Asgari ücrete dahi hiç bir artış yapılmadan peş peşe zamlara devam eden ve yeni zamlardan bahseden CTP-BG – DP-UG Hükümetine halkımızın tanıdığı tolerans ve süre dolmuştur. İşsizliğin arttığı, çalışanların ise açlık sınırına itildiği bir durumda kriz, para yok bahanesi ile sürekli boğazı sıkılan halkın dar gelirli %90 kısmının canı burnuna gelmiş, sabrı tükenmiştir.
Kıbrıs sorunu, nüfus, ekonomi, göç yasası, kendi kendini yönetme, eğitim, sağlık, çevre, külliye… gibi yapısal sorunlara hiç bir çözüm önerisi üretmeden anayasa değişikliği, seçim ve halk oylaması yasası, seçim yasağının kaldırılması, kamu reformu gibi biçimsel reform önerilerinin tartışılmaya başlanması yeni hükümetin halkın hükümeti olmayacağı izlenimi vermektedir. Dayanacak gücü kalmayan halka, her vesile ile Dayatma Paketin uygulanacağının söylenmesi eski teslimiyetçi hükümetler gibi faturayı dar gelirli büyük çoğunluğa kesileceği mesajını vermeye başlamıştır. Dizayn edilmeye çalışılan yeni devlet modelinde en zenginlerin esenliği devam ettirilirken, ayar verilmesi, dizginlenmesi gereken vahşi kapitalizm yerine demokrasi, katılımcılık, haklar, yasalar ayarlanmaya, kısıtlanmaya başlanmıştır. Toma alımından belki vazgeçilmiştir ama baskıcı polis devletinden vazgeçildiği ile ilgili bir ibare yoktur.
Sosyal devlet ortadan kaldırmıştır. Nüfusun çoğunluğuna hizmet eden politikalar yerine küçük bir azınlığa hizmet edilmeye devam edilmemelidir. Konsensüs siyasetçileri gibi yasal meşruluk da oluşturarak, kriz bahane edilerek faturayı halka yüklenmesinden vazgeçilmelidir.
Sosyal güvensizlik ve Göç Yasasından sonra çalışmaya başlayanlar yoksulluk sınırına itilirken yaklaşık dört yıldır yasalar çiğnenmekte ve Hükümetler sendikalarla protokol masasına oturmamaktadır. Bu sürede yaklaşık %40 hayat pahalılanmış, halkın %50 alım gücü azalmış ve dayanacak gücü kalmamıştır. Her türlü hizmete, benzine, mazota, ekmeğe, gaza, harçlara zam yapmaya devam eden yeni hükümet dar gelirlileri unutmuştur. Zamları dövize endeksleyen hükümet, maaşları da dövize endekslemeyi düşünüyor mu?
Öğretmenler Yasasının 101. Maddesine ve Kamu görevlileri yasasının 135. maddesine göre yeni hükümet yetkili sendikalarla derhal protokol görüşmelerine oturmalıydı. Halkını yok sayan UBP hükümeti seçimlerden büyük bir tokat yemiş, yerine geçen CTP-DP Hükümeti vaatlerle gelmiştir. Yeni hükümetin paket ve para yok edebiyatı ile eski politikalara, zamlara devam eder görüntüsü “bıçağın kemiği kestiği” noktayı geçmiştir.
Öğretmenlere yasal ödeneklerini bile zamanında ödemeyen, açlık sınırına getirilen 2011’den sonra öğretmen olanlara hazırlık ödeneğini kesen, öğretmen kadrolarından tasarruf yapmaya çalışan, devlet okullarına tek kuruşluk bütçe vermeyen yeni hükümet anlayışına tanınan süre dolmuştur. Yeni Hükümet kaynak yok bahanesini bırakıp gerçekte KİMİN HÜKÜMETİ olacağı kararını acilen vermelidir. Başta okullarımız kaostan kurtarılarak tüm sorunların çözümü için bütçe görüşmelerinden önce yetkili sendikalarla derhal masaya oturmalıdır.
Tahir Gökçebel
Başkan
Yönetim Kurulu (a)