TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ‘Kıbrıs’ta 60 yıl süren sonuçsuz müzakerelerin ardından modası geçmiş ve yaşaması olanaksız federasyon modelinde Kıbrıslı Türklerin rızalarını çektiğini’ ifade etmiş.
Sayın Altun, biz Kıbrıslı Türkler adına konuşma hakkını nerden buluyorsunuz?
Bizim için çağdışı dediğiniz birleşik Kıbrıs’ı Türkiye için de mi çağdışı görüyorsunuz ?
Uluslararası anlaşmalara aykırı olarak ada yarısına nüfus taşıyıp demografik yapımızı bozdunuz, azınlığa düşürdünüz, böylelikle irademizi elimizden almayı hedeflediniz. Sistematik asimilasyon, entegrasyon politikalarınızı hala sürdürmekte, ekonomiden sağlığa, eğitimden kültüre, sosyal hayata, her alanda sizde ne varsa bizde de olsun çalışmalarına devam ediyorsunuz. Fakirleşmiş, geçim derdine düşürülmüş, ideolojik eğitimle şekillendirilmiş, bilimden, eleştirel düşünceden uzaklaştırılmış, böylelikle kolay yönetilebilen bir toplum modeli için her türlü planlamayı yapmış işbirlikçi kuklalarınıza talimatlar vermiş, dayatma paketlerle vermeye devam ediyorsunuz.
Tüm kurumlarımıza el koydunuz. Dağlarımız, taşlarımızı, kıyılarımız, topraklarımızı sermayenize peşkeş çektirttiniz. Rüşvet, torpil, mafya, kara para aklama, bet ofisler, casinolar, insan kaçakçılığı, sahte diploma veren sahte üniversitelerden oluşturduğunuz bu uluslararası hukuğun dışında bırakılmış rant ve nemalanma düzenini korumak, devamını sağlamak içindir iki devletli çözüm ya da sizin bile tanımadığınız KKTC’nin tanınması söylemleriniz.
Yeter artık biz Kıbrıslı Türklere yaşattıklarınız.
Sahip olduğumuz barış, demokrasi, hoşgörü, saygı gibi değerlerimizi yok ettiniz.
Kültürümüzü, çevremizi yok ettiniz, peşkeş çektiniz.
Kurumlarımızı, eğitimimizi ele geçirdiniz.
Sayın Altun biliniz ki,
Kıbrıs Türk toplumu yıllardır siyasi eşit bir varlık olarak varoluş mücadelesi vermiş, varolmayı başarmış, rızasının ne olduğuna kendisi karar vermiş ve kendisi ifade etmiştir. Yarattığı demokrasiyle, kültürüyle, dini, dili, yaşam tarzıyla var olmaya devam edecektir.
Ayrıştırma, bölme, dönüştürme, yoksayılma, dışlanma, eşit görülmeme, aşağılanma ve kimden gelirse gelsin baskılar karşısında onurlu direnişini sürdürecektir. Bu toplum tarihinde boyun eğmedi, yine eğmeyecek.
Barış için, çözüm için, toplumsal varoluş için mücadeleye devam edecektir.
Selma Eylem Başkan Yönetim Kurulu (a.)
