Minnet ve talimat almayı bir marifet sayan ve alışkanlık haline getiren, yapılan tüm hakaretleri görmezden gelen UBP, büyük bir yanılgı içerisinde toplumun da kendileri gibi düşündüğünü sanmaktadır.
AKP’ye toplumun tüm değerlerini teslim edenler kendilerine karşı direnenleri hakaretler ederek susturabileceklerini sanmaktadırlar. Bizler “Toplumsal Varoluş Hareketi” olarak teslimiyetçi zihniyet yok olana kadar, özelleştirmeler durana ve özelleştirilen yerler geri alınana kadar, demografik yapımızı bozma çalışmalarını geri püskürtene kadar, Anayasamızı ayaklar altına alıp görmezden gelenlerin yargılanmasını sağlayana kadar, tüm sorunların anası olan Kıbrıs sorununun çözümü olan “Birleşik, Federal Kıbrıs’ı” kurana kadar mücadelemiz sürecek ve sokakta olacağız.
Bilinmesini isteriz ki toplum kendine ihanet içinde olan AKP’nin işbirlikçisi UBP’ye hesap gününü beklemektedir.
– Gençlerini göç yollarına düşürenleri,
– Üreticileri ve küçük esnafı batma noktasına getirenleri
– Hayvancıyı taksiciyi, tarımcıyı, narinciyeciyi yok edenleri
– İki yıldır tüm hayat pahalılığına rağmen asgari ücreti belirlemeyip
asgari ücretliyi açlığa mahkum edenleri,
– Partisel çıkarlarını toplum çıkarları önünde görüp bir kurultay
uğruna yaşanan rezillikleri,
– İşsizlikten ötürü göç eden gençler varken delege avcılığı yapmak
için yapılan istihdamları ve kendi çocuğunu daha askerliğini bitirmeden
istihdam edenleri ,
– Asimilasyon ve entegrasyon politikalarından beslenenleri ,
– Kıbrıs sorununda “çözümsüzlük çözümdür” diyerek kaosa oynayanları
ve bundan beslenenleri
ASLA UNUTMAYACAK VE UNUTTURMAYACAKTIR.
Sayın UBP Genel Sekreterinden demokrasi ve insan haklarına saygı beklemek ölüden gözyaşı beklemeye benzer. Koltukta kalmak için her yolu mübah sayan, kendi partilerinde bile demokrasiyi ve hukuğu işletmeyerek aylardır mahkemelerde günü gün ederek ülke sorunlarından bir haber UBP’yi toplum ibret ve nefretle izlemektedir.
Talimatsız hiçbir iş yapmayan zihniyetin bundan kurtulma çabası olması da olasılık dışıdır. Direnen kesimlere saldıracağına Kıbrıs Türkünün mücadelesini anlatan şu sözü hatırlamalarını tavsiye ederiz. “Diz Çökerek Yaşamaktansa, Ayakta Ölmeyi Tercih Ederim.
Toplumsal Varoluş Hareketi