Kıbrıslı Türk toplumunun, Kıbrıs soruna bir an önce adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması konusundaki beklentisi öncelikli yerini korumaktadır.
Bu Memleket Bizim Platformu, kurulduğu günden itibaren, Kıbrıs adasının bölünmesine karşı çıkmış, her türlü ayrılıkçı siyaseti reddetmiştir.
Kıbrıs sorunu, BM Güvenlik Konseyinin çözüm ile ilgili kararları çerçevesinde, 2006-2017 yılları arasında varılan mutabakatlar çerçevesinde, 11 Şubat 2014 ortak açıklaması gözetilerek çözülmesi ve 2019 yılı Kasım ayında yapılan üçlü görüşmede, BM Genel Sekreteri’nin ortaya koyduğu yaklaşımlar ile ortaya çıkan “Guterres Çerçevesi” temelinde görüşmelerin hemen başlaması ve bir an önce çözüme ulaşmak önemlidir.
Öncelikle belirtmek isteriz ki, BM Genel Kurulunda Kıbrıs ile ilgili ortaya konan ayrılıkçı ve maksimalist görüşleri kabul etmemiz kesinlikle söz konusu değildir. Uzlaşı yerine ayrılıkçılığın öne çıkarılması, Kıbrıslı Türk ve Rum toplumları yanında tüm bölge halkları için de istikrarsızlık ve gerginlik demektir. Sayın Erdoğan’ın, tanınma yönündeki ifadesi, çözümsüzlüğe yani adadaki statükonun aynen devam etmesine çağrı yapmak demektir. Kıbrıslı Türkler olarak bu görüşü paylaşmıyor, kabul etmiyoruz.
Tüm tarafları, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum toplumlarının beklentisi olan, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüm için sağduyuya ve süreci sonuçlandırmaya davet ederiz.
Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Sayın Ersin Tatar’ın Kıbrıslı Türklerin, kimliği ile oynama çabasını şiddetle kınar, toplumsal kimliğimiz ve kültürümüz üzerinde oynanan sosyal mühendislik oyunlarına karşı sessiz kalmayacağımızı tüm kamuoyuna bildiririz. Sn. Hristodulidis de Erdoğan’a veya Miçotakis’e çağrı yaparak değil, çözümün muhatabının Lefkoşa’da Kıbrıslı Türk Toplumu olduğunu hatırlaması ve kurucu eşit ortağı olduğumuz cumhuriyetteki haklarımıza ulaşmaya çaba göstermesi gerektiğini vurgularız.
Son olarak Kıbrıslı Türklerin, adil ve kalıcı bir çözüme olan inancını yinelerken, BM Genel Sekreterinin Özel Temsilci talebinin bir an önce karşılanmasını ve Kıbrıs sorununda ortak zeminin BM parametreleri olduğunu bu yönde mücadelemizi sürdüreceğimizi bildiririz.