Eğitim bakanlığı; 6 Şubat depremi üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçmesine, halktan vergi toplanmasına rağmen, hala daha okul binalarının güçlendirmesiyle ilgili somut adımlar atmamıştır. Vergilerin akıbeti, binaların performans analiz raporları açıklanmamış, sır gibi saklanmakta, öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, risk altında, okul binalarında tutulmaya devam etmektedir.
Adına ‘tam gün’ denen programı öğrenciye, veliye, öğretmene, okul idarelerine rağmen dayatmakta, eğitsel kolları derse dönüştürerek çocukları sportif, sanatsal faaliyet yapmak yerine sınıflara hapsetmekte, aç kalmaları, güvenlik riski altında olmalarını, okullarda yaşanan kaosu görmezden duymazdan gelmekte, eğitimin niteliğiyle hiçbir ilgisi olmayan bu dayatmayla öğretmeni itibarsızlaştırma, sendikasını zayıflatma ve eğitimde dönüşüm önündeki engelleri kaldırmaya çalışmaktadır. Bu nedenle her fırsatta öğretmene ve örgütüne saldırılar artırılmaktadır. Yasadışı genelgeler, yasadışı maaş kesintileriyle öğretmen ve okul idareleri baskı altına alınmaya çalışılmakta, tehditlerle talimat veren, talimat alan konumuna getirilmeye çalışılmaktadır.
Bakanlık, eğitimde hedeflenen dönüşüm bağlamında, kitap içeriklerini kitap komisyonlarından izinsiz, habersiz değiştirerek dinselleştirip ikinci ilahiyat açılmasına onay vermiştir. Kuran kurslarına yazılı izin vermiş, yasadışı tarikat yurtlarında barınması, beslenmesi sağlanıp beyinleri yıkanan 18 yaş altı öğrencilerimizle ilgili ise üç maymunu oynamaya devam etmektedir. Eğitim adı altında tarikat yapılanmalarının faaliyetlerini artırmasına, Anayasaya, Milli Eğitim yasasının çiğnenmesine göz yumulmakta, çanak tutulmaktadır.
Torpil, adam kayırma, rüşvet işlerini devam ettirmekte, ihalesiz konteyner alımı, ihtiyaç olmayan kadrolara münhal açarak haksız, adaletsiz faaliyetlerini sürdürmektedir.
Sahte diploma kriziyle ilgili hiçbir sorumluluk almamakta, bakanlıktan onaylanan ama YÖDAK onayı olmayan üniversiteyle ilgili ise ‘öğrenim kurumu’ diyerek kamuoyu ile dalga geçmektedir. Her yıl öğrenciler Bakanlar Kurulu kararıyla geçirilmekte, sınıf geçme sistemi delinmekte, mezun edilip üniversitelere müşteri sağlanması hedeflenmekte, merdiven altı üniversitelere izin verilmekte, kaçak, özel okul adındaki yapılar denetlenmemektedir. Bu konuda yapılması gereken ilkeli, onurlu tavır Eğitim Bakanı ve Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürünün derhal İSTİFA ETMESİ olmalıdır.
Bakanlık, eğitimde yığınla sorun varken okullarımızda yaşanan sorunları çözmekten dahi aciz duruma gelmiştir. Değirmenlik lisesinde, aylardır sorunlar yaşanmakta, bunlar öğretmenlerin imzasıyla bakanlığa iletildiği halde, öğretmenlerle, sendikamızla defalarca görüşmeler yapıldığı halde Bakanlık sorunu çözmek yerine ötelemeyi tercih etmektedir. Bu noktadan itibaren doğacak tüm eğitim kaybından, yaşanacak her türlü sıkıntıdan Bakanlık sorumlu olacaktır.
Bu nedenlerle, 11 Mart 2024 Pazartesi günü 08.00-10.00 saatleri arasında Değirmenlik Lisesinde uyarı grevimiz ve basın açıklamamız gerçekleşmiştir.