Dünya Sendikalar Federasyonu WFTU’nun Kıbrıs’tan üyesi olan PEO, DEV-İŞ, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, BES, KOOP-SEN ve DAÜ-SEN’in kadın büroları adına DEV-İŞ Kadın Bürosu temsilcisi Sevgül Uludağ’ın yaptığı açıklamada, sendikalarımızın kadın bürolarının temsilcileri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çerçevesinde Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyinde örgütlü oldukları işyerlerini ziyaret etti, ortak deklerasyon yayımladı.
6 Mart 2024 Çarşamba günü KTAMS’ın örgütlü olduğu Barış, Ruh ve Sinir Hastanesi’ni ziyaret ederek burada çalışan emekçi kadınlara karanfiller ve barış mesajı veren sendikaların kadın temsilcileri, daha sonra KTÖS, Öğretmenler Kooperatifi Bankası, Radyo Mayıs ve KTOEÖS’teki kadın çalışanları ziyaret etti, onlarla bir araya geldi.
7 Mart 2024 Perşembe günü ise PEO’nun örgütlü bulunduğu Lefkoşa Genel Hastanesi’ni ve Atalassa Psikiyatri Hastanesi’ni ziyaret ederek kadın çalışanlarla bir araya gelen sendikaların kadın bürolarından Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum temsilciler, Kıbrıs’ta barış, eşitlik ve ortak mücadele mesajı verdiler. Fotoğraflar Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyinde yapılan ortak ziyaretlerden görüntüler içeriyor… Yayımlanan ortak deklerasyonda ise “Bu adaya acilen çözüm ve yeniden birleşme gerekiyor” denildi.
Ortak deklerasyon
Dünya Sendikalar Federasyonu WFTU’nun Kıbrıs’tan üyesi olan PEO, DEV-İŞ, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, BES, KOOP-SEN ve DAÜ-SEN’in kadın bürolarının ortak deklerasyonunda şöyle denildi:
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü barış ve eşitlik uğruna mücadele eden her kadın için mücadelenin simgesidir. Bu anlamlı gün vesilesiyle, Kıbrıs’ın Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum emekçi kadınları olarak bizler, tüm kadınlara Barış – Yeniden Birleşme – Eşitlik ve Dayanışma için mücadele mesajı gönderiyoruz.
Ayrıca, beş aydır İsrail’in savaş ve soykırım vahşetini yaşayan Filistin halkına özel bir dayanışma ve destek mesajı gönderiyoruz. Çocuklarını kaybetmenin ve yok edilen hayatların acısını çok iyi bilen biz Kıbrıs kadınları, savaşın durdurulması, İsrail işgalinin sona erdirilmesi ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması adına acilen harekete geçmesi için uluslararası topluma çağrıda bulunuyoruz. Aynı zamanda Ukrayna’daki savaşın ve dünyamıza yalnızca acı ve yıkım getiren her türlü çatışmanın sona ermesini istiyoruz.
Bu yıl 8 Mart’a damgasını vuran 1963-1964 toplumlararası çatışmaların üzerinden tam 60 yıl, 1974’te ülkemiz aleyhine işlenen, ülkemizi ve halkımızı bölen çifte suçun üzerinden de tam yarım asrın geçmiş olmasıdır. Çözümsüzlükle harcanmış 50 yıl hepimiz için çok fazladır. Bu adaya acilen çözüm ve yeniden birleşme gerekmektedir. Çözüm sürecinde yıllardır yaşanan durgunluğun ardından, özellikle Maria Angela Holguin Cuellar’ın BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi olarak atanması ile bizler büyük bir heyecanla görüşmelere Crans Montana’da kalınan yerden devam edilmesini bekliyoruz.
Bu vesile ile, Kıbrıs’ın emekçi kadınları olarak bizler, Birleşmiş Milletler tarafından tanımlandığı şekilde siyasi eşitliğin olacağı, iki bölgeli ve iki toplumlu bir federasyonla Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulması için üzerinde mutabakata varılan zemine bağlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Hepimizin ekonomik, sosyal, siyasal ve insan haklarını güvence altına alacak tek çözüm yolu budur! Aynı zamanda Kıbrıs sorununun çözümünde kadınların aktif rol almasındaki önemi iki lidere hatırlatıyor ve kadınların etkin bir biçimde barış sürecinin tüm düzeylerine ve karar alma süreçlerine katılımlarını talep ediyoruz.
1857’de dokumacı kadınların baskıya, sömürüye ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı verdiği mücadeleyi bu yıl bu koşullar altında onurlandırıyoruz. Emekçi kadınların mücadelesinin 1857 yılında verdiği mesaj canlılığını ve güncelliğini bugün de korumaya devam ediyor, ve her kadının, her insanın ayrımcılıklardan ve eşitsizliklerden uzak, barışçıl bir ortamda yaşayabilmesi, çalışabilmesi ve yaratabilmesi için koşulların iyileştirmesi yönünde her gün vermekte olduğumuz mücadelelerimizde bize rehberlik ediyor.
Özellikle mevcut sorunları her geçen gün daha da derinleştiren, toplumsal eşitsizlikleri, yoksulluğu, güvencesizliği, göçü keskinleştiren neoliberal politikaların hâkim olduğu koşullarda eşitliğe ulaşabilmek için kat edilmesi gereken yol uzundur. Pahalılık ve giderek yaygınlaşan vurgunculuk, özellikle nüfusun kırılgan gruplarının yaşam kalitesini etkilemektedir. Ayrıca, kadınlara yönelik şiddet ve sosyal dışlanma gibi olgular da giderek daha fazla yaygınlaşmaktadır.
Bu sorunların çözümü ancak tüm bunlara karşı koyarak örgütlenme ve kollektif mücadeleyle gerçekleştirilebilir.
Biz, Kıbrıslı Türk – Kıbrıslı Rum emekçi kadınlar, barışın hakim olması, yurdumuzun yeniden birleşmesi, sosyal adalet ve eşitlik için çözüme ulaşılması uğruna mücadelemizi ve ortak eylemlerimizi yoğunlaştırma yönünde Kıbrıs’ın tüm kadınlarına çağrıda bulunuyoruz. Doğru ve adil olan için mücadele eden tüm öncü kadınları anmanın ve onurlandırmanın en iyi yolu bu olacaktır.”
Yenidüzen Kaynak: “Bu adaya acilen çözüm ve yeniden birleşme gerekiyor…”