun bir Yabancı Dil Eğitimi’nin yanında, öğrencinin ihtiyaç duyacağı temel bilgi ve becerilerin kazandırılacağı programlar yeralacak. Hazırlık Sınıfı sonrası uygulanacak ders programları ile öğrencileri G.S.S.E. , TOEFL, International Bacalorya ve IELTS sınavlarına hazırlayacak biçimde düzenlenmelidir.
T.M.K’nın temel hedefi, ülkemiz ve Türkiye dışındaki 3. ülke yüksek öğrenimine öğrenci hazırlamak olmasına rağmen, bu okula yoğun talep olması beklenebir. Bu nedenle, öğrenci kayıtları bir sıralama sınavı sonucunda yapılması gündeme gelebilir. Ancak bu durumda öğrencilerde aranacak Yabancı Dil bilgisinin yanında temel eğitimdeki kazandırılması hedeflenen tüm programlarının dengeli bir dağılımı içeren kullanım becerisi olmalıdır. Ayrıca bu sınav “Hazırlık Sınıfın”a kayıt yaptıran öğrencilerin Yabancı Dil bilgi ve becerilerine göre grublandırılmasına da olanak tanımalıdır.
e. Mesleki Teknik öğretim
Mesleki Teknik öğretim, yeni oluşacak ekonomik yaşamın ihtiyaç duyacağı, nitelikli insan gücünü yetiştirmeyi amaç edinmeli ve kendi içine dönük yapısından uzaklaşarak iş yaşamındaki ilgili tüm sektörlerle tam bir işbirliği içerisinde olacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
Meslek Liseleri : ülkenin çeşitli meslek grupları için ihtiyaç duyulan nitelikli eleman yetiştirmeyi amaçlayan, bunu yanında gerekli modüller ve/veya yüksek öğrenime yönelik sınıfsal gruplarla, kendi alanında yüksek öğrenimi hedefleyen öğrencilerin için gerekli bilgi ve beceriyi kazanmasına olanak tanıyan Hazırlık Sınıfı ile birlikte 4 yıllık eğitim-öğretim kurumlarıdır. Genel olarak Meslek Liseleri olarak adlandırılan bu kurumlar Mesleki Teknik öğretim bünyesinde detaylı olarak irdelenmiştir. Bu liseler :
a) Meslek Liseleri
b) Ticaret ve Turizm Meslek Liseleri
c) Endüstiri Meslek ve Teknik Liseleri
Güzel Sanatlar Lisesi : Güzel Sanatlar için özel yeteneği olan öğrencilerin, bu becerilerini geliştirmesi ve ilgili alanlarında bilgilendirilmelerini sağlayarak, öğrencileri Güzel Sanatlar Akademilerine hazırlayan Hazırlık Sınıfı ile birlikte 4 yıllık eğitim-öğretim veren kurumlardır. Bu tür özel yetenek gerektiren okullara birçok Avrupa ülkesinde özel statü verildiğini görebilmekteyiz. Benzer yapılanmalara gitmek bu okulun daha nitelikle bireyler yetiştirmesine olanak tanıyacaktır. özel yetenek gerektiren özel statülü bu tür okulların, ihtiyaçları ve eğitim-öğretim uygulamaları açısından daha etkin ve verimli çalışabilmeleri için Mesleki Teknik öğretim dairesine bağlanmasını tartışmaya açıyoruz.
Mesleki Teknik öğretim Dairesi’nin bünyesinde çalışacak, tam katılımcı ve demokratik bir anlayışla oluşturulacak “Okul–Sektör Kurulu” kurulmalıdır. Belirlenecek periyotlarla bu kurulun yapacağı çalışmalar sonrasında ortaya çıkacak raporlar doğrultusunda Mesleki Teknik öğretim yönlenerek, süreçler içerisinde kendini güncelleyebilme imkanına sahip olmalıdır. özellikle Temel Eğitim’in son kademesinde, öğrencilerin meslek grubları ile tanışmalarını sağlayacak eğitim-öğretim programları yer almalıdır. öğrencilerin bu konulardaki ilgi, beceri ve yetenekleri ön plana çıkarılarak, veli ile işbirliği halindeki etkin bir rehberlik hizmeti ile yönlendirilmeleri sağlanmalıdır.
Bu amaçlar doğrultusunda Mesleki Teknik öğretim, aşağıda belirtilen temel ilkeler bağlamında yeniden yapılandırılmalıdır.
1. üretim İçinde, üreterek, üretim İçin Eğitim
2. Mesleki Teknik Eğitim Sürecinde Yönlenme
3. Okul-Sektör İşbilirği İçinde Eğitim ( İkili Sistem )
4. Modüler Eğitim
5. Yaşam Boyu Eğitim
6. Verimliliğe Dayalı, Kalkınma Hedeflerine Uygun Eğitim
7. Meslek Tanımlamalarının ve Statülerinin Belirlendiği Eğitim
8. Finansmanının Karşılandığı Eğitim
1. üretim İçinde, üreterk, üretim İçin Eğitim : Mesleki Teknik öğretim’deki öğrencilerin motivasyonunu artıran ve öğrenilen bilgilerin soyut kalmaktan kurtarıp, yaşamın bir parçası haline getiren en temel Mesleki Teknik öğretim ilkesidir. Bu sayede :
v Piyasanın ihtiyaçlarına cevap verecek gerekli bölümler veya modüller okul bünyelerine kazandırılacak.
v Tüm alanlarda,hedefine ulaşan eğitim programının, verimli ve kaliteli üretimi oluşturduğu, öğrenci tarafından somut olarak gözlemlenmiş olacak.
v Bilimsel çalışmanın önemi ön plana çıkacak.
v Atöyle çalışmalarının hedefleri, sektöre artı değer olarak yansıması sağlanmış olacak.
2. Mesleki Teknik Eğitim Sürecinde Yönlenme : Meslek liselerinde eğitim-öğretim uygulamalarının tümü, “öğrencinin ilgili meslek alanındaki yüksek öğrenimi hedefleyen programlar” ile “o sektördeki piyasa çalışma koşullarını hedefleyen programlar” olarak iki temel pakette grublandırılmalıdır. Eğitim-öğretim programları, bu iki grup arasında her alan ve kademedeki yatay geçişe olan verecek şekilde düzenlenmelidir. Yüksek öğrenim Paket programında, matematik, fizik, kimya, ingilizce gibi öğrencilerin yüksek öğrenime geçişte daha çok ihtiyaç duyacakları öğretim programları yoğunlaştırmalıdır. çalışma Yaşamı Paket programında atölye derslerinin ve diğer uygulamalı öğretim programlarının yoğunluklu olarak yeralması sağlanmalıdır.
3. Okul Sektör İşbirliği İçinde Eğitim ( İkili Sistem ) : “Okul – Sektör Kurulu” oluşturulmalı ve periyodik dönemlerde, tüm eğitim süreçlerinde gerekli çalışmaları yapmalıdır. “Okul-Sektör Kurul”u, Mesleki Teknik öğretim ile Sektörler arasındaki işbirliğini sağlayarak, birbirlerinin ihtiyaçlarına yanıt vermesini olanaklı hale gelecektir. Bu bağlamda Stajların etkin, verimli ve geri dönütlü olabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler hayata geçirilmesi de kaçınılmaz olacaktır. Bu sayede:
v Piyasanın ihtiyaçlarına yanıt veren nitelikli isan gücü yetiştirmesi sağlanmış olacak.
v öğrencilerin sektördeki farklı ve yeni teknolijik gelişmelerle tanışma ve bunları öğrenme fırsatını yakalamış olacak.
v öğrencilerin mezuniyetleri sonrasında, tercih edilebilirlikleri çoğalarak artacak.
v Yaşama, üretime ve gerçek iş yaşamaına dönük eğitim anlayışı içerinsinde, öğrenci mesleğine sahip çıkma hissi kazanacak.
v Okul – sektör ilişkisi ve okul – piyasa denkliği sağlanmış olacak.
4. Modüler Eğitim : Yasal düzenlemelerle ve sektörlerdeki endüstriyel büyüklükler dikkate alınarak modüler eğitim yapılandırılması, öğrecinin genel başarısını gösteren diplomasının yanı sıra, ilgili modüldeki uzmalığını gösteren uzmanlık belgesi ile birlikte iş yaşamına katılması, meslek grublarının belirlenmesi açısından önem taşımaktadır. Ayrıca Mesleki Teknik öğretimin genel hedeflerine ulaşması için gerekli yetenek ve becerilere sahip olmayan öğrencilerin, uygun eğitim kapsamındaki Pratik Sanat Okullarına yönlendirilerek başarılı olabilecekleri modüllerden gerekli belgelerle iş yaşamına geçişleri sağlanmalıdır.
5. Yaşam Boyu Eğitim : Her sektördeki insan gücü, ihtiyaç duyduğu anda ilgili meslek grubu hakkında bilgilerini yenileyebilmelidir. Eğitim almış emeğin önemini artıracak düzenlemelerle, çalışanların yetenek ve bilgi seviyesini gösteren belegeler aracılığı ile iş yaşamında tercih edilebilirliğini artırılmalıdır. Bu bağlamda, iş yaşamındaki her birey, tüm yaşamı boyunca yaş sınırı olmaksızın, mesleğindeki yeni bilimsel ve teknolojik gelişmeleri öğrenmesi, sektörü ile ilgili her türlü çevresel faktörlerle tanışabilmesi için Yaşam Boyu Eğitim etkin bir biçimde hayata geçirilmelidir.
6. Verimliliğe Dayalı, Kakınma Hedeflerine Uygun Eğitim : Mesleki Teknik öğretim, yukarıda bahsettiğimiz “İkili Sistem” yapılanmasını oluşturarak okul sektör işbirliği içerisinde, yeterli sayıda, ilgi ve yetenekleri meslek grublarına yatkın öğrenciler sisteme kazandırılmalı. Bölgelerin ihtiyaçları dikkate alınarak Alan/Bölümler belirlenmeli. Tüm yatırımlar ve uygulamaların geri dönüşümlü olması dikkate alınmalı. Eğitim kurumlarındaki idarecilerin, Mesleki Teknik öğretim ihtiyaçlarını bilen ve nitelikli öğretmenlerin ilgili görevlere getirilmesi yasal düzenlemerle sağlanmalıdır.
7. Meslek Tanımlamalarının ve Statülerinin Belirlendiği Eğitim : Meslek tanımlamalarının yapılıp, uzmanlık belgesi sahibi, eğitim almış insan gücü ve Mesleki Teknik öğretim’te yer alan eğitim-öğretim programlarının hedeflerine ulaşmış bireylerin statüleri belirlenerek, iş dünyasında yeralması sağlanmalıdır. Gerek vatandaşlarımızın gerekse diğer ülke vatandaşlarının, ülkemizdeki iş hayatında yer alabilmeleri için ilgili meslek alanındaki beceri, yetenek ve bilgilerini gösteren belgelerinin aranması gerekliliği büyük önem taşımaktadır.Bu amaca yönelik olarak bir çok sosyal sorunu da çözüme kavuşturacak ilgi tüm yasal düzenlemeler ivedilikle gerçekleştirmelidir.
8. Finansmanının Karşılandığı Eğitim : Mesleki Teknik öğretim, yüksek finansman gerektiren bir eğitim alanıdır. Bu nedenle öncelikle genel olarak bütceden eğitime ayrılan payın , gelişmiş ülkelerde olduğu gibi %20 seviyelerine çekilmeli ve bu pay içerisindeki dağılımında da en büyük oranın eğitim yatırımlarına ayrılması gerekliliği vardır. “çıraklık ve Mesleki Teknik Eğitimi Geliştirme Fonu” gibi özellikle Mesleki Teknik öğretim’e yönelik kurulan fonlar aktif hale getirilerek sabit ve sürekli bir kaynak yaratılmalıdır. Mesleki Teknik öğretim’i yukarıda önerilen ilkeler ışığında üretime dayalı hale getirip sözkonusu fonların çalıştırılması sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra özel koşullar taşıyan bazı bölüm ve sektörler için döner sermaye uygulamaları, etkin bir biçimde kullanılmak koşulu ile hayata geçirilebilinir.
f. Yüksek öğrenim
ülkemizde yer alan üniversitelerin bilgi üreten ve ürettiği bilgiyi çeşitli alanlara yayan kurumlar olarak, düzeylerinin yükseltilmesi teşvik edilmelidir. Bu amaçla üniversitelerimizin altyapı, tesis, donanım, kadrolar ve özellike etkin eğitim-öğretim programları yönünden çağdaş düzeyi yakalamaları için gerekli tüm yasal düzenlemelerin ivedilikle yaşama geçirilmesi sağlanmalıdır. Bunun yanında, üniversitelerimizde yer alan alan/bölümler, eğitim-öğretim programları ve bu programlara yerleştirilen öğrencilerin yeterlilikleri ve nitelikleri ticari zihniyetten uzak, ülke koşullarına, planlamalara ve belirlenen hedeflere yönelik olarak gerçekleştirilmesi için gerekli tüm yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
Yukarıda bahsedilenler amaçlar doğrultusunda YöDAK ( Yüksek öğrenim Denetleme ve Akreditasyon Kurulu) Yasası’nın ivedilikle güncelleştirilmesi sağlanmalıdır.
Burada gözetilmesi gereken temel ilkeler ;
v YöDAK’ın siyasetten arındırılarak tamamen bir akademik kurul halini alması.
v Akademik kariyerleri en üst düzeyde olan kişi ve/veya kişiler tarafından yönetilmesi.
v ülkemizde eğitim veren tüm Yüksek öğrenim Kurumları’nın adil temsiliyetini içermesi.
v Kararlarının, ülkemizdeki tüm Yüksek öğrenim Kurumlarını (ünviversiteleri) bağlayıcı ve yaptırım uygulayıcı nitelikte olması.
v Ticari zihniyetten uzak, tamamen kaliteli, nitelikli ve dünya standartları ölçüsündeki eğitim anlaşını destekleyen bir misyon yüklenmesi.
ö.S.S. sistemine endeksli yüksek öğrenim yapılanması, eğitim sistemimizde var olan bir çok sorununun temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle Türkiye’deki ilgili kurumla gerekli her türlü iletişim ve istişare sağlanarak, ö.S.S. sistemi terk edilip, Devlet Planlama örgütü tarafından belirlenecek, ülkemiz için gerekli yüksek öğrenim alanlarına yeterli sayıda kontenjanlar alınmalıdır.
Orta Eğitimin son kademesinde ki süreci içerisinde belirli periyotlarla yapılacak yerel merkezli sınavlarların yanında, orta eğitim başarı puanında etkili olacağı, bir ölçme-değerlendirme sistemi ile hem ülkemiz üniversitelerine hem de Türkiye tarafından ülkemize verilecek kontenjan alanlarına başarılı öğrencileri yerleştirmesi sağlanmalıdır. Bu bağlamda yüksek öğrenime girişin özel ders kurumlarından ( dersaneler ) değil, okul üzerinden mümkün olabileceği bir yapılanma meydana gelmiş olacaktır.
Atatürk öğretmen Akdemisi’nin geleneksel yapısı korunarak, ilköğretim kurumları içerindeki “sınıf öğretmenliği” ve “okul öncesi eğitim öğretmenliği” alanlarında öğretmen yetiştiren bir kurum olması kökleştirilmelidir. Ancak nitelikli öğretmen kadrosunun oluşabilmesi için Atatürk öğretmen Akdemisi, yukarıda belirtilen temel misyonu yanında öğretmen geliştirme merkezi olarak da işlev görmeli ve etkin bir hizmet içi eğitim merkezi olarak kullanılabilmelidir.
g. özel Eğitim
özel Eğitim yapılanması, “Zihinsel Engelliler”e, “Bendesel Engelliler”e, “öğrenme Güçlüğü çeken öğrenciler”e ve “Hızlı öğrenebilen üstün Yetenekli öğrenciler”e yönelik 4 ana grup altında oluşturulmalıdır. özel Eğitim’de, Rehberlik ve Psikolojik Danışmalık hizmetlerinin önemi tartışılmaz bir gerekliliktir. Bu amaçla Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı bünyesinde, “Rehberlik, Psikolojik Danışmalık ve özel Eğitim Dairesi” kurulmalı ve özel Eğitim’le ilgili tüm eğitim öğretim program ve uygulamaları buradan yürütülmelidir.
Okul öncesi eğitimden başlayarak ortaöğretimin sonunda kadar , eğitimin tüm süreçlerinde öğrenciler sürekli takip edilerek özel Eğitime ihtiyaç duydukları anda, gerekli her türlü hizmeti alabilmelidirler. Engelli öğrenciler için özel eğitim kurumlarının etkin biçimde kullanılması sağlanmalıdır.
öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler için oluşturulacak gerekli eğitim programları ve süreçlerinin yanında bilimsel yöntemlerle saptanan hızlı öğrenebilen üstün yetenekli öğrencilerin de yararlanabilecekleri programlar ve bu öğrencilerin yurt dışında eğitimlerini sürdürmlerine olanak tanıyaycak düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
h. Yaygın Eğitim
örgün eğitimin herhangi bir kademesinden yararlanmamış veya örgün eğitimin herhangi bir kademesinden ayrılmış tüm yurttaşlara yaygın eğitim hizmetleri sunulmalıdır. Bu bağlamda, bölgesel ihtiyaçlara yönelik olarak konu ve alanlarda çok seçenekli programlar yaygın eğitim kapsamına alınmalıdır.
Yaygın eğitim, örgün eğitim ile birlikte birbirini tamamlayacak, gerektiğinde aynı nitelikleri kazandıracak ve birbirlerinin olanaklarından yararlanacak biçimde düzenlenmelidir.
Araştırma, Geliştirme ve Planlama Merkezi bünyesinde oluşturulacak “Yayın Eğitim Birimi”nin hazırlayıp planlayacağı programlar, ilgili Daire ile birlikte yürütülerek, “Kadın İşleri Merkezleri”, “Pratik Sanat Okulları”, “çıraklık Eğitim Merkezleri” gibi yapılanmaların yanında toplumun her kesiminin katılabileceği, bireylerin sosyal yaşamlarına uygun zaman ve mekanlarda, çok amaçlı kurs programları düzenlenmelidir.
Yaygın eğitim :
Ø çağın bilimsel, teknolojik, ekonomik sosyal ve kültürel gelişmelerini bireylere taşıyan
Ø Kısa ve uzun süreli, çok amaçlı prograları içeren
Ø Meslek grublarında ihtiyaç duyulan bilgi ve becerilerin kazandıran
Ø Etkin, verimli ve sektöre yönelik modüler eğitim
uygulamaları içermmelidir.
Böylelikle yurttaşların mesleki, sosyal, kültürel ve sanatsal yaşamda etkin biçimde yer almaları sağlanmalıdır.
4.5. Eğitim Programları
Her alan ve kademedeki eğitim-öğretim programları yukarıda belirtiğimiz, Temel Hedefler’e ulaşmayı amaçlayan ve Temel Standarlar’a sahip, ezberci zihniyetten uzak ;
ü Geçerlilik ve güvenirlik
ü Bilimsellik
ü Evrensellik ve çağdaşlık
ü Faydalılık
ü öğrenebilirlilik
ü Yerellik
ü Güncellik
ü Sosyal Gerçeklerle Tutarlılık
İlkelerine dayalı olarak geliştirilmelidir.
Bir eğitim programı Niçin öğretelim?, Ne öğretelim?, Nasıl öğretelim? ve Ne Kadar öğrettik ? basit sorularının ele alındığı dört boyutu içermelidir. Görüldüğü gibi “amaç”, “içerik”, “öğretim süresi” ve “değerlendirme” eğitim programın temel boyutlarıdır. Eğitim-öğretim programıda bulunması gereken temel özellikler de şunlar olmalıdır :
Ø Her program bir bütün ve bütün içindeki öğeler dengeli olmalıdır.
Ø Her program yeni birşeyler öğretmelidir.
Ø Her programın bir uygulama alanı olmalıdır.
Ø Her program ihtiyaçlara yanıt vermelidir.
Ø Her programın başlangıcı, gelişimi ve sonucu olmalıdır.
Ø Her program ölçülebilir standart bir başarı gerektirmelidir.
Bu özellikler ışığında her bir eğitim-öğretim programı, kendine ait özel hedefe ve süreç sonunda da öğrenciyi bir bütün olarak temel hedeflere ulaştırmalıdır.
Bu bağlamda bireyin, öngörülen “Temel Hedeflere” ulaşması için, eğitim-öğretim programlarının yeni özel hedefleri olmalıdır. Şöyle ki : Eğitim kurumlarının en temel işlevlerinden birisi de “demokrasi” ve “vatandaşlık” bilincinin kazandırılmasıdır. Kıbrıs Türkü bundan böyle aynı zamanda bir Avrupa vatandaşı olacaksa doğal olarak avrupalı olmanın bilincini ve sorumluluğunu da kazanmalıdır. Eğitim-öğretim programlarının özel hedefleri arasında, uluslararası kurum ve kuruluşların tanıtılması ve bu kurumların işlevlerinin özümsenmesi, bireysel yaşamlarını sosyal ve kültürel açıdan nitelikli ve sağlıklı olarak sürdürebilmeleri gerekleri de yer almalıdır.
Eğitim-öğretim programları, eğitim kademelerindeki yaş gruplarına uygun istendik davranış değişiklerini amaçlamalı ve yoğun, ezbere dayalı, gereksiz bilgi yüklemesinden arındırılmalıdır.
Bu olgular ışığında :
Temel Eğitim 1. Kademe :
A-Kısmı: özellikle 1.ve 2. sınıflarda tamamen “temaktik” anlayışla oluşturulacak anadilin etkin ve düzgün kullanımı için gerekli okuma-yazma bilgi ve becerileri ile matematiksel düşünüşün temel parametrelerini kazandırmayı hedeflemelidir. Bu hedeflere ulaşamayan öğrenciler için 2. ve 3. sınıflarda gerekli her türlü destek programın yanında kültürel ve estetik düşüncenin geliştirilmesini sağlayan eğitim ,öğretim programları yer almalı.
B-Kısmı: Tematik anlayışla oluşturulacak, kültürel, sosyal ve fen bilimlerinin temel bilgi ve becerilerin kazandırılması, anadilin etkin ve düzgün biçimde kullanılması, matemetiksel düşünüş, yabancı dil öğretimin temel biligileri, meslek grublarının tanıtılması ve sanatsal düşüncenin geliştirilmesini sağlayan eğitim-öğretim programları yer almalı.
Temel Eğitim 2. Kademe :
Lise düzeyinde alacağı Alan/Bölüm derslerinin temel bilgi ve uygulama becerilerinin kazandıran, öğrencinin yeteneğini ve özel ilgisini yansıtabileceği temel mesleki ve teknik beceriler kazandıran, ülkesinin zenginliklerini ve temel insan hakları, demokrasi ve vatandaşlık bilgilerini kazandıran programların yanında, etkin bir yabacı dil eğitimi, yanı sıra seçimlik olarak; ikinci yabancı dil, sanatsal, sosyal içerikli ve sportif yetenekler kazandıran eğitim-öğretim programları yer almalıdır.
(Bu bağlamda mevcut öğretim programları yanında, Meslele Tanıştırma Dersleri Grubu, Trafik, çevre Bilimi, Bilgisayar Teknolojileri, Teknolojik Tasarım, İnsan Hakları ve Demokrasi, Vatandaşlık ve AB, Turizm, Kütüphanecilik, İhtisaslaşmış Spor, Güzel Sanatlar, Sağlık Bilgisi ve Cinsel Eğitim, Almanca/Fransızca/Yunaca v.b. öğretim programları da dikkate alınmalıdır.)
Orta öğretim :
Lise’nin ilk yılı olan “Hazırlık Sınıfı”nda öğrencinin seçeceği Alan/Bölüm ve/veya Meslek grubu sınıfları için gerekli bilgi, beceri ve yeteneğinin değerlendirileceği, davranış değişiklerini gösterebilecekleri ve kendilerini geliştirebilecekleri eğitim-öğretim programları yer almalı. Hazırlık sınıfı sonrasında, öğrencinin seçtiği Alan/Bölüm’de kendisini yüksek öğrenime hazırlayacak gerekli tüm bilgi ve becerileri kazandıracak programların yanında, etkin bir yabacı dil eğitimi, etkin bir bilgisayar teknolojileri kullanımı eğitimi yanında seçimlik olarak; ikinci yabancı dil, sanatsal, sosyal içerikli ve sportif yetenekler kazandıran eğitim-öğretim programları yer almalıdır.
Mesleki Teknik öğretim’de ve diğer özel amaçlı liselerde de, ilgili okulların kendi özel hedeflerine yönelik eğitim öğretim programları yeralmalıdır.
4.6. Eğitim Süresi
Eğitimin genel süresi, eğitim yılı içindeki süresi, dönemler içindeki süresi ve gün içindeki süreleri eğitim-öğretim programlarını etkin, verimli ve özel hedeflerine ulaştıracak biçimde yeniden düzenlenmelidir.
üyesi olmaya hazırlandığımız, AB’de uygulanan haftalık ders saati ortalamaları ile ülkemizdeki haftalık ders saatleri toplamı yakın olmakla birlikte, yıllık ders günü sayımız AB üyesi ülkelerdeki ortalamanın altındadır. Benzer şekilde, AB ülkeleri ortalamalarına göre, okutulan ülke Dili, Matematik, Fen Bilgisi(Fizik, Kimya, Biyoloji) derslerinin yıllık saat tutarı ile ülkemizdeki yıllık saat tutarı bakımından yaklaşık aynı zamanları ayırdığımız görülmekte ancak Tarih, Coğrafya, Felsefe Grubu ve Yabancı Dil derslerine AB üyesi ülkelerden çok daha fazla zaman ayırdığımız, böylelikle Bilişimsel Tasarım, Müzik, Resim, İş-Teknik, Beden Eğitimi, 2.Yabancı Dil ve Kol Faailiyeti uygulamalarına da çok daha az zaman ayırdığımız görülmektedir. Bu bağlamda aşağıdaki ilkeler çercevesinde Ders Program süreleri ve içerikleri düzenlenmelidir.
ü Akademik takvim bilimsel bir içerikle düzenlemeli ve özellikle Milli Günlerin Kutlanması, uzun provaları içeren biçimlerinden uzaklaşılarak, ders kaybını en aza indirecek şekilde programlanmalıdır.
ü Kol Faaliyetlerini işlevsel hale getirip, her öğrencinin katılımı sağlanmalıdır.
ü Ders müfredatları, fazla bilgiden arındırılmalı, gerekli ve temel bilgileri içermesi sağlanmalıdır.
ü Tematik anlayış yapısı ile alan ve bölümler arasındaki uyum gözetilmelidir.
ü Hem zümreler içinde hem de zümreler arası konu birliği sağlanmalıdır.
ü Eğitim Teknolojilerini okullara taşıyarak, uygulamalı ve göresel eğitim metotları temel alınmalıdır.
ü öğrencilerin, bilgisayar odası, kütüphane, spor alanları ve serbest çalışma grublarını etkin birçimde kullanabilmelerine olanak tanıyaycak serbest zamanlar ayrılmalıdır.
4.7. Bilişim Teknolojileri
Eğitimin her alanına ve her aşamasına Bilişim Teknolojisi dahil edilmeli bu amaca yönelik tüm altyapı çalışmaları ivedilikle gerçekleştirimelidir. Bu bağlamda ;
ü “Araştırma, Geliştirme ve Planlama Merkezi” yapılandırılması içerisinde “Eğitim Teknolojileri Birimi” oluşturularak bakanlığın Bilgi-İşlem Merkezi ile koordine bir şekilde çalışarak hem bilişimsel yapıyı tüm eğitim kurumlarına yaymak hem de diğer eğitim teknolojilerinin okullarımızda etkin kullanımını sağlamalı.
ü Genel bir öğrenci Veri Bankası oluşturularak öğrencilerin, devam-devamsızlık, disiplin, sosyal faaliyetlere katılımları, ilgi ve yetenek alanları ile ölçme-değerlendirme istatistikleri düzenli olarak takip edilmeli.
ü Sürdürülmekte olan her okulun Internet ağ yapısına kavuşturulması ve Eğitim Kültür TV projesi, güncelleştirilip ivedilikle sonuçlandırılmalı.
ü “e-eğitim” yapılanmasına gidilerek, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı bünyesinde bulunan, gizli bilgiler hariç her tür ve içerikteki bilgilere tüm bireylerin Internet ortamından ulaşılması sağlanmalıdır.
ü Okulların İdari bölümleri Bilişimsel yapıya kavuşturulup, her türlü öğrenci işlemleri bilgisayar ortamında gerçekleştirilmeli ve okullar arasındaki alt yapı eşitsizlikleri giderilmeli.
Bu bağlamda ders materyalleri yeni teknolojilere dayalı, katılımcılığı ve ekip çalışmasını öngören, yorum gücünü geliştiren eğitim hedeflerine ve eğitimde yeni yaklaşımlara uygun olarak geliştirilmeli ve üretilmelidir.
Lizbon Startejisi bağlamında, 2010 yılına kadar ICT teknolojinin tüm Avrupa da etkin ve yaygın bir şekilde kullanılması amaçlanmaktadır. Dünyaya dönük bir eğitim anlayışı içerisinde bizimde ivedilikle ICT’ye gerekli önemi gösterip, “Eğitim Teknolojileri Birimi”nin bu alanda gerekli çalışmalar üzere görevlendirilmesi gerekliliği kaçınılmazdır.
Bölüm 5 :
öĞRETMEN
Eğitimin yeniden yapılandırılması, örgüt, mevzuat, bilim, teknoloji, ekonomi, sosyal değerler ve öğretmenlik mesleği bir bütünlük içerisinde tüm boyutları ile ele alınarak gerçekleştirmek mümkündür. Bu boyutların sadece bir veya bir kaç tanesini farklı şekilde yapılandırmak, soruları çözmeyeceği gibi daha karmaşık bir yapı kazandırıp, yeniden yapılanmaya karşı direnç gelişmesine neden olacaktır.
Hiç süphe yok ki nitelikli öğretmen ihtiyacı, eğitimin başta gelen sorunlarından bir tanesidir. Bu nedenle nitelikli öğretmen kadrosu yaratmak için, öğretmenlik mesleğinde genel standarların oluşmasında ;
v öğretmenliğin üstün bir meslek olduğu
v özel bir meslek yeterliliği gerektirdiği
v öğretmenlerin; eğitim, öğretim, yönetim ve danışmanlık alanarında sorumlu olduğu
v Yerel ve evrensel düzeyde mesleki esasların bir bütün olarak dikkate alınması gerektiği
olguları, öğretmenlerin yetiştirlmesinde, atanmasında ve hizmet içi eğitimlerin bilimsel, adil ve profesyonel bir anlayışla yineden düzenlenmesi vazgeçilmez unsurlar olarak hayata geçirilmelidir.
a) öğretmenin Statüsü :
“Eğitim Sistemi”de sürdürülebilir bir gelişmenin sağlanabilmesi için öğretmenlerin statülerinin belirlenmesi ve korunması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. öğretmenlerin statüleri, Birlşemiş Milletler Bilim ve Kültür örgütü Genel Konferansı’ncada kabul edilen aşağıdaki ilkeler doğrultusunda geliştirilmelidir.
v öğretmenlerin statüsü, eğitim alanında ulaşılacak amaç ve hedefler göz önüne alınarak, bu konudaki gereksinmelere yakışır (uygun) olmalıdır; bu amaç ve hedeflere ulaşılması için, öğretmenler hakça bir statüden yararlanmalı ve öğretmenlik mesleği, hak ettiği kamusal saygınlığı görmelidir
v Mesleksel süreklilik (istikrar) ve istihdam (iş) güvencesi, öğretmenin yararı için olduğu kadar öğretiminki için de kaçınılmazdır ve bunlar, eğitim sisteminin bütününün ya da bir bölümünün örgütlenişinde değişiklikler yapıldığı zaman bile güvence altına alınmalıdır.
v öğretmenler, mesleksel durumlarını ya da kariyerlerini etkileyecek nitelikteki keyfi eylemlere karşı etkili bir biçimde korunmalıdır.
v öğretmenlerin yetiştirilmesi ve istihdamı, ayrımcılığın soy, renk, cinsiyet, din, siyasal görüşler, toplumsal ya da ulusal köken, ekonomik durum temellerine dayalı hiçbir biçimine yol açmamalıdır.
v öğretimin ilerlemesinde büyük ölçüde öğretmen kitlesinin niteliklerini ve yeteneğine bağlı olduğu kabul edilmelidir.
v Geleceğin öğretmenlerinin yetiştirilmesine giriş politikasını saptarken, gerekli moral, düşünsel ve fiziksel nitelikler taşıyan ve istenilen bilgilere ve beceriye sahip yeterli sayıda öğretmen kadrosu oluşturulması hedeflenmelidir.
v öğretmenlerin yetiştirilmesine ve yetkinleştirilmesine ilişkin önlemlerin, bölgesel ya da uluslar arası çerçevede sağlanan teknik ve mali işbirliği sayesinde geliştirilebilmesi ve tamamlanabilmesi sağlanmalıdır.
b) Hizmet İçi Eğitim: öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri; uygulamalı ve tüm yıla yayılan geniş sürelerle, planlı ve programlı, bilimsel ve profesyonel bir anlayışla oluşturularak, akademik takvimde yer almalı, öğretmenlerin yükselmelerinde ve ödüllendirmelerinde önemli kıstaslar haline getirilmelidir.
Tüm unsurları düşünülmüş, çok yönlü bir yapılanma ile oluşturulan Hizmet İçi Eğitim’leri, genel eğitim sistemin temel yapı taşlarından birini oluşturmaktadır.
c) çalışma Koşulları ve örgülülük : öğretmenlerin, doğrudan veya sendikal mücadeleleri sonucu sahip olduğu, kazanılmış her türlü hakkı korunarak ve geliştirilerek “Yeni Eğitim Sistemi” yapılandırılmasının, vazgeçilmez en temel öğesi sıfatıyla katılımcı bir anlayışla yer alması sağlanmalıdır.
öğretmenlerin çalışma koşulları, eğitimin en yüksek derecede etkililiğini sağlayacak nitelikte olmalı ve öğretmenlere, kendilerini tümüyle mesleksel uğraşlarına adama olanağı vermelidir
Eğitim sürecinin en önemli öğelerinden biri öğretmendir. öğretmen eğitimde belirlenen hedeflere ulaşılmasında en büyük yol göstericidir. çağdaş anlamda öğretmenin sahip olması beklenen nitelikler yeni teknolojiler ile beraber daha da çeşitlenmiştir. Ancak öğretmen eğitimde her zaman vazgeçilmezdir. En iyi öğrenme aracı bile öğretmenin etkisinden çok uzakta kalmaktadır. Bu nedenle eğitim sistemini içirisinde öğretmenin yeri ve önemi çok iyi kavranmalı, görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi için gerekli en üst düzeydeki koşullar ona sağlanmalıdır.
öğretmenin, sosyal yaşam anlayışına göre sahip olduğu yasal haklarının yanı sıra görev başında kendini yenilemesi için, etkili kaynak kullanımı, ekip çalışması yapması, farklı ve zengin bilgi odaklarına ulaşması ve diğer bilgi alış-verişi etkinliklerini gerçekleştirilmesi için eğitim süreci içerisinde gerekli tüm koşullar ve haklar öğretmene kazandırılmalıdır.
d) Temel üçret Politikası: Hemen hemen gelişmiş tüm dünya ülkelerinde öğretmenlerin aldığı maaşlar, ulusal gelir ortalamasının üzerindedir. Sürdürülebilir gelişmenin sağlanabilmesinde çok önemli yer tutan her alan ve kademedeki öğretmenlik mesleğinin saygınlığının korunması esas alınmalıdır. Okul öncesi Eğitim den, Yüksek öğrenim’e kadar tüm eğitim süreçlerinde, akademik yapıya benzer bir anlayışla, üst kademe yöneticileri, doktorlar ve öğretmenler sıralaması dikkate alınarak bir maaş sisteminin oluşturulması göz ardı edilmemelidir.
Gerek örgün eğitim, gerekse yaygın eğitim kapsamında öğretmenlerin mevcut görevleri dışında verilecek her türlü ek görevin, anlamlı, sosyal yaşam koşullarına uygun ve adil bir ek üçretle ödenmesi gerekliliği tartışılmazdır.
Bölüm 6 :
EĞİTİM FİNANSMANI
Eğitim finansmanın, ulaşılmak istenilen eğitim düzeyinin yakalanması için gerekli olan kaynakların yaratılması olarak alıgılanmalı ve eğitime ayrılacak her türlü finansmanın uzun vadeli bir yatırım olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bu amaçla ;
1. Eğitim Fonu Yasası çıkarılarak, bu fonun oluşturlmasında Gelir Vergisi ve İthal Edilen Tüketim Malzemelerinden paylar alınması ile oluşturulması:
· Fona aktarılacak bu payların %2 oranında olması.
· Her okulun kendine ait bir bütcesinin oluşturularak;
– Okullardaki öğrenci sayıları ile bire-bir orantılı olarak fondan okul bütcelerine kaynak aktarılması.
– Bu oranın meslek liselerine bire-birbucuk olarak düzenlenmesini
öneririz.
2. Bütçeden Eğitime ayrılan payın %20 seviyesine çekilerek burdan gelen kaynağın personel giderleri oranına denk bir oranda Alt Yapı ve Bilişimsel ortamın yapılandırılmasında kullanılmalıdır.
3. Eğitimimizi AB standarlarına kavuşturmak için gerekli tüm projeleri ivedilikle hazırlayıp bu projelerin hayata geçmesi için AB’nin ilgili yapısal ve destek fonlarından yararlanılmalıdır.
4. Okul Aile Birlik’leri “para bulma” misyonundan kurtarılıp, gerçek işlevini yerine getirmesi ortamı sağlanmalıdır.
5. Mesleki Teknik öğretim’in ilgili alanlarına özel sektörün ekonomik katkısı sağlanmalıdır.
6. Okul Bütcelerinin oluşturulması ve gelir- gider kalemlerinin gösterilmesi.
Sonuç :
çok yakın bir zaman dilimi içerisinde Avrupa Birliği’ndeki yerimizi almayı hedeflemekteyiz. Bu olgu sonucunda daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla rekabet ve daha fazla bilgi ile karşı karşıya kalacağız demektir. Bu olguları geliştirmek, yaygınlaştırmak ve özümsemek eğitimin işidir. Bütün bunlara hazırlıklı olmanın yolu, “eğitimi” hazır hale getirmekten geçmektedir. Bu nedenle hiç vakit kaybetmeden “Eğitim Sistemi”mizi çağdaş, bilimsel ve AB normlarına uygun olarak yeniden yapılandırmamız gerekliliği kaçınılmazdır.
“Bu gün işe girişimezsek yarına geç kalmış olacağız” (Albert Einstein)
EK 1 :
EĞİTİMDE GENEL
NORM VE STANDARTLAR
Eğitimde genel norm ve standartlar, çağdaş eğitim anlayışını öngören bir yapıyla dünyaya dönük olarak belirlenmelidir. özellikle üyesi olmayı hedeflediğimiz Avrupa Birliği ülkelerinin eğitimde temel strateji olarak belirlediği “Lizbon Stratejisi” ve “16 Kalite Kriteri”(16 Quality Indicators), genel norm ve standartların esasını oluşturmalıdır.
Eğitimde Genel Norm ve Standartlar oluşturulurken, esas alınacak gösterge “16 Kalite Kriteri”nde yer alan ”öğrenci başına düşen eğitim harcama miktarı” dır.
Yukarıda belirtilenlerin yanı sıra okullarımızın bina yapılanmasında ve öğretim kadrolarının oluşturulmasında gözardı edilmemesi gereken, genel norm ve standartları aşağıdaki ki grublayabiliriz;
1. Etkin ve Verimli Eğitimde Genel Norm ve Standarlar
a) Etkin ve Verimli öğretim Kadroları :
Okullarda görev yapan tüm öğretmenlerin etkin, verimli ve yönlendirmeye dönük görev yapabilmeleri için her alan ve kademede yeterli sayıda ve nitelikle kadroları oluşturmak gereklidir. Okul Yöneticilerin, “öğretmenler Yasası”nda belirtilen oran ve niteliklerini, katılımcı bir anlayışla yeniden belirlenmesi için tartışmaya açılması gerekliliği vardır. Bu bağlamda okul yöneticileri ve öğretmenler arasında dikey geçişe olanak veren ve uzman öğretmen kavramını tanımlayan düzenlemeler de dikkate alınmalıdır.
Verimli öğretimde okul içi denetimin en önemli yapıtaşını oluşturan, alan/bölüm şeflerinin yeterli sayı ve nitelikle ihtiyaç duyulan her alan ve kademede görevlendirimeleri gözardı edilmemelidir.
b) Etkin ve Verimli Eğitim Ortamı :
Her alan ve kademedeki eğitim-öğretim programlarının özel hedeflerine ulaşmasında, ihtiyaç duyulan tüm öğretim metodlarını içeren, eğitim ortamları, her okula eşdeğer bir denge oluşturacak biçimde yapılandırılmalıdır.
Her okulda, derslik, idare odaları, kütüphane, atölye, laboratuvar, salon, özel alan odaları, arşiv, ambar, iletişim ağları, ihtiyaç birimleri ve serbest zaman alanları yeterli nitelikte ve büyüklükte olmalıdır. Şöyle ki;
· Tüm kapalı alanların rahat sirkülasyon imkanı verebilecek büyüklük ve ölçülerde olması.
· Derslikler grub çalışmasını amaçlayan 24 kişilik öğrenci sayısına göre düzenlenesi.
· öğrenci başına en az 1.2 metrekare düşecek şekilde çok amaçlı kullanılabilecek bir salonun olması.
· Her türlü eğitim-öğretim araç ve gereçlerini rahatca kullanılabilecek durumda olması.
· Elektrik, aydınlanma ve diğer teknik donanımın yeterli ve ihtiyaçlara yanıt verir şekilde olması.
· Yeterli doğal ışık alması ve farklı hava koşullarında rahat ulaşılabilir olması.
· Fizik, Kimya, Biyoloji ve/veya Fen Bilgisi laboratuvarları, Resim, İş-Eğitimi atölyeleri, Mesleki Teknik öğretim okularındaki her alan ve kademedeki teknik atölyeler ihtiyaç duyulacak her türdeki ders araç-gereçlerini ihtiva eder durumda olması.
· Bilgisayar laboratuvarları, ICT teknojilerinin kullanılabilcek donanımda olması ve öğrenci başına düşen bilgisayar sayısının aB üyesi ülke standartlarına ulaştırılması.(Bkz. Sixteen Indicators, Number of student per computer)
· Sosyal bilgiler , ingilizce v.b. gibi eğitim-öğretim programının hedeflerine uygun olarak özel çalışma alanı gerektiren derslerin ihtiyaç duyduğu gerekli alanlar oluşturulması.
· Yukarıda bahsedilen tüm birimlerde kullanılabilmesine olanak veren ve yeterli sayıda olmak koşulu ile her okulda; fotokopi, faks, tepegöz, bilgisayar, projeksiyon, ekran/perde, T.V., video, teyp, ses düzeni ünitesi cihazları ile pano, çalışma masaları ve yeterli kırtasiye malzemesinin bulunması.
2. Güvenli ve Sağlıklı Eğitimde Genel Norm ve Standarlar
a) Okula Gelirken – Giderken Güvenlik ve Sağlık :
özellikle zorunlu eğitim dönemindeki öğrencilerin okula geliş ve gidişlerini düzenleyen “Zorunlu Taşımacılık Tüzüğü” ivedilikle ele alınıp, ortaya çıkan ihtiyaçlara ve uygulamalara göre yeniden düzenlenmelidir.
Sadece okuldan – eve ya da evden – okula değil, eğitim-öğretim uygulamalarının gerektirdiği spor faaliyetlerine, teknik, araştırma ve diğer sosyal etkinlik gezilerinde de ulaşımın hangi koşul ve standartlarda olacağı bu tüzükte yeralmalıdır.
b) Okulda Güvenlik ve Sağlık :
Okul binasının, tasarımında, yapımında, tamir ve bakımında kullanılacak yapı malzemelerinin, elektrik ve su tesisatların bir bütün olarak teknik, estetik görünüş, hijyen ve sağlık kurallarına uygunluğu tartışılmaz olmalıdır. Okulda, her türlü güvenlik ve sağlık ihiyaçlarının karşınalabileceği gerekli ve yeterli birimler oluşturulmalıdır. Bu bağlamda ;
· Okul binalarının sağlamlığı, yasal mevzuatlara uygun olması.
· Tuvaletlerin, en az 35 öğrenciye 1 adet düşecek şekilde, hijyen ve sağlık kurallarına uygun olarak düzenlenmiş olması.
· Elektirik, kullanma suyu ve atık su sistemlerinde meydana gelebilecek arazıları en kısa sürede giderebilecek önlemlerin alınmış olması.
· Okul açık alanlarının, genel sağlık kurallarına ve çevre düzenlemelerine uygun olması. öğrenciler arasında meydana gelebilecek disiplin dışı davranışlara anında müdahalede edilebilecek görüş alanın içinde olması.
· Sportif sakatlıklar ve diğer yaralanmalara ilk müdahalenin yapılabilmesine olanak veren, okulun büyüklüğüne göre bir revir odasının ve/veya ilkyardım dolabının bulunması
· Kantin, kafererya ve diğer beslenme alanlarının, sağlık ve hijyen kurallarına uygunluğunun tartışılmaması ve yasal şartnamelerinde yeralması.
· Yukarıda belirtilen koşulları yerine getirmek için, gerekli olan, yeterli sayıdaki teknik elemanların ve gece bekcilerinin görevlendirilmesi.
c) Derslik, Laboratuvar ve Atölyelerde Güvenlik ve Sağlık :
öğretmen ve öğrenciler okullardaki zamanlarının büyük bir kısmını dersliklerde, laboratuvarlarda ve atölyelerde geçirmektedirler. Bu alanların azami derecede sağlıklı ve güvenli olması tarışılmazdır. Dolasıyla aşağıdaki unsurların dikkate alınması gereklidir.
· Kullanılan tüm derslik, laboratuvar ve atölyelerde, kapı, pencere, yer, tavan ve duvarlar teknik mevzuatlara uygunluğu tam ve hasarsız olması.
· Kullanılan tüm dersliklerde, laboratuvar ve atölyelerde , yeterli doğal ışık, ihtiyaç duyulan iklimlendirme ve aydınlatma için gerekli donanımların yeralması .
· Tüm kapalı alanlardaki elektrik tesisatların, emniyetli malzeme ile ve tam güvenlikli olarak döşenmesi.
· Kapı, pencere ve diğer aksamların, yangın ve benzeri olağan üstü koşullarda sorunsuz çalışabilir olması.
· Günlük temizliğinin yanı sıra , periyodik olarak bina bakım onarımın yapılması.
Ek 2 :
EĞİTİMDE
AVRUPA BİRLİĞİ BOYUTU
Ek 2.1. AB ile Bütünleşmenin Eğitime
Katkıları
Avrupa Birliği Eğitim Programlarının ve 16 kriterinin temelinde “Lizbon Stratejisi” yer almaktadır. Lizbon Stratejisi; eğitim içeriğininin ve yapısının 2010 yılına kdar dünyanın en dinamik ve bilgi toplumuna dayalı ekonomisi yapma hedefi olarak özeltlenebilir.
AB Eğitim Programlarının içinde, mesleki eğitim ve gençlik alanlarında işbirliği, ülke dışında eğitim ve öğrenim olanakları, yenilikçi eğitim sistemleri akademik ve profesyonel uzmanlık ağlarının kurulması yer almaktadır. Maastricht ve Amsterdam Antlaşmaları çerçevesinde AB ülkelerinde eğitim kalitesinin artırılmasına, kültürel ve dilsel farklılıklara saygı duyarak, katkıda bulunmak prensip olarak kabul edilmiştir.
Bu bağlamda, gerekli tüm girişimler ivedilikle yapılarak AB Eğitim Programları’na (Socrates, Leonardo Da Vinci, Youth) dahil olmamız için kurulması gereken “Ulusal Ajans” hayata geçirilmelidir.
Avrupa Birliğiyle Bütünleşmenin Temel Eğitim’e Sağlayacağı Katkılar :
Temel Eğitim için öngörülen Avrupa Birliği program ve fonlarından yararlanılacak ( Comenius programı )
Okullar arasındaki altyapı dengesizliği çok kısa bir zaman dilimi içerisnde giderilmiş olacak.
Katılımcı bir demokratik anlayışla her türlü sosyal aktiviteye ailelerin katılımı sağlanmış oalcak.
özel Eğitim ihtiyaçları, Temel Eğitimden itibaren tanımlanmış olacak.
Yeni teknolojilerin kullanımı ve Avrupa dillerinin öğrenilmesinin temel bilgileri öğrencilere doğru kaynaktan aktarılmış olacak.
Avrupa Birliğiyle Bütünleşmenin Orta Eğitim’e Sağlayacağı Katkılar :
Orta Eğitim için öngörülen Avrupa Birliği program ve fonlarından yararlanılacak ( Comenius programı )
Bilgiye ulaşma yolları artmış ve öğrencilerin sosyal yaşamları zenginleşmiş olacak.
Avrupa ve diğer dünya ülkelerinin kültürel kimlikleri ile tanışma olanağı sağlanmış olacak.
Zengin ve çeşitli kaynaklara ulaşma olanağı ile birlikte özgürce kullanılabilecek iletişim ortamları sağlanacak.
Sorgulama, ilişki kurma ve uygulama alanları gelişmiş olacak.
Yönelme seçenekleri çok büyük oranda artmış olacak.
Avrupa Birliğiyle Bütünleşmenin Mesleki Teknik öğretim’e Sağlayacağı Katkılar :
Mesleki Teknik öğretim için öngörülen Avrupa Birliği program ve fonlarından yararlanılacak ( Leonardo Da Vinci programı )
Mesleki eğitim alanındaki bilgi transferi gerçekleşmiş olacak.
İş dünyası ile yakın iletişim kurularak, mesleki eğitim yeni ihtiyaçlara göre şekillenmiş olacak.
Yaşam Boyu Eğitim sürecinde Mesleki Teknik öğretim sürekli olarak kendini yenileyebilme imkanına kavuşmuş olacak.
Avrupa Birliğiyle Bütünleşmenin Yüksek öğrenim’e Sağlayacağı Katkılar:
Yüksek öğrenim için öngörülen Avrupa Birliği program ve fonlarından yararlanılacak ( Erasmus programı )
üniversitelerimiz, “Avrupa Kredi Transferi Sistemi”ne katılarak AB, Eğitim Organizasyonu tarafından tanınmış ve eğitim kalitesi yükselmiş olacak.
AB eğitim programları çercevesinde öğrenci ve öğretim elemanı değişmelerine ülkemizde dahil edilmiş olacak.
Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki yüksek öğrenim okullarında eğitim görme maliyeti çok düşük bir seviyeye inmiş olacak.
üniversitelerimiz, birçok Avrupa ünivrsitesi ile ortak projeler hayata geçirme fırsatını yakalamış olacak.
Ek 2.2. Eğitimde I.C.T.
ICT, daha dinamik , daha uzman bilgi yoğunluklu, daha iyi iş olanakları ve meslek grublarına kavuşabilme imkanını yaratmaktadır.
2007 yılına kadar ICT pilot projeleri uygulanarak temel sonuçları alınması.
2007 – 2013 yıları arasında geniş ve uzun süreli ihtiyaç duyulan tüm destekler verilerecek.
2014 yılında AB eğitim politikasının belirlenmesi.
Bu bağlamda ICT projelerinin içinde, devlet, endüst, sosyal ve akademik tüm bilgiler yeralacak.
( “e-öğrenim”im yanı sıra 2005 yılı içersinde “e-sağlık” da yaşama geçmesi planlanıyor. )
ICT için 2006’ya kadar ayrılan 44 milyon €’luk kaynak yapılan ve yapılacak olan projeler için kullanılacaktır. Bu kaynaktan yararlanmak için oluşturulacak projeler:
· Uygulanabilir araştırmaların yapılması
· Birbirlerinden farkındalık yaratılması
· Teknolojik ve kültürel sınırların aşılabilmesi
içermelidir.
Her ICT projesi ( e-learning)
v öğretme ve öğrenme içerikli olmalıdır.
v Bireyi sosyal olaylara hazırlamalıdır.
v Bireyi meslek grublarına hazırlamalıdır.
v öğrenme metodlarını, materyalleri ve çalışma grublarını içermelidir.
v Matıklı, ölçülebilir hedefleri ve değerleri olmalıdır.
v öğretmenin rolünü ve sınıf ortamını göz ardı etmemelidir.
v e-learning web siteleri mutlaka içeriklerini ve uygulamalarını değiştebilecek şekilde düzenlenmelidir.
İFADELER
AZALAN DEĞERLER
( Gelenksel Pedagoji)
ARTAN DEĞERLER
(Sosyal Bilgi Pedagojisi)
Aktiviteler
· Aktiviteler öğretmen tarafından emrediliyor.
· Sınıfta öğretim
· Aktivitelerde küçük değişimler oluyor.
· Programın kararlı adım atması bekleniyor.
· öğrencilerin belirlediği aktiviteler.
· Küçük gruplar
· çok farklı uygulamalar
· öğrenciler tarafından atılan kararlı adımlar.
İşbirliği
· Bireysel
· Homojen gruplar
· Herkes kendine düşüncesi var.
· Takım çalışması
· Heterojen gruplar.
· Birbirini destekleyen sosyaleşme
Yaratıcılık
· öğrenmede verimlilik düşük
· Promlemler için bilinen çözümler uygulanıyor.
· Verimli öğrenme
· Problemler yeni çözümler bulma uğraşları uygulanıyor
Tamamlama
· Uygulama ile teori arasında bağlantı yok.
· Konular ayrılıyor.
· Temel disiplin öğeleri kullanılıyor
· öğretmenler birey olarak kalıyor
· Uygulama ile teori bütünleşiyor
· Konular arası ilişki kuruluyor
· Tematik anlayış belirginleşiyor
· öğretmen oluşturulan takımın bir elemanı oluyor
Değerlendirme
· öğretmen merkezde
· özetleme yapılıyor
· öğrenci merkezde
· Tanımlama yapılıyor
Yukarıda bahsedilen ICT kullanımın temel vizyonu :
Her Avrupalı birey , dünyadaki tüm birimlerle iletişim kurabilecek ve onları yönetebilecek bilgi ve becerilere sahip olmalı.
ilkesiyle ifade edilmektedir.
Ek 2.3. Lizbon Stratejisi Genel Tanımı
Lizbon Stratejisi; Eğitim içeriğini ve yapısını 2010 yılına kadar dünyanın en dinamik ve bilgi toplumuna dayalı ekonomisi yapma hedefidir.
Avrupa Birliği eğitim programlarının ve hedeflerinin temelinde yatan Lizbon Stratejisi, hem bu programların hayata geçirilmesinde hem de eğitim politika ve kriterlerinin oluşmasında esas olarak alınmıştır.
Maastrich Antlaşması ve Amsterdam Antlaşması çerçevesinde AB ülkelerinde eğitim kalitesinin artırılmasına, kültürel ve dinsel farklılıklara saygı duyarak, katkıda bulunmak prinsip olarak kabul edilmiştir. Bu amaçlamesleki eğitim ve gençlik alanlarında işbirliği, ülke dışında eğitim ve öğrenim olanakları, yenilikçi eğitim sistemleri, akademik ve profesyonel uzmanlık ağlarının kurulması yer almaktadır.
Strateji gereği oluşturulan eğitim programları eğitimle ilişkisi bulunan herkesi kapsacak şekilde düzenlenmektedir.Bu programlar üniversite rektörlerinden, öğretmenlere, her kademedeki öğrencilerden okul dışında kalan gençlere kadar çok geniş bir yelpazeyi içermektedir.
AB eğitim politika ve programlarını “hareket planları” ile aracılığı ile geliştirmektedir. Hareket planları; değişen koşulları ve gelişen teknolojileri dikkate alarak eğilimler öngörmektedir. AB’nin hem ulusal hem de birlik düzeyinde bu eğilimlerden haberdar olması, stratejilerini belirlemesi, kaynaklarını yönlendirme için bu hareket planları önem arz etmektedir. Bilindiği üzere teknolij değişmekte, bilim ilerlemektedir. Bu doğrultuda birçok hareket planı AB eğitim programına dönüştürülmektedir. Bu bağlamda “Hareketlilik Hareket Planı ve Internet Teklojolilerinin Eğitimde Yaygınlaştırılması” konulu “e-öğretim Hareket Planı”, “Bilgi ve İletişim Teknoloji (ICT)”ye dönüştürlmüş ve Avrupa Birliğinin bu alana özel ilgi gösterip kaynak ayırmasına neden olmuştur.
Bu strateji ile birlikte oluşan eğitim çalışmaları Avrupa Statistik Bürosu(Eurostat) , Avrupa Mesleki Eğitim Geliştirme Merkezi (CEDEFOP) gibi kurumların oluşmasına ve tüm Avrupa halkına hizmet vermesi sağlanmıştır.