AKP ve sermayenin temsilcisi durumundaki CTP-BG / DP-UG hükümeti Türkiye’de en düşük maaşların da altına düşürülen maaş – ücret politikasını uygulayarak Kıbrıs Türk Toplumunu yok olma noktasına getirmiştir. TL kullanımının yarattığı katmerli enflasyonu çağdışı ve alicengiz oyunları ile Türkiye enflasyonu altında çıkarmayı başaran bu hükümet, alım gücünü de günden güne eriterek halkı fakirleştirmeye devam etmektedir.
Kıbrıs Türk Toplumuna ait zenginlikler peşkeş çekilmeye, vergi afları, KDV indirimleri, borç silmeler, müşavirlik sistemi, örtülü ödenekler devam edilirken fakirlik sınırında yaşamaya çalışan halkın cebindeki paraya da göz dikilmiştir.
“Göç Yasasını kaldıracağım” diyen ve seçilen CTP-BG / DP-UG hükümeti halkın tümünü göç yasasında birleştirmek için düğmeye basmıştır. Sahtekârlığı marifet sayan bu hükümet bir yıla yakındır yarı yarıya ucuzlayan akaryakıta rağmen elektrik, mazot, benzini ucuzlatmamış ve halkı soymaya devam etmiştir. Fiyatının düşme trendi sonuna gelen akaryakıt ve elektrikte bugün yaptığı ucuzlama ise hem uzun sürmeyecek, hem realiteden uzaktır. Özellikle elektrikte 250 kilowatt altında geçim derdinde konutlarda ısınmaya çalışan halk kesimlerine yansımayacak şekildedir. % 36 ucuzladı denilen elektrik büyük sermayedarlar için yapılmış bir indirimden ibarettir. Aynı şekilde mal ve hizmetlerin dövizin artışı ve hayat pahalılığı kaybı % 25’lerden fazla olan bir ülkede güya az maaş alana fazla artış yapacağım denilerek hayat pahalılığı da ortadan kaldırılarak sahtekârlık yapılmıştır.
Burada hayat pahalılığı uygulaması kaldırılırken “Az Alana Çok Vereceğim” diyen hükümet, sahtekârlığı çok güzel kamufle ederek 2,000 TL alan 72,74 lira, 10,000 TL alan kamu görevlisine de 72,74 TL vermiştir. Aynı şekilde 2,000 TL alan 2011 sonrası kamu çalışanına da, 6,000 TL alana da 130 TL vermiştir. Az alana çok, çok alana az vereceğim diyerek hayat pahalılığını donduran bu hükümet sahtekârlığın daniskasını yapmıştır. Bununla da kalmayarak asgari ücretin 1,560 TL’den 1,675 TL çıkması ile birlikte % 1’den fazla bir artış gizlenerek çalınmıştır. Hükümetin yaptığı hesaplarla bile sahtekârlık açıkça belirgindir. 1.60 hayat pahalılığı ve asgari ücretin yansıması ile yaklaşık 2,50 üzerinde reel artış yapılması gerekirken 0.80 civarında bir artışla yarı yarıya çalışanın cebindeki parayı çalan bu hükümet, yağ gibi de üste çıkarak fazla artış yaptık propagandası yapmaktadır.
AKP’nin ve sermayenin temsilcisi olan bu hükümete güvenimiz kalmamıştır. Kaynak yok diyerek şirketlere, sermayeye kaynak aktarmaya devam eden bu hükümetin devlet okullarında öğretmeni, müdür muavini, müdürü, atölye şefi, hademesi, sekreteri eksiktir. 2011’den sonra mesleğe giren öğretmenin benzin parasını ödeyememektedir. Göç Yasasını kaldıracağım diyen bu hükümetin yasanın içerisinde bile beğendiği kesimlere ayrıcalıklı uygulama yapmakta, istemediği kesimlere ise yasa delinemez demektedir.
Hükümet bu sahtekârlıkla ne asgari ücretliyi, ne özel sektör, ne de kamu emekçisini düşünmeyerek açlık ve köleliğe iterken büyük şirketlere, sermayeye, AKP temsilcilerine ve yandaş ayrıcalıklılara da kıyak geçmeye devam etmektedir.
Sahtekâr ve ikiyüzlülüğe öğretmenlerin de, halkımızın da tahammülü kalmamıştır.
Tahir Gökçebel
Başkan
Yönetim Kurulu (a.)
