1974’ten sonra oluşturulan rejimin insan odaklı olmadığı her yönüyle ortaya çıkmaktadır.
Bu rejim ve onun omurgasız siyaseti, kuklalık, yalakalık dışında hiçbir sorunu çözmediği gibi, yeni kararlarla yeni sorunlar üretmeye, halkımızı tüketmeye devam etmektedir.
Yolların tuzak gibi yapıldığı, hiçbir güvenlik tedbirinin alınmadığı, alt yapıya, sağlığa ve insana hizmete yatırım yapılmadığı ülkemizde öbür dünya için bolca yatırım yapılmaktadır.
Ülkesinin insanını yaşamaktan aciz kılan, trafiği kadere dönüştüren bu rejim insanımıza “her şey kaderdir” dedirterek bilimsel aklını yitirmiştir.
Trafiği hiçbir şekilde düzenlemeyen, önlem almayan, denetlemeyen, çocuklarımızı her gün taşıyan toplu taşıma araçlarını hiçbir şekilde kontrolden geçirmeyen, yol güzergahları ile ilgili tedbir almayan bir sistemde rastgele yaşıyoruz.
Işıksız, yol güvenliği olmayan, trafik işaretleri olmayan, taşeron çalışanların kamyonlarla cirit attığı yollara sahip bir ülkede bir de saatleri değiştirmeyerek, karanlıkta öğrencileri yollara döken omurgasız, kukla UBP-DP Hükümeti, dağ yolunda yaşanan KATLİAMIN SORUMLUSUDUR.
SORUMLULAR DERHAL İSTİFA ETMELİDİR.
Yazıklar olsun ki, omurgasız siyasetin kurbanları pırıl pırıl gençlerimiz olmuştur.
Yazıklar olsun ki, yine popülizm ve yine yalakalık yapılacak ama önlem olarak yine bir şey ortaya konulmayacaktır.
YÜREĞİMİZ KAN AĞLAMAKTADIR.
Ne yazık ki, ölümün karşısında çaresiziz. Diğer yandan da insana değer vermeyen bu düzensizliğin ve sistemsizliğin karşısındayız!
Tüm toplumumuzun, velilerimizin, öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin, okullarımızın başı sağ olsun.
Yaslı ailelerimize sabır, yaralılarımıza acil şifalar dileriz.