Kıbrıs’ın kuzeyinde yaratılan alt yönetim düzeninde, sahtekarlık, rüşvet, torpil, peşkeş, sermayeye, atanmış üst düzey yöneticilere rant sağlama had safhaya ulaşmış, bataklık boyutuna gelmiştir. Halk fakirleştirilmekte, zamlar, vergiler, geriletilen kamusal hizmetler ve güvencesiz çalışma koşullarına mahkum edilmektedir. Yaratılan bu düzende sürdürülen nüfus ve vatandaşlık politikasıyla doğal kaynak ve alt yapı sorunları oluşmakta, okul, hastane ve yollar yetersiz hale getirilmekte, kriminal suçlar artmaktadır. İşbirlikçi hükümetler sermayeden yana politikalar sürdürmekte, aflar çıkarmakta, kayıt dışı ekonomiye göz yummakta, alım gücü gerileyen, trafik kazalarında canlarını kaybeden halkın sorunlarını görmezlikten gelmekte, çözüm üretmemektedir.
Toplumun demokratik değerlerinin dönüştürülmesine kayıtsız kalmakta, vakıf, dernek, tarikat, örgütlenmeleri, ilahiyat kolejleri, kuran kursları, eğitimin içinin boşaltılıp dönüşümüyle toplum mühendisliği talimatlarına harfiyen uymakta, koltuk uğruna işbirliği yapmakta, özgürlüklerin bizzat tehdit altında olmasına neden olmaktadır.
Yaratılan bu kokuşmuş, yasa dışı düzeni, adamızda çözüm ve barışın sağlanması ancak temizleyecektir. BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisini belirleyerek bu yönde Crans Montana ‘dan yıllar sonra tekrar bir adım atması oldukça önemli bir gelişme olmuştur. Özel temsilci sayın Holguin, ikinci kez toplum liderleriyle görüşmek üzere adamıza gelmiştir. Türk toplumu lideri ‘atanmış cumhurbaşkanı’ Ersin Tatar’ la yaptığı görüşmede tüm önerilerine red cevabı almıştır.
Bir kez daha Kıbrıs’ı bölmek için çaba sarf edenlerin , bu kokuşmuş düzeni yaratıp nemalananların devamını sağlamak amacıyla atadıkları kuklalarına çözümsüzlük naraları attırdıklarına tanık olmuş bulunmaktayız. Ancak, bizlere sistematik saldırı ve asimilasyon politikaları uygulayanlar ve atanmış işbirlikçileri, Türkiye’de ne yaratılmışsa buraya da empoze etme çabasında olanlar, bilmelidir ki bizler adamızda çözüm ve barış istiyoruz.
Savaşın çirkin yüzünü çocuklarımızın görmemesi için, özgürlük, adalet, temiz bir toplum için direneceğiz, çözüm, barış ve varoluş mücadelesinden vazgeçmeyecek baskı ve müdahalelere boyun eğmeyeceğiz.
Bilinmelidir ki,
Kıbrıs Türk halkı olarak yıllardır bu adada ortaya koyduğumuz onurlu direniş ve mücadelemizle varlığımızı devam ettirmekteyiz. Kıbrıs Cumhuriyetinin eşit statüdeki ortağı olan toplumumuzu yama ya da rehin yapacak, onurlu bir politik politik duruş ve talebi ortaya koymayacak hiç bir anlayış, ya da liderliğin bizi temsil etmesi kabul edilemezdir, kabul etmeyeceğiz.
Selma EYLEM
Başkan
Yönetim Kurulu (a.)