ASIMILASYON, ENTEGRASYON POLITIKALARI ILE DEVŞIRME OLMAYI REDDEDIYORUZ

0
359

 

AKP ve işbirlikçisi UBP Hükümeti, koltuk uğruna ülkemizde kapanamayacak tahribatlar yaratmaktadır. AKP’nin dayatmaları ile uygulanan entegrasyon, asimilasyon politikaları ile  Kıbrıs Türk Toplumu DEVŞİRİLEREK yok edilmek istenmektedir.Oluşturulan yağma, kapkaç rejimi ile Kıbrıs Türk Toplumunun kültürel, ekonomik, sosyal tüm değerlerini yitirmesi noktası zorlanmaktadır. Halkının güvenini yitiren, verdiği sözleri tutmayan, antidemokratik yasalar yapan, anayasayı, yargıyı, meclisi hiçleştiren, kendi halkına zulüm yapan UBP hükümeti sömürge yönetiminden aldığı güçle  verilen talimatları harfiyen uyguluyor  görüntüsü çizmektedir. Hainlik anlamı taşıyan bu davranış, Kıbrıs Türk Toplumu aksine AKP’li bakanlar tarafından her gün demeçler ve yeni adımlarla desteklenmektedir.

 

             Entegrasyon politikalarının Kıbrıs Türk Toplumunu her geçen gün çağdaş dünyadan uzaklaştırıp, güçsüzleştiren ve göçe zorlayan bir durum yaratmıştır. Kıbrıs Türk Toplumunun adada dünyanın tanıdığı  Kıbrıs Cumhuriyetinin ortağı olduğu bile unutturulmuştur. Manipilasyon yaratılarak ve halüsünasyon görülerek Ekonominin uçtuğundan her şeyin daha güzel olduğundan bahsedilmektedir.

 

            1974’ten sonra, Kıbrıs ikiye bölünmüş ve sömürge yapılmıştır. Özellikle Kıbrıs’ın Kuzeyinde ayrılıkçı bir rejim kurularak, demokrafik yapı değiştirilmiş, sakat bir demokrasi oluşturularak dışa karşı demokrasicilik oynanmıştır. Buyuran , yapan modeli ile bu sakat demokrasi ve işbirlikçi hükümetlerle birçok şeyin üzeri örtülmüştür. Son yıllarda örtüye, vitrin demokrasisine de ihtiyaç kalmamış baskı, zulüm, hakaret ile Sahip kendini hissettirmeye başlamıştır.

 

            Ekonomik tedbir adı altında, özelleştirme peşkeşleri, yeni şirketler, gece kulüpleri, bet ofisler, gazinolar, oteller, üniversiteler ile Kıbrıs’ın Kuzeyi tamamen kolonize edilmeye , buna uygun kurumlar, eğitim sistemi, alt yapı sistemleri getirilerek yerleştirilmeye başlanmıştır. AKP meşhur 4+4+4 keşfi ile devlet dinini Sünnileştirmiştir. Dört koldan farklı kültürel özellikleri olan Anadolu insanlarını baskı, tutuklama ve tehditle ASİMİLASYONA uğratmaya başlanmışken, sömürgesi olarak gördüğü Kıbrıs’ta da bu uygulamaya konulmuştur. Direnen hiç bir kesim bırakmamak için Sendikalara saldırı başlatmıştır. Sömürge olmaya ses çıkarılmasa, şükran çekilse idi AKP kurmayları sendikalardan rahatsız olmayacaktı. Bir yandan din istismarlığı yapılırken kumar,fuhuş, uyuşturucu,  insan kaçakçılığı,  yağma, talan, soygun politikalarından rahatsızlık duyulmadığı gibi. Kıbrıslı Türkler fakirleştirilerek, örgütsüzleştirilerek sesleri kısılmaya beğenmeyen, boyun eğmeyen varsa da göç yollarına gitmeye zorlanmıştır. Adada kalacak olanlar ise asimilasyon, entegrasyon politikalarına ses çıkarmayacaklardır. Asimilasyon, entegrasyon, ozmosis politikaları ile Kıbrıs Türkleri devşirme yapılacaktır. Kıbrıs’ın Kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan yapı Kıbrıslı Türklerin çıkarına olmasa da bütün sömürgeci devletlerin yaptığı gibi kendi sosyal,kültürel, ekonomik yapılanmsının Kıbrıs’ta gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

 

            AKP’ye kuklalık görevi yapan UBP Hükümeti toplumuna ihanet içindendir. Defalarca meydanları dolduran Kıbrıs Türk Toplumu sömürge yönetimi olmak istemiyor. Ne Ruma yama, ne de Türkiye’ye rehin olmak istemiyor. Yüzyıllardır kardeşi bildiği Anadolu Halkı ile kardeşliğe devam etmek istiyor. Kendi ülkesinde, dünyanın tanıdığı bir devletin eşit ortağı iken çerez olmak istemiyor. Kültürü, dini, dili, siyasal, sosyal yapısının Asimile edilmesini istemiyor. Kıbrıs Türk Toplumu vardı var olmaya devam etmek istiyor. Kendini Kıbrıs Türk Toplumunun parçası gören her bireyin insan ve vatandaşlık haklarını kabul ediyor ancak OZMOSİS veya DEVŞİRME politikalarını da reddediyor. Kıbrıs Türk Toplumu aşağılanmayı, devşirilmeyi değil saygı duyulmayı hakediyor. Kendi ülkesinde barış içerisinde, kendi demokrasisini kurmak ve kendi kendini yönetmek istiyor.Kurumlarının, mülklerinin özelleştirme adı altında TC’nin yeşil sermayesine peşkeş çekilmesini hazmedemiyor. Kıbrıs Türk toplumu kendisine dayatılan kuran kurslarını, imam hatipleri, ilahiyatları istemiyor. Kuzey kıbrısın tarikat yuvasına dönüştürülmesini, Kültür emeryalizmi ile kültürünün yok edilmesini, yüzyıllarca kültürünü korumuş bir toplum olan Kıbrıs Türk toplumu eksiklikleri varmış gibi aşağılanmak istemiyor. Konuyu Dünya ölçeğine taşıyacağız, ne yama ne rehine olmak istemiyoruz.

 

            Rumlarla maç yapan, ekonomik ilişkiye giren ve takkiye yaparak, Kıbrıs Türk Toplumunu yok sayan AKP Hükümeti bu sesi duymasada Anadolunun vefakar, emekçi halkı bu sesi duymalıdır.. KTOEÖS olarak bu sesi duyurmak için çaba harcamaya devam edeceğiz. Bu amaçla 26 TEMMUZ 2012, Perşembe günü KTOEÖS Binasında saat:18.00’de tüm aydın, hukukçu, sendika, dernek, sivil toplum örgütü, parti ve katkı koyabilecek herkesi konuyu tartışmak ve sesiz kalmamak için toplantıya çağrıyoruz. Kıbrısın kuzeyine uygulanan asimilasyon entegrasyon politikalarını Kabul etmeyeceğiz. Sesimizi, Başta Türkiye Halkı ve tüm Dünya duyana  Kıbrıs Türk Toplumuna itibarı geri iade edilene kadar da yolumuzdan dönmeyeceğiz.

 

            Kıbrıs Türk Toplumunu göstermelik demokrasi  içerisinde köleleştirip, aşağılayan ve yok etmeye çalışan bu rejim kader değildir, bize dayatılanı asla kabul etmeyeceğiz.

                                                                                               

 

 

 

 

 

                                                                                                     Tahir GÖKÇEBEL

                                                                                                         Başkan

                                                                                                 Yönetim Kurulu (a)