21 Mart 2025, Cuma günü 13:30’da KTOEÖS ve KTÖS olarak, laik eğitim ve laik toplum yapımıza sahip çıkacağımızı bir kez daha haykırmak için Eğitim Bakanlığı önünde eylemimiz gerçekleşti. Gericiliğe, Yobazlığa, Çocuk İstismarına GEÇİT VERMEYECEĞİZ! LAİKLİK İÇİN MÜCADELEMİZ SÜRECEKTİR!
KTOEÖS Başkanımız Selma Eylem’in eylem konuşması:
Değerli öğretmen arkadaşlarım, meslektaşlarım, kardeş sendikamız Ktösle birlikte düzenlediğimiz eylemimize destek veren değerli dostlar, yoldaşlar HOŞGELDİNİZ!
Öncelikle, bugün demokrasiyi, adaleti, hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran anlayışı kınıyor, Atatürk ilkeleri doğrultusunda, özgür, demokratik, laik Türkiye için mücadele eden Türkiye halkını selamlıyor, desteğimizi duyurmak istiyoruz.
Eğitim Bakanlığı bir gecede karar almış, Disiplin Tüzüğünü Bakanlar Kuruluna götürüp değişmiş ve devletin laik, bilimsel, Atatürk İlke ve Devrimleri çerçevesinde eğitim sağlamasını emreden Anayasamızı, yasalarımızı hiçe sayan yeni bir adım atmıştır. Bu bir darbedir! Kabul edilemezdir! Kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz! Küçücük bir kız çocuğumuza siyah vitoların içinde okullarımızın içine kadar giderek AKP memurlarının baskı yapması kabul edilemezdir, asla kabul etmeyeceğiz!
Adım adım Türkiye’yi uçurumun kenarına getirdiler. Bizi toplumumuzu da sürüklemektedirler. Şimdi sıra çocuklarımıza geldi. Buna izin vermeyeceğiz!
Bakanlar Kurulu bu tüzüğü hemen geçirdi ve onayladı. Neden mi? çünkü talimat böyleydi. Çünkü bu da toplumumuzun dönüşümünü hedefleyenlerin planlarının bir parçasıdır.
İşte buradan öğretmenlerimiz, ve toplumun tüm kesimlerinden olan insanlarımızla birlikte size sesleniyoruz Sayın Bakan!
Bu yasadışı, bilim dışı, geleceğimizi karanlığa sürükleyen kararı derhal geri çekilmesi için adım atın. Özgürlük kılıfı altında kız çocuklarımızın bedeni üzerinden politika yapılmasına fırsat yaratmaktan vazgeçin. Sizin ve bakanlar kurulunun Anayasa ve yasalarımıza bağlı kalmak, bunlara göre kararlar üretmek, uygulamalar yapmak mecliste kabul edilen BM çocuk hakları sözleşmesini gözeterek görev yapmak zorunda olduğunuzu, o mecliste ettiğiniz yemini unuttuysanız size hatırlatmak isteriz Sayın Bakan.
Sayın bakan, ders kitaplarımıza, müfredatlarımıza müdahale ediliyor. Bilimsellikten uzaklaştırlıp gericileştiriliyor. Bakanlığınız seyrediyor, hatta destek veriyor, onay veriyor, işbirliği yapıyor.
Kuran kurslarına yazılı izin veriyorsunuz, kamu hizmet komisyonu dini sembolle öğretmen atamalarını, hatta son zamanlarda 2 ay önce vatandaş yapılıp bu ülkede ikamet etmeyenlerin atamasını yapıyor, sessiz kalıyor hatta onaylıyorsunuz.
Her bölgede tarikat yurtları açılmaya devam ediyor. Yurtlarda çocuklarımıza elçiliğe bağlı imamlar ders veriyor. Göz yumuyor, çanak tutuyor, ortak oluyor, işbirliği yapıyorsunuz.
Ama, bilimsel, laik eğitimin sigortası öğretmene, sendikasına sürekli saldırıyor, verilen talimatları harfiyen yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor sayın bakan?
Halktan deprem vergisi toplanmasına rağmen hala daha çocuklarımız, öğretmenlerimiz konteynerlara mahkum. Okullarımız dökülüyor ama külliyetli bütçeyle tam donanımlı lüks külliye yapılıyor. Eğitim Bakanlığı ikinci ilahiyatın Mağusa’da yapımı için ülkemizde kurdurulan ideolojik vakıflardan biriyle protokol imzalıyor. Protokolde vakıf, şeriat müfradatını koşul koyuyor. Bilimsellikten, laiklikten, Atatürkçülükten bahseden ve bu KOŞULLU protokolün altında imzası olan Sayın Bakan hiç mi yüzünüz kızarmıyor?
Çocuklarımız, gençlerimiz Kuran’a el bastırılarak silahlandırılıyor, ilahiyat kolejindeki paralel yapılanma öğretmenlerimizi tehdit ediyor, size, bakanlara, milletvekillerine kripto yahudi diyecek kadar kendinden geçiyor, cihat çağrısı yapacak cüreti buluyor!
Elçilik tarafından kurdurulan sözde sendikanın başkanı, bu okulun müdürü eğitim bakanlığını hiçe sayıyor, din derslerini şikayet ediyor, 4 yaşında, soyut kavramların henüz yerleşmediği minicik beyinlere din dersi verilmesi gerektiğini savunan mektubunu Cevdet Yılmaz’a yazma cesaretini gösterebiliyor. Siz sadece seyrediyorsunuz sayın bakan. Hiç mi vicdanınız, yüreğiniz sızlamıyor?
Sayın Bakan, işte buradayız! Burada olan insanlarımız ya da olmak isteyip gelemeyen insanlarımız devlet okullarımıza, çocuklarımıza, bilimsel, laik eğitimimize, Atatürk İlke ve Devrimlerine, laik yaşam biçimimize, toplumsal değerlerimize ve irademize sahip çıkmak, sahip çıkan öğretmenlerimize destek vermektedir. Biliniz ki, öğretmenlerimiz, toplumumuz, Bakanlar Kurulu bu kararı geri alana kadar direnecek, laiklik ve bilim karşıtı, ideolojik olarak tasarlanıp hazırlanmış, elçilik tarafından planlama ve organizasyonu yapılan TÜM dayatmaları kabul etmeyecek, bunlara karşı mücadeleye devam edecektir.
Eylemimize destek veren tüm öğretmenlerimize, tüm örgütlerimize, siyasi partilerimize ve halkımıza teşekkür ediyoruz.