24 Mart 2025, Pazartesi, KTOEÖS ve KTÖS olarak Ortaokullar ile Ortaöğretim Kurumları İçinde ve Dışında Uyulacak Kurallar ve Disiplin Tüzüğü’nde Bakanlar Kurulu kararıyla yapılan gerici değişikliklere karşı Anayasa Mahkemesi’nde dava açıyoruz! LAİKLİK Mücadelemizde GEÇİT VERMEYECEĞİZ!
SELMA EYLEM: “BU MESELE KILIK KIYAFET YA DA ÖZGÜRLÜK MESELESİ DEĞİL, TOPLUMUN GELECEĞİYLE İLGİLİDİR”
KTOEÖS Başkanımız Selma Eylem, yaptığı konuşmada laik eğitim anlayışına karşı yapılan müdahaleleri kabul etmeyeceğimizi belirterek şunları söyledi:
“Bugün mahkemeye geldik. Bizlere destek veren öğretmenlerimize, özellikle İrsen Küçük Ortaokulu öğretmenlerimize teşekkür ederim. Onurlu bir mücadele veriyorlar. Bu mücadele, yalnızca öğretmenlerin değil, ülkemizin geleceği için verilen bir mücadeledir.”
Eylem, tüzük değişikliğinin basit bir kıyafet özgürlüğü meselesi olmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Bu mesele, belirli siyasi çevreler tarafından toplumu bir yere götürme meselesidir. ‘Orada ne varsa, burada da olacak’ anlayışının bir parçasıdır. Ancak biz öğretmenler ve toplum olarak buna izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin bugün getirildiği noktaya getirilmemesi için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Tüzüğün geri alınması için dava açıyoruz ve hem hukuki hem de eylemsel boyutta mücadelemiz sürecek.”
“ÖĞRETMENLERİN LİNÇ EDİLMESİNE GÖZ YUMMAYACAĞIZ”
Eylem, öğretmenlere yönelik sosyal medya üzerinden yürütülen linç kampanyalarına da değindi:
“Hükümet, sahte hesaplar ve troller üzerinden öğretmenlerimizi itibarsızlaştırıyor. Hatta bazı hükümet ortakları halkı kışkırtıyor. Çocuklar okul bahçesine kadar getiriliyor, aileleri üzerinde baskı kuruluyor, ev ziyaretleriyle provoke ediliyor. Bu toplumun çatışmaya değil, birlik içinde laik eğitime sahip çıkmaya ihtiyacı var. Bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.”
Eylem, sosyal medyada öğretmenlere yönelik hakaret ve tehditlerin takipçisi olacağımızı belirterek, hukuki haklarımıza başvuracağımızı vurguladı.
BURAK MAVİŞ: “HÜKÜMETİN KÜÇÜK ORTAĞI DİNİ SİYASET MALZEMESİ YAPIYOR”
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş ise hükümetin konuya ilişkin sessizliğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Hükümet kanadından hâlâ tek bir açıklama yok. Ancak hükümetin küçük ortağı, bu konuda sorumluluk almış gibi konuşma cüretinde bulunuyor. Tüzük değişikliğinin Ramazan ayında yapılması, halkın dini duygularının istismar edilerek siyasi mühendislik yapılması anlamına geliyor.”
Maviş, bu tüzük değişikliğinin anayasal düzeni ihlal ettiğini belirtti:
“Anayasaya açıkça aykırı olan bu düzenlemeye karşı dava açmamızın nedenlerinden biri de budur. Anayasa, hükümetin miras aldığı bir değer ve bağlı kalması gereken bir metindir. Ancak belli ki Sayın Erhan Arıklı anayasayı ya okumamış ya da halkı yanıltıyor.”
“ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASİ PROJE”
Maviş, hükümetin küçük ortağı olan Yeniden Doğuş Partisi’nin (YDP) bu tüzük değişikliğiyle erken seçim için oy devşirmeye çalıştığını belirtti:
“Sayın Arıklı, erken seçim ihtimalinde barajı geçemeyeceği korkusuyla Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği ile işbirliği içinde bu projeyi ortaya attı. Sürekli olarak ‘hükümetten çekilirim’ diyerek kriz çıkarıyor ve Ulusal Birlik Partisi’ni (UBP) Demokrat Parti ile uzlaştırarak bu tüzük değişikliğini gündeme getirdi. Amaç, toplumu ikiye bölmek ve dini duygular üzerinden siyasi rant sağlamaktır.”
Maviş ayrıca Türkiye Büyükelçiliği’nin sürece müdahil olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Bu çocukları okula kim getiriyor? Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin kurmayları bizzat organize ediyor. Yarın da İskele’de eylem yapacaklarını duyduk. Bekir Paşa Lisesi önünde Yeni Doğuş Partisi’nin gösterisi olacak. Sayın Arıklı, sen de orada olacaksan biz de olacağız. Geleceğin varsa göreceğin de vardır!”
“EĞİTİM REFORMU DEĞİL, İDEOLOJİK MÜDAHALE”
Maviş, bu uygulamanın eğitim reformu değil, eğitim sistemine ideolojik bir müdahale olduğunu vurguladı:
“Biz, çocuklarımızın özgür düşünen bireyler olarak yetişmesini istiyoruz. Kimseye ‘namaza git’ ya da ‘başını ört’ diye bir dayatma yapılmadı. Ancak şimdi dışarıdan bir müdahale ile eğitim sistemimize ideolojik bir şekil verilmek isteniyor. Kıbrıs laiktir, laik kalacaktır!”
KTÖS Genel Sekreteri, hükümete çağrıda bulunarak şöyle konuştu:
“Eğitim Bakanı’na düşen görev, biz mahkemeden karar beklemeden bu kararı Bakanlar Kurulu’na götürüp iptal ettirmektir. Çünkü bu karar, toplumu gereksiz yere bölmekten başka bir şey değildir.”
Yardımcı kaynaklar: Özgür Gazete & Kıbrıs Gerçek Haber