3 Eylül 2020 tarihinde tüm okul temsilcilerimiz ile yaptığımız toplantıda Milli Eğitim Bakanlığının uzaktan eğitim ile ilgili süslü paketinin içinin boş olduğu ve bu durumdan dolayı okul idareleri, öğretmen ve öğrencilerin büyük sıkıntılar yaşadığı ortaya çıkmıştır.
- Milli Eğitim Bakanlığının kendi sitesi üzerinden oluşturduğu uzaktan eğitim sistemi düzgün çalışmamakta, birçok öğretmen ve öğrenci sisteme erişimde sıkıntı yaşamaktadır. “Gmail”in ne olduğunu bilmeyen öğrenci ve velilerden bihaber olan bakanlık, öğrencilerin e-mail adresi ile uzaktan eğitim olanaklarından yararlanabileceğini duyurmuştu. Öğrencilere internete erişim imkanı sağlamadan uzaktan eğitim yaptığını iddia etmektedir. Bakanlık, uzaktan eğitimin bu şekilde yürütülemeyeceğinin farkına varmalıdır.
- Bakanlık uzaktan eğitim ile ilgili müfredat azaltma yapmamış, merkezi materyal oluşturmayı tamamlamamıştır.
- Uzaktan eğitimin 1 Eylül’de başlayacağı duyurulmuş olmasına rağmen hala birçok ders sisteme yüklenmemiştir, yüklenenlerin bir kısmına erişim mümkün değildir.
- Okulların açılamaması ve uzaktan eğitimin devam etmesi durumunda öğrencilerin nasıl sınava alınacağı, devam-devamsızlık, bir üst sınıfa nasıl geçeceği belirsizdir. Bu konudaki açıklama eğitim yılının bitmesine yakın bir tarihte medyadan mı duyurulacaktır?
- Bakanlığın eğitim-öğretimle ilgili yarattığı bu kaos ortamında bazı okullarımız kendi imkanları çerçevesinde çözüm üretmeye çalışmışlardır. Online eğitim ile ilgili program satın alarak veya google meet, zoom programları aracılığı ile senkron bir biçimde uzaktan eğitimi yapmaya çaba sarf etmektedir.
- Okullarımız, online eğitim imkanlarını “sağlayabilen, kısmen sağlayabilen veya hiç sağlayamayan” durumuna düşürülmüştür. Okullar arasındaki eşitsizlik gün geçtikçe artmakta, bu durum eğitim bakanlığı tarafından sıradanlaştırılmaktadır.
- Bakanlık okulların ve öğrencilerin internet-cihaz erişimi ile ilgili bir çalışma yapmamıştır. Bu konuda da okul idareleri ve öğretmenler kaç öğrencinin uzaktan eğitime erişimde sıkıntı yaşadığı konusunda çalışma yapmak zorunda bırakılmıştır. Okul idareleri ve öğretmenler tek tek öğrenci veya velilere ulaşarak bu konuda bilgi almaya çalışmaktadır. Bu sorunların Eğitim Bakanlığı tarafından uzaktan eğitime başlamadan tespit edilip giderilmesi gerekirdi.
- Okul idareleri ve öğretmenler whatsapp gruplarının oluşturulmasında öğrencilere ulaşmakta sıkıntı yaşamaktadır. Özellikle ortaokullarda öğrencilerin kendilerine ait cep telefonu olmaması, evde internet erişiminin bulunmaması veya ailelerinin çalışıyor olması öğretmen-öğrenci iletişiminin sağlıklı ve verimli bir şekilde sürdürülmesini engellemektedir.
- Seyrekleştirilmiş model ile okulların 14 Eylül’de açılacağından bahsedilmektedir. Okullarda hijyen ortamının yaratılması için görev biçilen hademeler birçok okulda bir veya iki tanedir. Bazı okullarda hiç yoktur ve bakanlık okulun temizliği ile ilgili hizmet satın almaktadır. Bu koşullarda 5 saat okulda kalacak olan öğrenci ve öğretmene gerekli hijyen koşullarını kim ve nasıl sağlayacaktır?
- Pandemi döneminde okullara ek kaynak aktarması ve pandemi ile ilgili bir mücadele planı ortaya koyması gereken Bakanlık, okula öğrenci gitmesi durumunda bir hafta bile yetmeyecek miktarda okullara dezenfektan göndererek öğrenci ve öğretmenlerin sağlığını riske atmaktadır.
- Nüfusu bin öğrenciyi aşan okullarımızda 25ten fazla farklı yerleşim biriminden öğrenci okula gelmektedir. Bu öğrencilerin 14 Eylül’den itibaren seyrekleştirilmiş model çerçevesinde hangi şekilde okullara otobüsle taşınacağı konusunda bakanlık henüz herhangi bir çalışma ortaya koymamıştır. Çözülmesi çok güç olan böyle bir sorunu okul idarelerine yıkmaya çalışmaktadır.
- Okulun açılması durumunda, Sağlık Kurulunun pandemi ile ilgili önerdiği kuralları uygulama ve denetleme görevi okul idarelerine ve öğretmenlere verilmiştir. Defalarca önerilmesine rağmen öğretmen ve öğrencilere random yöntemiyle bile olsa PCR testi yapılması gündeme getirilmiyor.
- Bu süreçte özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilere yönelik herhangi bir çalışma yapılmamış, bu öğrencilerin eğitim hakkı göz ardı edilmiştir.
Eğitim Bakanlığı eğitim öğretim ile ilgili görevini yapamayacak,
merkezi bir standart yaratamayacak,
okullar ve öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirecek, sorumluluklarını okul idarelerinin üzerine yıkmaya devam edecekse,
Eğitim Bakanlığını dönüşümlü olarak okul idarecilerine devretmesini öneririz.
İnsan hayatının ve toplum sağlığının hiçe sayıldığı bu düzene mahkum değiliz!
Öğrencilerimizin eğitim hakkını savunmaya devam edecek,
okulların sağlık ve güvenlik önlemleri alınarak açılması için
mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.
Duygu GEYLAN
Örgütlenme Sekreteri
Yönetim Kurulu (a.)